beğenmediği her şeyi eksileyen zevatın ruh durumuna ilişkin tespit. karmayı hayatlarının merkezine oturtmuş ve bütün hayatları koca mabadlarını koydukları rahat bilgisayar koltukları, ekranda goygoy yaptığı üç beş ergen fikirdaş ve homojen sosyal çevrelerinden ibaret olan bu zevat, kocaman bir yanılgı içerisindedir. sözlük kurgudur ve kişinin kendi medyasını yaratma arzusu sonucunda oluşmuş bir platformdur. cemal safi'nin dediği gibi ''aslolan hayattır''. buradaki kurgudan ibaret yapılanmayı genel bir hayat çerçevesi haline getirip bütün hayatını dar bir perspektife sığdırmaya çalışırsan sıkıntı yaşarsın. evet burası da hayatın bir parçasıdır ama belki de en küçük parçası. karma burayı keyifli kılan unsurlardan sadece birisi eksi de ya da artı da farketmeksizin küçük bir motivasyon aracı. mesele başka mesele eksileyerek muhatabından intikam aldığını düşünebilecek kadar aklın paralize oluşu burada henüz hiç kimseye eksi vermedim. şahsım adına nefret edip beğenmesem dahi her fikir arzı endam edebilmeli bu platformda. eyleme dökülmediği sürece her türlü düşünce insanlık olgusuna bir katkı yapacaktır.goethe ''insan kendini yalnızca insanda tanır'' der. bir adım ilerisini düşünelim belki de insan kendini sadece insanda yaratır. ifadesizliğin kendini eksileme mekanizması üzerinden faşistik bir şekilde göstermesi beni üzen. fikri olarak dayanaklandıramadıkları duygularını faşizmle dışavurmak gibi geliyor bazen bana bu eksileme mevzuu. oysa olay basittir beğenmediğin teze karşı kendi tezini ortaya koyarsın. sokakta ırkından ötürü saldırılabilecek ya da inancından ötürü hakları gasp edilebilecek olma fikri hoşuma gitmiyor. eksilenmek bende bu korkuyu körüklüyor. yoksa eksi nedir pir, vurun gözüne sizin kulunuz köpeğiniz olsun.