durun! başlıkta 'meme' gördünüz diye hemen heyecan yapmayın gençler.
bir de tespit sıçtım evet evet bunu yaptım başarabildim! zor oldu ama biraz çorba içince yumuşadı ve çıktı.
çalışmaktan sıkıldığım bunaldığım iş gününün şu dadikalarında ekşi sözlüğün beğenilenlerine şuklarına bi bakayım da biraz keyfim yerine gelsin dedim. he niye mi böyle dedim, ulan zaten bütün gün burda okuyoruz gülüyoruz bilgileniyoruz, birazda dış mihratlara bakalım ne yapıyolar ne beğeniyolar neye gülüyolar diye düşündüm, yaptım bunu bunda bişey yok zall kızma bana.
bi şuk tıkla oku yok, 2 tıkla yok, 3 4 5 6... tabi bunları böyle tıklayıp geçmiyorum cart diye, hepsini okuyoruz da geçiyoruz.
velhasılı kelam yok aga hiçbişeye gülmedim pek bilgilendirici entryler de çıkmadı karşıma. (bunları genel olarak değil şukeladakiler yani oylanan entrler için diyorum) çok kırıldım,
yıprandım,
üzüldüm ve
incindim.
tespit çok doğru. ben, yazarlara gün içinde, ekşi'ye şöyle bir göz atmalarını tavsiye ediyorum. başlıkları ve entry'leri
gördükleri an, içlerinden "hassiktir abartılan ekşi bu mudur?" diye sorup, daha bir şevkle ulu'da yazmaya başlıyacaklardır.
ulu sözlük ve ekşi sözlüğün farkını ortaya koyan gerçek. ben bazen ne yazdıklarını bile anlayamıyorum. yazarlardan, filozoflardan alıntı yapıp bir de o'na kendi fikirlerini iliştirip basıyorlar entıra.
hele bazen bir ressamın hayatını, eserlerini anlatan entryler çıkıyor ki; mahalleden arkadaşları toplayıp sergi basasım geliyor.
anlıyacağınız hepsi beyinsiz arkadaşım. bütün kafası çalışan, iyi yazarlar hep ulu sözlükte.
bakınız: sol frame
