eksiklik

    15.
  1. Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.

    Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı;

    iki yarımı toplayınca bir etmiyor. insan tek başına mutsuzsa başka biriyle de
    mutlu olamıyor.

    Önce yalnızdık.

    9 ay boyunca karanlık bir yerde dışarı çıkmayı bekledik ve dünyaya ağlayarak
    geldik.

    Pişman gibiydik. Ya da mecburen gelmiş gibi.

    Biraz büyüdükten sonra, kendimizi bildiğimiz anda, içimizi kemiren, kalbimizi
    kurcalayan o tuhaf duyguyu hissettik: Bir yerde bir eksik var dedik.

    Korktuk.

    ‘Bunun sebebi ne?’ diye sorduk kendimize. Cevabı yapıştırdık:

    ‘Demek ki sahip olmadığımız bir şeyler var.

    O yüzden eksiklik hissediyoruz’. Peki, neye sahip olmamız gerekiyor?

    Çocukken ‘yaşımız küçük’ diye düşündük. Her istediğimizi yapamıyoruz.

    Kurallar, yasaklar var. Büyüyünce her şey yoluna girecek.

    Büyüdükçe bir şey değişmedi.

    Yine huzursuzduk. içimizden bir ses aynı sözcükleri fısıldıyordu:

    ‘Bir eksik var. Kafamız karıştı. Nasıl kurtulacağız bu iğrenç duygudan?

    Nasıl geçecek bu?

    Aklımıza yeni cevaplar geldi: Okulu bitirince geçecek. işe girince geçecek.
    Para kazanınca geçecek. Tatile gidince geçecek. Okulu bitirdik. Diploma aldık.

    işe girdik. Kartvizit aldık. Çalıştık. Para kazandık. Taşındık. Araba aldık.
    Çalıştık. Eve yeni eşyalar aldık. Tatile gittik. Dans ettik. Terfi ettik.
    Kartviziti değiştirdik.

    Daha çok çalıştık. Daha çok para kazandık. Çalıştık. Çalıştık.

    Geçmedi.’Bir yerde bir eksik var’ hissi, hala orada duruyordu.

    Bu sefer de ‘Sevgilimiz olunca geçecek’ dedik. ‘Yalnızlığımız sona erince bu
    illetten kurtulacağız.

    ‘Beklemeye başladık.

    Derken, biri çıktı karşımıza aşık olduk. Ve anında başka biri olduk.

    Daha güçlü, daha güzel, daha akıllı biri. Hesap cüzdanları, kartvizitler,

    hatta ilaçlar bile böyle hissetmemizi sağlamamıştı.

    Sevgilimizin gözlerinde, daha önce bize verilmemiş kadar büyük sevgi ve
    hayranlık gördük.

    Sevgilimizin gözlerinde Tanrı’ yı gördük.

    Işığı gördük.’Tünelin ucundaki ışık b u olmalı’ diye düşündük ‘kurtulduk’.

    Sonra bir gün, daha dün bize deli gibi aşık olan insan çekip gidiverdi.

    Ya da artık eskisi gibi sevmediğini söyledi. Ya da başka birine aşık olduğunu
    söyledi.

    Ya da daha kötüsü, başka birine aşık oldu ama söylemedi.

    Telefonu açmamasından, elimizi tutmamasından, sevişmemesine bahane bulmak
    zorunda kalmamak için biz uyuduktan sonra yatağa gelmesinden anladık, bir
    terslik olduğunu.

    Belki de sevmekten vazgeçen veya terk eden sevgilimiz değildi, bizdik.

    Fark etmez. Sonuçta aşk bitti.

    Şimdi her yer bomboş. Şimdi tekrar yalnızız. Başladığımız yere döndük.

    Yıllarca uğraştık, eksiğin ne olduğunu bulamadık. Halbuki her şeyi denedik, her
    yere baktık.

    Öyle mi? Bakmadığımız bir yer kaldı.

    içimize bakmadık.

    Eksik parçayı dışarıda aradık ama içimizde saklı olabileceğini akıl etmedik.

    Birilerini sevdik, birileri bizi sevsin diye uğraştık ama kendimizi sevmedik.

    Şaşıracak bir şey yok, tabii ki sevmedik.

    Kendimizi sevsek bu kadar koşturur muyduk? Canımız yanmasın diye duvarların
    ardına saklanır mıydık?

    Kendimizi boş sanıp doldurmaya uğraşır mıydık? Terk edilmekten korkar mıydık?

    Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.

    Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı.

    Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor.

    insan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor.

    ‘Herkes beni sevsin’ diye uğraşınca kimse gerçekten sevmiyor, herkes sevgisine
    şart koyuyor, sınır koyuyor.

    Oysa ‘kendime duyduğum sevgi bana yeter’ diye düşününce, kendimizi olduğumuz
    gibi kabullenince yarım tamamlanıyor.

    Her şey bir oluyor. işte o zaman perde aralanıyor.

    Acı diniyor.

    işte o zaman başka biri bir araya gelerek, hesabın kitabın, korkunun kaygının
    hüküm sürdüğü sahte bir sevgi yerine, gerçek bir sevgi yaratılabiliyor.

    Sonsuz Sevgilerimle…
    2 ...
  2. 10.
  3. eğer elde bir el, omuzda bir sıcaklık, yüzde bir nefes ise saplamadık sancı bırakmayan, bir uykuyu kesilmeden uyutmayan lanetlilik hali.
    1 ...
  4. 8.
  5. söz konusu kişinin, kendine göre belirlediği ölçü.
    1 ...
  6. 1.
  7. 5.
  8. görecelidir her şeyden evvel, nerden bakıldığına ya da kıyaslama kıstasına göre değişir.

    eksiklik, hep tam, tamam kabul edilen baz alınarak belirlendiği için tamın durumuna göre de farklılık arz edebilir bir kavramdır.
    2 ...
  9. 13.
  10. Eksik bir şey mi var hayatımda
    Gözlerim neden sık sık dalıyor
    Eksik bir şey mi var hayatımda
    Gökyüzü bazen ciğerime doluyor

    Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam
    Atsan atılmaz, satsan satamam
    Eksik bir şey mi var, anlayamam
    Bak çayım sigaram, her şeyim tamam

    Kalksam duraktan dolmuş gibi
    Arka koltukta unutulmuş gibi
    Terliklerimle, gelsem sana
    Sonunda aşkı bulmuş gibi.
    0 ...
  11. 17.
  12. tam ve mükemmel olmama demektir. neye göre ve kime göredir. göreceli olabilir de olmayabilir de. fikir ayrılıkları varsa görecelidir. bir şeyde eksiklik olduğu düşünülen şey aslında o şeyde olmayabilir.
    0 ...
  13. 14.
  14. Sen, libidinal reaktörden çıkan artı ucunu insanlığın eksi ucuna bağlayarak var olan, eskiyi giderek eksikliğe dönüştürmüş refleksin.
    0 ...
  15. 9.
  16. Bazen esen hafif rüzgarlarda bile kişinin devrilmesine neden olan mahrumiyet durumu ya da duygusudur.cılız kalır bazen insan vücudu gücü kalbinde toplanmıştır, o da yetmez korunmaya.sağlam bir kaleye ihtiyaç vardır çıkması mümkün kasırgalar için özellikle.yoksa başetmek zordur hayatla.
    1 ...
  17. 12.
  18. üniversite hayatına başladığımdan beri hissettiğim duygu.. tarifi yok belki anlamı bile yok.

    şöyle dönüp bakıyorum geçmişime bunu gidermek için hep bir arayış içine girdim. bu arayış sırasında çok hata yaptım. bu hataların yanı sıra bir çok şey öğrendiğim ama bir türlü o eksik olan şeyi bulamadım. olabildiğince sevdiğim insanlarla olmak istediğim yerlerde oldum eğlendim oldukça eğlendim ama...

    ...şimdilerde yine aynı. dışarıdan oldukça iyi bir hayatım gerçek bir mutluluğum var gibi gözüküyor. ama yine sonunu tamamlayamadığım bir ama var... kim bilir belki de hayatın kendisi böyledir hep bir şeyler eksiktir..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük