Ulusözlük yazarı olarak halimden memnunum, en azından platform olarak başka sözlüklerden daha rahat bir ortamda olduğumu düşünüyorum.
Bir okur olarak ise, iki sözlükteki yazıları da okuyorum. Ama malum, yanıt vermek istediğim bir konuya burada pat diye yanıtı yapıştırma şansım varken ekşi sözlük için bu geçerli değil. zaten yazar alımı konusundaki sistemlerinin çok da makul olduğunu düşünmüyorum. o nedenle buradan yanıt vermek istiyorum kendilerine. sözlüğün formatıyla ilgili de, ulusözlük'ün zararına olacak birşey yapmak asla istemem. Zaten bu tarz bir başlığın da içeriğimizi zenginleştireceğini öngördüğüm ve okuma-okunma sayısını arttıracağını düşündüğüm için de paslaşmakta bir sakınca görmedim.
anlaşılan trollük yeni iş kolu olmuş. malum, rasim ozan kütahyalı ayarında bir adam spor, magazin, siyaset ve din konularının tamamı hakkında televizyonlarda konuşacak kadar yüksek birikimli kabul ediliyor. e bu durumda da, amatör yazarlar da eleştirmenlik yapmaya çalışıyorlar, ancak düzeyi gram yükseltmeden.
öncelikle şunu söylemek lazım ki, eleştirmenlik işin kolayıdır ve bu işin de aslında yapması gereken ortaya bir eser konulmuşsa bunun daha iyileştirilmesine katkı vermektir. bir işe emek verip ortaya eser çıkartan insanlar, bu emeğin kıymetini bildiği için daha temkinli konuşurlar. salt kötü konuşmak için her argümanı kullanan insanların sittin sene ortaya kibrit çöpü çıkartamamış zavallılar olduğunu düşünüyorum. bunu yazın bir kenara.
barış manço konusuna gelince. güzel-çirkin bilmem. ben çocukluğumda ciddi anlamda şarkılarına maruz kaldım. belki ayırdını yapamayacak kadar kaldım, bilemiyorum. içimden bu şarkıları atabilmek çok zor benim için, barış manço'nun kendisi de fenomendir gözümde.
merak ediyorum, ilk aklıma gelenlerle iki albüm yapılır da, siz kimi veya neyi dinliyorsunuz kardeşim? Bu adam tek tarz müzik yapsa iyi, amerikan folk müziği gibi şarkısı da var, pop da var, var allah var. soğuk algınlığı için tüketmenin iyi olacağı tarif verdiği şarkı bile var da, siz veya sizin dinlediğiniz hangi kişi bu kadarını yapabilmiş?
o yüzden, aklınızı başınıza alın. ortada furya var farkındayım, sözde muhafazakar bir hükümet önderliğinde muhafaza edilebilir birçok kişi ve değerin ağzına sıçma eğiliminiz var. diyeceğim, yerine birşey koymanız lazım; ya en azından deneyin bakalım. eleştirenler mutlaka bu görüşten diye demiyorum ama, hadi barış manço şarkıları kötü de kutsi mi dinleyelim? hande yener şarkılarını mı çalıp söyleyelim? uğur ışılak mı paklar, ne bok yiyelim bari onu deyin??
orospu çocuğu ile cümleye başlayıp, "önce gerekçesini oku, yine de önce gerekçesini oku" diye kendi kendime telkinde bulunduğum... okuduktan sonra metnin içerdiği tonlarca boşluğu görüp... fikrini yazanın tonu ve tavrına göre nasıl öncelikle şekil aldığımı fark edip kibar dil altından nasıl ağır mesajların verilebileceğini idrak ettiğim önermedir. şimdi sıralıyorum, kibar davranmayacağım.
ikinci dünya savaşı ve fırsat ifadelerini hangi hala aynı cümlede kullanabiliyorsun? bilgisayar oyunu mu lan bu? milyonlarca insanın öldüğü savaşı kim tepede tamamladı? kimdi lan kazanan? kiminle yan yana durup o fırsatı kullanacaktık?? almanya mı kaybetmiş, rusya mı kazanmış, çin mi kazanmış?
bir de nato demişsin, nato ya katılmanın bu ülkenin çıkarları ile yüzde yüz örtüştüğünü kim söylüyor? daha 5 yıl önce bu ülkede darbe yapan vatan haini fetöcülere kucak açan nato da bizim zaten işimiz yok ki? ülke politikamız bu olmadı ki bizim? gerizekalı mısın?
bu ülke denge siyaseti yürütmek zorunda. her tarafı farklı coğrafyalarda olduğu için kimseye taraf olmayacak, ortalığı kırıp dökmeyecek. kuruluşunda da böyle olmuş zaten.
ama birilerinin gazına gelen cahillerin cesareti ile yedi düvelle takışmak; en önemlisi nato ve rusya ile eş zamanlı ters düşmek beceriksizlikle bile açıklanamaz. bu çok düşük oranlarla açıklanabilir bir ihtimal ve bunu ülke olarak başardık. sebebi de 2003 te ırak taki fırsatı kaçırdığını düşünen hükümetin diğer sınır komşularında farklı fırsatlar arayıp, aradığı yerdeki toprağını da kaybedip fatura olarak birkaç milyon suriyeliyi içine almasıyla son buldu.
fırsat arayan yerlerinizi lütfen kendi çapınızda tatmin edin, bu ülkedeki herkesin o kadar tatmine ihtiyacı yok.
tuik verilerine göre ifadesi yazdığı yazıda geçmesine rağmen merak edip detayları sorgulamayan ama yüzeyde iyi niyetli olarak algıladığım yazarın iddiasıdır. sonuna kadar okuyan için ne olduğu ortada olan ama başlığı görüp geçen çoğunluğun aklında kalanın başlık olacağı ve o nedenle algı manipülasyonu yapan ifadedir aynı zamanda.
olmayan gerçektir. halkı bir dünya savaşı kaybedilip şehirleri bombalanan enkaz bir ülkeyi çalışarak yıkımdan kurtarmıştır. bu potansiyellerinin ortaya çıkışı hitler ile bağlantılı değildir. hitler almanların büyük ülke ve imparatorluk olma isteklerini yerine getirmiş, avrupanın önemli bölümünü işgal etmiştir. ama sonucuna bakıldığında, büyük devlet olmanın imparatorluk ve geniş topraklar olmadığını net anlayabilmeleri için bir çöküntü yaşaması önemli.
olmayan gerçektir. halkı bir dünya savaşı kaybedilip şehirleri bombalanan enkaz bir ülkeyi çalışarak yıkımdan kurtarmıştır. bu potansiyellerinin ortaya çıkışı hitler ile bağlantılı değildir. hitler almanların büyük ülke ve imparatorluk olma isteklerini yerine getirmiş, avrupanın önemli bölümünü işgal etmiştir. ama sonucuna bakıldığında, büyük devlet olmanın imparatorluk ve geniş topraklar olmadığını net anlayabilmeleri için bir çöküntü yaşaması önemli.
atanmış değil seçilmiş, seçilmiş! diyenlerin yandaşları.
seçilecek yere niteliği tutmayan, intihal şüphesi olan bir siyasi figürü atıyorsunuz. öğrenciler tepki gösteriyor, öğretim görevlileri tepki gösteriyor. elit, terörist diyorsunuz. yani sizin dediğiniz doğru bu kadar insanın ne düşündüğü önemli değil. polis gönderdiniz cop gaz yedi bu insanlar. tık yok, hala vasat seviyeden üst perde görüntü vermeye çalışıyor o atanmış. insanlar konuşuyor, gündemden düşmedi. bu nitelik ve birikim isteyen yer, şirket işe alımı değil ki kaynasın arada?!
e kimse anlatamadı, iş en son göte göt demeye geldi. kavuklu da göte göt demiş işte. neyin terbiyesinden bahsediyorsunuz? terbiyeli insan haddini bilir, hatta tevazu gösterir. ampul logosunu göğsüne takanı başımızın üstüne koyalım istiyorsunuz. kabul etmiyoruz lan işte, etmeyeceğiz! nasıl söyleyelim??
