yerli yersiz her an gösterilen meraktır. bu kimin zaman bir dizi-film repliği olur, kimi zaman bir kitap cümlesi, kimi zaman ise ünlü bir yazarın vecizesi olur. bu durumu eleştirdiğinizdeyse yok türkçeye çevirince anlamı bozuluyormuş, yok ben böyle ifade etmek istiyorum seni bağlamaz, yok senin ingilizce bilmemen benim sorunum olamaz şeklinde savunmalarla güya haksız olan sizsiniz gibi davranıyorlar. hayır, ingilizcenin pek bir şahaneliği kalmadı artık, herkes biliyor. ama nedir bu kendi dilin yerine emperyalist bir dili hunharca savunmak?
orijinali başka dilde olan sözleri bile ingilizce yazarak ekşici piç tabirini haksız çıkartmazlar. entel gözükmeye çalışmalarından kaynaklanır bu eziklik. bu insanlar genel olarak gerçek hayatta başarılı olamayıp; sanal hayatta tutunmaya çalışan, ve başka insanların kisvesine giren tiplerdir.
gayet normal bir merak değildir.
ekşi sözlük artık topluma mal olmuş(ne demekse) bir oluşumdur. interneti olan herkesin en azından ''neymiş bu lan?'' diyerek bir kere ziyaret ettiği, okuduğu bir yerdir ve türkiye menşeilidir. ingilizce'nin evrensel bir dil olması her türk'ün, fransız'ın(bunlar zaten beceremiyor) ingilizce bilmesini gerektirmediği gibi, ingilizce yayın yapmayı da gerektirmez.
ayrıca orjinal dil konusunda da bir örnek verelim.
friedrich nietzsche'nin en piyasa sözü ''beni öldürmeyen acı güçlendirir''dir. bu adam bunu türkçe söylemiş olamaz değil mi?
bunlar birer aforizmaysa her dilde birer karşılığı vardır, kitabına uydurulur.
ben arkadaşlarımla bira içerken
- ''beer makes you smart'' desem,
+ ''olum ne diyosun, bi siktir git çay koy'' derler ingilizce bilseler de bilmeseler de.
ekşi sözlük'ün ''i know kung fu, i know english'' yazarlarının da aldığı tepki budur;
somethings happening everything is happening(bir şeyler oluyor herşey bir şey oluyor) fatih terim.
insanların kendini ifade etmede sanki kendi dili yetmiyormuş gibi başka bir dili kullanıp, sözde entellektüel görünme çabası içinde olmasıyla gerçekleşen hadisedir.
"hastası olunan sözler" başlığına bir de ekşi sözlük'te göz atayım dedim. açtım başlığı efem, ilk 4 sayfaya göz attım, 2-3 entry hariç bütün "hastası olunan sözler" ingilizce arkadaş. hiç mi türkçe bi söze hasta olmuyosun? anlamıyorum ki.
yazar olabilmek için 10 entry girilmesinin yanı sıra bir de ingilizce sınavına tabi tutuyorlar sanırsın. herkeste öyle mükemmel ingilizce. teallam.
biz bilmiyo muyuz senin o sözü google translate'te çevirdiğini. yemezler aslanım, yemezleeeer!!
this is a classical thing about ekşi sözlük. i don't understand why the everything is in english. necessary or unneccessary.
i looked the title of "hastası olunan sözler"* on ekşi sözlük. i opened the title, i looked the first 4 pages. every entries are english without 2-3 entries. don't you like turkish lyrics? i can't understand.
become a writer you must to enter the 10 entries and then there is an english exam. you know everyone knows english so perfectly. pehh!!
we know that you are translating all sentences on google translate. they don't eat lion. they don't eaaaatt!!*
not: derdimi anlatacak kadar ingilizce biliyor oluşum, şu an fazlasıyla dertlendiğim için bir b.ka yaramadı. moderasyon'a sesleniyorum, biz de ingilizce sınavı istiyoruz.