eksimeyen

entry1 galeri0
    1.
  1. alışılmamış imgelerle süslü bir reha yünlüel şiiri.

    evsiz-barksız

    sabah yağmurlarınındır

    gözlerim.

    cami avlularına bırakılmış

    vakitsiz sağanakların,

    coşkulu fırtınaların,

    ve bir de,

    bir de

    kandil cumalarından

    tüten heyecanların.

    çay bahçelerinin

    kırk mumluk sarı ampullerinde

    yakılıdır adlarımız

    bizbiz yanar

    benbön sönmez

    yaz'ı bekleyen

    kardanadem meydanlarından

    geçer sözlerimiz

    bana mısın demez

    hiçbiri

    bana mısın der

    havvaları ademlerin

    -üşümek zayıflıktır ya

    kötü yola düşürür kardanhavvayı,

    adamlarının gözü önünde-

    kardanademler ondan beklerler yaz'ı

    yokoluşları pahasına

    varederler kadınlarını

    varbırakırlar

    kaçırırlar sözlerimizden.

    uçuşan-saçışan kahkahalar

    sarılır boyunlarımıza

    atkılarımızdan çekiştirir

    güleriz ergin dostum, geçeriz

    sinekli mahalleler

    hamamböcekli taverna mutfakları

    kötümser garsonlar

    hayatla aldığı olan

    verdiği olmayan gazino patronları

    ırgalamaz bizi dostum!

    sineklerinden tablolar

    böceklerinden şarkılar

    garsonlarından iyimserlikler yapar

    patronlarını gazinolarına yamak düzeriz

    önümüzden bir adam geçer

    kimbilir

    hangi kadının

    aşık olduğu

    bir zamanlar

    ter, tütün ve alkol kokusundan müterekkip

    bir de yakasında kendisine ehemmiyet yükleyen

    bilmemne birliğinin rozetası

    kimbilir

    hangi kadının

    aşkından pişman olduğu

    çooook sonrası

    paslı kepenklerine koyar

    renkli gözlüklerini

    şişman kadın

    bir çocuk,

    prezervatifsiz

    çit pervazlarından

    atmaktadır

    yüreğinin ilk adımlarını

    anasının sahilinden hayatının sinesine doğru

    çalıntı şarkılarda çalınsak da

    ne gam!

    her şarkı bizim şarkımızdır

    her gam bizim gamımız

    film repliklerinden

    kaçamamış bir aşka meylederiz.

    bir hac mevsiminde aşık olan

    iki ihtiyarın öyküsüne çarpar kalbimiz

    -başlamamış, bitirilmemiş

    dolayısıyla yarım da bırakılmamış-

    bir çift huysuz ve hırçın gölbalığının öyküsüne

    işte böyle yakışırız.

    le-z'avyatör barında

    "evribadi niids sambadi" çalmaktadır

    om dö fer'de jak brel

    kolkola inmişizdir ankara sokaklarına dostum

    sen duyarsın, ben görürüm

    ankara anlamaz!

    sevişmeler unutulmuştur

    bir limon sepetine

    sepette bir abajur yaşamaktadır

    abajurda bir geyik

    geyikte bir efsane

    efsanede bir kayık kalkmaktadır ergin dostum

    bizi bizbiz yapan mumların

    kırklarına karıştıran.

    sen görürsün, ben duyarım

    strazburg anlamaz!

    bir harita hatıratından

    düşeriz kerevetlere

    gökten,

    ahmakıslatan 'beş+x elma' şeklinde

    hatıra haritalarından

    dizeler dizeriz,

    kerevetler döşeriz

    ankara görür, strazburg duyar

    cânım dostum,

    biz anlamazlık(')tan yanarız
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük