Çarpılmayı 220 Volt elektiriğe tutulmak sanan yazarın açtığı başlıktır *Burdan yazara sesleniyoruz
içinde bulunduğun duruma bir bak yiğidim. "x"lmak * senin düşündüğün gibi birşey değil zaten.
edit: Bunu eksileyene giren çıkan ne onu da bana özel mesaj yoluyla bildirmesini rica ediyorum. Hakketen bak.
Çin'de uyuşturucu satmanın cezası idamdır. Şimdi diyelim çin'de extacy satan birisini tanıyorsunuz. O adam için 'idamlık' demek yanlış mıdır? Birisi bana 'idamlıksa kendine idamlık sana ne? Onu suçlu görmek senin ne haddine?' diyebilir mi? Derse eğer bu aptallık değil de nedir? O adam biraz da benim için idam ediliyor, Beni caydırmak için, ibret olsun diye. Şimdi ekşisözlük ahmağı şunu bilmeli: hindistanda kasap dükkanı açarsan, sokak ortasında sığır bonfile kızartırsan seni gebertirler. Sonra 'niye yaptılar lan bunu, nerde düşünce özgürlüğü' diyemezsin.
"Allah(c.c.)'ım, sen bu genci affet" demek, en yerinde laf olacaktır sanırım. istedikleri olmayan bir ergenin, yakarışları. Allah(c.c.)'ın varlığını kavramaya hiç bir bünye yetmez. Fakat, bu beyin yoksunu gencin durumu içler acısı. inançlı insanların Kelimelere dökemeyeceği, düşüncelerinden bile geçiremeceği birşeyi yapmış Kuran-ı Kerim'e. Halbuki farkında değil bu beyin yoksunu şahıs bazı şeylerin. Elleri-ayakları tutuyor, kafasını sokacak bir evi var, karını da doyuyordur, internetinin parası da ödeniyor. Yani insan önce, elindekilerin değerini bilmeli ve şükretmeli. Bu ergense belli ki biraz pasif bir tip. Aşık olmuş, pas vermemişler. Zengin olmak istemiş, bi baltaya sap olamamış vs vs. Ve bunun gibi fani şeylere çok takılmış. Sonunda da isyan etmiş. Neyse, Allah(c.c.)'ım, sen affet bu ergeni, cehalet sarmış dört bir yanını.
Yazar ile Tanrısı arasındaki durumdur. Birçoklarının bahsettiği gibi inananlara yapılmış bir saygısızlık yoktur ortada. Adam kendi Tanrısına sinirleniyor, yalvarıyor, isyan ediyor. Sen niye üstüne alınıyosun a toramanım?
adam yanlış yazmış ama güzel de yazmış. yardım eli uzatmak gerek gence. kinyas ve kayra romanının kinyasın yolu bölümünü okutmak lazım. sıradanlığın mutluluk olacağını hatırlatmak lazım. tutunamayanlıktan kurtulmanın yolunun budhadan geçmek olduğunu hissettirmek lazım. orta yolu bulmasına ön ayak olmak lazım. insanlar kötü, din saçma olabilir ama küçük de olsa hedefler koyması gerektiğini bu hedeflere ulaşırken elde edeceği hazzın onu bu dertlerden kurtaracığını anlamsını sağlamak lazım. marifetin tutunmamakda değil inadına tutunmakta olduğunu ikna etmek lazım.
(bkz: intihar etmek kolaydır yaşamaktan)
böyle hakaretlerle insanları birbirine düşman etmeyelim canım kardeşim. ben senin inançsızlığına saygı gösteriyorum, karşılığında sende benim inancıma saygı göster güzel güzel yaşayalım. yaşamak çok güzel, hayatın tadını çıkar canım kardeşim.
bak iki kez intihara teşebbüs etmişsin, allahtan yardım istemişsin etmiş ya kardeşim. daha ne yapsın. sana yıllarca islama küfür etmen için nefes bahşetmiş. mikserde bile yüzüyorsun daha ne istiyorsun. haaa allah seni okyanusa bile salsa sen gene ona küfredersin orası ayrı. bu internet ortamı senin gibilerin ateism propagandası yapmanı bile sağlıyor ona bari şükret.
ayrıca özlediğin tanrıya yakında kavuşacaksın meraklanma, bolbol hasbihal edersin artık.
hesap sorarsın gerekirse. ama bu dünyada ona küfretme canım kardeşim ölene kadar bari sabret.
Tek basına birakilmamali, gidip cami avlusuna mazallah sicar falan anlatamaz sonra sozluge anlattığı gidip derdini cemaate.
Psikolojik destek almasını şiddetle tavsiye ettigim, yan sözlük komşusu şahıstir.
başlığı, yazılanların etik olup olmadığını herşeyi bir kenara koyalım. çaresi kalmamış, tükenmiş bir insan söz konusu. kim bilir ne yaşadı? bilmiyoruz. bu satırları yazdırcak kim bilir ne yaşadı? önemli olan öncelikle bu.
asla tasrip edilcek satırlar değil. evet. şey gibi düşünmek lazım. kiliseyi bombalayan insan. sinagog yakan biri. camiyi yıkan biri gibi düşünmek lazım. düşünsenize kiliseyi bombayalan birini ele alalım. hangi ruh haliyle bu eylemi gerçekleştiriyor? ne garezi var elin ibadethanesine mesela? o psikoloji gibi birşey bu.
satırları okurken tüylerim diken diken oldu. vay kafir nasıl böyle birşey yaptı demedim. tüylerimi ürperten bu değil. tüylerimi ürperten "nasıl bir insan bu hale gelebilir?" oldu. çok belliki bir tutunacak dal aramakta. belliki o inandığı tanrısından başka tutunacak dalı kalmamış. tek isteği bir yardım eli. birilerinin onu farketmesi. bir destek sadece.
her ne olursa olsun kesinlikle tekrarlıyorum. birilerinin kutsalına el uzatmak ahlaksızlıktır. aşırı islamcılar, muhafazakar hristiyanlar... bunlar günümüzün sorunu değil mi zaten? sorgulamak gereken insanları bu hale getiren olaylar. vaadedilenler. sorunlar. kullanılanlar...
satırlarda dikkatimi çeken önemli bir hususta intihar kısmı oldu. intihar kavramı yalnız kalanların, herşeyi yitirenlerin, çaresizlerin son çare olarak gördükleri bir olgudur. haberlerde hep görmüşsünüzdür o köprüye çıkanları. falancayı getirin bana yoksa atarım kendimi. iş bulun bana yoksa atarım kendimi diyenleri. farkedilmek. evet tek istekleri yaşama tutunabilcekleri bir dal. onları önemseyen birilerinin olduklarını bilme isteği. o satırları yazan arkadaş tanrısının (onun için belkide tek varlığını bilen) onu farketmesini sağlamak için yaptığı bir eylem bu. o eylemi yapması ne kadar hataysa, o eylemi yapmasını sağlayan faktörler, kişiler daha büyük bir hata. bunun bilincinde olmak gerekiyor.
sonuç olarak bakıldığında psikolojik bozuklukların yol açtığı tramvalar insan yaşamını ne kadar da olumsuz etkiliyor tekrar görüyoruz. hepimiz insanız ve birlikte yaşamaya birbirimize destek olmaya mecburuz. hor görmek, itmek, kakmak, onları dışlamak erdemsizliktir. ölüm olsun, yoksulluk olsun, zor durumda kalınabilcek her ne olursa olsun birbirimize destek olmak esastır. hepimiz insanız, hepimizin zor günleri olabilir bunu unutmayalım...
belli ki sorunlu bir arakadaş. gerçi hangimiz sorunlu değiliz ki... aslında bizim sorunlarımız ekşi yazarının sorunlarının yanında devede kulak. kaçımız tanrı'yı bulamadığımız için bu kadar içleniyoruz? onu bulamayışımıza bu kadar üzülüyoruz? yada onu arıyor muyuz?
Kuran'a boşalma kısmı büyük ihtimal palavra fakat olmamış... iyi niyetli gibi duran arkadaşa eksi kazandırır.
sonuç oalrak allah akıl fikir versin demek düşer bizede... allah yardımcısı olsun arkadaşın.
söz konusu yazının tamamını okuyupta bahsi geçen şeref noksanı mahlukatın ateizm propagandası yaptığını anlamamak için kör olmak gerekir. Tanrı'yı sevdiğinden yapıyormuşmuş o zaman napolyon'da viyana'yı vebayı öldürmek için yaktı. Bu nasıl bir mantık? o zaman aynı lavuk annesine kızdı mı ne yapıyor merak ediyorum?
Tanrım seni oraya çağırdım buraya çağırdım gelmedin bla bla...
Tabi ya tanrı süper kahramandı sen he deyince gelecekti. Birde bu propagandayı yemiş ayağına destekleyenler var bizim sözlükte "işte aslında sevdiğinden yapıyor" diye, yok yaa. Yemezler yavrucum.
En çok dikkat çeken kısım ise özellikle kuran yazması. Neden diğer kutsal kitaplar değil de kuran? Batılıyız ya hani onların götünü yalamak farz onlara benzemek için.
Bunlar kendilerine medeni derledi dimi? çağdaştı bunlar ama biz yoobazdık. kimin ne mal olduğu ortaya çıkıyor böyle durumlarda.
Hazır değinmişken Burada demokrasiyi başkalarına veya onların değerlerine hakaret zanneden mahlukatların da olduğunu gördük. Ben şimdi o mahlukatların valideleri ile ilgili tek tek başlık açsam o zaman demokrasiye sığınabilirmiyim? Demokrasi kişilerin özgürlük hakkını tanır fakat belli sınırlar çerçevesinde. Her boku yemek demokrasi olsaydı o zaman adam öldüren lavukda demokratik hakkımı kullandım derdi a ateistcikler.
Aklıma gelmişken ekşi sözlük ateist yuvası diyince sonra ağlamasın kimse bir daha.
Gerçekten değişik bir yazı olmuş ama yazar başlığın tam aksine kinini değil sevgisini kusmuş tanrı'ya. hırsızlığın yanlışlığını bile bile ama hapishanedeki babasıyla olmayı isteyerek çalmış bir insanın duygularını yansıtmış. Sevdiğiyle olabilmek için düşmanı olmaya bile göze almış bir yakarışı yansıtmış. Bir yandan "insan bu kadar haddini aşmamalı!" dedirtiyor başlıkta ama okudukça "bu kadar sevebilir mi insan hiç tanışmadığı bir şeyi?" diye sordurtuyor.
Eğer yazılanlar gerçekse, çok ciddi bir boşluğun içindedir yazar, Tanrı'ya ulaşa kadar bu boşluğu nelerle dolduracağı belli olmaz!
Eğer hayal ürünü ise yazılanlar, bambaşka bir hayal dünyasına sürüklenmiştir ve sevginin ne demek olduğunu biliyordur yazar.
Her iki durumda da yazar başlığa göre değil, entry'ye göre değerlendirilmelidir. Bazı kişilerin değerlendirmesinde değişme olmayacağı kesin ama inkar edilemez entry'yi okuduktan sonra yazarı yargılamanın daha zor olacağı...
başlık kötü olmuş, adı daha doğru olan bi başlık açabilirdi.
evet isyan ediyor ama ne kadar sevdiğinide söylemeden edemiyor.
aslında pişman olucak söylediklerine belki. ama yalnızlığı bilmeyen bilemez bu duyguları ve yalnızlık insanın hiç istemediği şeylerin ağzından çıkmasına sebep olabiliyor.
bu dünyada daha 25 yaşında huzurevine kapatılmış gibi hissetmek o kadar acı verici bir şeyki.
bunu bilincinde en azından, bence bu arkadaş yaşlıları ,düşkünleri, kimsesizleri, yetimleri, öksüzleri herkesten iyi anlıyor ve herkesten çok seviyor.
tepkisi böylemi olmalıydı?hayır tabiki. ama insan bazen bu kadar ağır yükü kaldıramayabiliyor. dediğim gibi kötü durumlarda insanlar inanılmaz hatalar yapabiliyorlar. allah inancını sağlam kılsın bu durumda olan kişilerin.
(ben dahil)
yeterki hatalar olsun hatalar düzeltilebilir.
ama kişilik bozuksa vede içte riyakarlık varsa vay halimize.
allah affetsin.
edit: başlığın kesinlikle kabul edilemez olduğunu tekrar belirtmek isterim.
