şimdi kimse demesinki ifade özgürlüğümüze engel olunuyor.
ifiaidei etmek ayrı hakaret etmek farklı. bakın topuğumdan saç tellerime kadar islamcıyım lakin hiç bir atesitle en ufak sorunum yok. inanamak ya da inanmamak tercih meselesidir. lakin kudurmuş it misali hadsizleşmek ve islama saldırmak kimsenin haddi değildir.
ve buna müsade edilmez edelimez. nietzsche nin dediği gibi toplumun geneli tarafından kabul görmüş kutsallara dil uzatmak özgürlük değil bilakis densizliktir.
herkes haddini bilecek. bilmiyorsada bilecek. ya seve seve ya seve seve.
bu baskınların dine hakaretten kaynaklanmadığını düşünüyorum çünkü seçimden önce bazı yazarlar açık açık mısır ve tunusta olduğu gibi isyan edelim ayaklanalım tarzı entryler giriyordu. emin değilim ama bununla alakası olabilir tabi baskınlar gerçekse.
olumlu bir gelişmedir, zira hak ve özgürlükler başkalarınınkinin başladığı yerde son bulur, bulmalıdır. özgür ve demokratik bir toplum olmamız terbiyesiz, ahlaksız, naşeref olduğumuz anlamına gelmez. kimse kimsenin inandığına örtündüğüne karışmamalıdır. karışanlarda bu şekilde hak ettikleri gibi muamele görmelidir. işte özgürlük "başkalarının haklarını kendi sınırlarınız dahilinde görmediğinizde tam gerçekleşmiş demektir" lafı budur.
toplumsal huzuru ve düzeni bozmaya yönelik eylemlerde bulunanlardır bu yazarlar. bu aralar uludağ sözlükte de var bunlardan bir ka tane. dikkat etmek gerek. hayır namussuzluk lan. direkt olarak namussuzluk. resmen birilerini galeyana getirmeye çalışıyorlar. ateist diye tehtid ve baskı gören ka kişi vardır ki şu ülkede?
bir ateist çıkıp allah yok din yalan deyince hakaret etti diyorsunuz, lakin bu bir hakaret değildir adam buna inandığı için zaten ateist.
bir ateist bunu değil de allah var din doğru dese saçmalık olmaz mı?
bir inananın nasıl ki allah tektir ve muhammed peygamberdir deme hakkı varsa ateistin de allah yok muhammed de aklından uydurdu deme hakkına sahiptir. diyemiyorsa burada bir salakça faşizm vardır.
bu cümlede akp faşist değil siz faşistsiniz diye ağlayan gerizekalı faşistlere gelsin;
(az yukarıda orjinali mevcut)
"heleki devir sizin dinsiz devriniz değilse."
cifte standarttir.o zaman, danimarka da hz.muhammet karikaturunü "dusunce ozgurlugu" diye koruyan Rasmussen le ayni masaya oturuyorsan,bisey demeye gozun yemiyorsa,one minute one minute demeye bile mecalin yoksa(popularist tavirlar),bu yazarlarida almayacaksin degil mi tayyip.
guclu olanin gucsuz olani ezmesinden baska bisey degilidir.
Önce sosyalistleri topladılari,sesimi çıkarmadım;
çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar;sesimi çıkarmadım;
çünkü ben sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar,sesimi çıkarmadım
çünkü ben yahudi değildim.
Sonra beni almaya geldiler;
benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.
Nazi Dönemi Almanyası
eğer ortada hukuki bir durum var ise, bu baskının kaynağı olan hukuki alt yapı eleştirilmelidir. düşünce özgürlüğü yok bu ülkede, hükümet olarak kim geçerse geçsin, diğer sesleri bastırmayı görev ediniyor kendine. bu nedenle bugün dini değerleri aşağılamak gerekçesiyle bir kısım yazara baskın düzenlenir, gün olur devran döner, "x kemalistler, y laikçiler" diyenler, irticai faaliyetten alınır içeri. bu böyle sürüp gider. nesiller boyu pakpen, yıllaaar boyu pakpen.
bu ülkede ileri demokrasi var.niye boşuna klavyeyi eskitiyoruz ki?biz bırakalım yüzyılın gördüğü en büyük demokratlardan olan akpliler atlarını koşturuversin.
düşünme özgürlüğünün altına sığınmayın bu özgürlük değil inanan kesime hakarettir. gereksizdir ve cezalandırılmalıdır. emniyetin hareketi takdire şayandır.
ilk 4-5 nesil ekşide dine küfretmezdi.
hatta bu nesiller iyi insanlardı çünkü saygılılardı.
sınırlarına kadar eleştirir bırakırlardı.
sonradan bir kitle çıktı, türedi; bu nesil bir zaman istedikleri gibi davrandılar.
suç işleyenler yasalarda açık hükümler olduğu halde haklarında hukuki süreçler işletilmedi.
haklarında süreç işlemediği için ssg ve avukat ortağı sanki onları bu tip süreçlere karşı korumuş gibi değerlendirildi.
ve bir kimsenin türkiye'de yayın hakkı bulunan bir zeminde tüm zümrelere hakarete, aşağılamaya varan sözleri/entryleri doğalmış gibi karşılandı.
öyle olmadığının anlaşılma zamanı gelmiş demek ki...
ekşide gündem şimdilerde ssg özgürlük savunucusu mu klasik bir işletmeci mi sorusu.
o hayır vermem deseydi bilinen adreslerine baskınlar düzenlenir tüm dökümanlar aylarca incelenirdi.
geceleyin/gündüzleyin bir defaya mahsus olmak üzere başlıklı kağıt almak ne demekmiş anlardı.
ancak bir işletmeciden beklendiği gibi işletmesinde kununa karşı gelenleri söyledi.