- iyi ama bu evin hiçbir eksiği yok!
+ masraftan kaçmadım gülüm fırınıydı dolabıydı alayı dokunmatik
- cavit bana birşey mi söylemeye çalışıyorsun?
+ ben cavit gerçek aşkın savaşçısı bebeem...
tam orada olabilirdim köşesi için hazırlanmış bir reklam.ama bu sefer özne yiğit özgür değil tabiki.kızın yerinde bu defa son var
-bak bakalım biraz
+hmm bu ev çok güzel.hiçbir eksiği yok?
-...eksik sizsiniz hanfendi...
+..???.ben..!!!.eksik..??..çaaaaattt!!*
-anam gitti taş gibi mermerler!
(bkz: eksiksizsiniz hanfendi)
bu şekilde bir girizgahla girse olaya muhtemelen mutfakta temiz kalacaktı , ilişkide ise bir adım önde olacaktı , kısmet.
- eksiz sizsiniz hanfendi
- nasıl yani? yani ben.. şey.. ne dicemi bilemiyorum...
- evet. biliyorum.. ne diyeceğini bilemeyecek kadar eksiksiniz..
- bilmiyorum ki. böyle pat diye söyleyince.. yani.. şey.. aileme açmam lazım. ciddi bir konu..
- lan neyi ailene açıcan. harbi arıza lan bu.. eksiksin diyorum güzelim anlamıyomusun. eksik var kafada. tahta eksik. çalmışlar inşaatta kullanmışlar amına koyim.
- ne? ehm. kem küm... yani benim.. benim... benimle evlenmicekmisin? evlilik teklifi diilmi bu?..
- harbiden şase'sinde sorun va lan bunun. eksiksin lan işte.. delisin, manyaksın, kafanda çatlak, sızıntı var. tahta eksik ayrıca. zuuhaha. götüm gibisin lan.
- öhüü, böhüü. hayvann..!!
serbest çağrışım:
ek sizsiniz, s*k de size girsin hanfendi.
rahmetli (bkz: can yücel)'in; yine rahmetli (bkz: duygu asena) 'ya, nazım hikmet 'e kartpostal şairi demesi üzerine kartpostal kelimesini ikiye bölerek bir ayar verdiği rivayet edilir. ikisine de bu vesileyle allah 'tan rahmet dilerim efendim.
romantizm, aşk, duygu, sevgi vs... ürünün satışına yönelik herşeyin iç edildiği diğer tüm reklamlarda olduğu gibi burada da bir kaç romantizm fırça darbesiyle duygusallık, kadın ve erkek arasındaki en muhteşem ilişki gayet masumane biçimde iç edilmiştir. Muhalif olmak için didiklemek değildir bu. Hatırlarsınız geçtiğimiz mayıs ayında anneler gününde bir reklam boy gösteriyordu yine. Erkek, eşine anneler günü için bir hediye uzatıyor fakat kadın "ben anne değilim ki" diye (yakın zamanda da istemiyorum edasıyla) cevap veriyordu. Fakat hediye açılıyor, içinden çıkan (minumum 2.500 YTL'lik) tek taş pırlantayı gören kadının gözleri açılıyor ve "ama şimdi düşünebilirim" diyerek atılan pası karşılıyordu. Dünyaya getirilecek iki insanın meydana getirdiği en üstün varlık tek taşa karşılık konuveriyordu. Ne deniyordu bize; hayatın gerçeği mi? Karşılığında tek taş olduktan sonra çocuk da yaparım ötesini de(mi?)
Dönersek reklamımıza; birbirine hanımefendi ve beyefendi olarak hitap etmelerinden uzun bir tanışıklığa sahip olmadığını anladığımız bu bey ve bayan muhteşem bir mutfağa sahip (evin gerisini göremesek de mutfağından bir çıkarımımız oluyor haliyle)ve yine bir o kadar muhteşem "ev"in içerisinde reklamı yapılan ürünün etkisi altında duygusallaşıp elleri ayaklarına dolanıveriyor. Daha önce hiç bir paylaşımı olmadığı, birlikte üretmediği ve birlikte yaşamı üretip üretmeyeceğini bilmediği bayanımız, erkeğin "eksik sizsiniz" sözleri karşısında kelebek oluyor, aşktan uçuyor (öyle mi?) Ne konuda eksik ki, mutfağa yakışacak biri olarak mı, evin herhangi bir eşyası yanında güzelliği simgeleyecek bir objecik mi? Erkeğin kadını tanımadığını anladığımız diyologlardan hangi konuda eksik olarak nitelendirilmiştir kadın. Yaşamına bir anlam mı katmıştır yaşanmamışlıklardan... Ama günümüzün romantizmi de aşkı da böyledir işte. ister tek taş olsun ister ankastre mutfak metanın fethetmeyeceği yer yoktur. Bu aşk gibi en yüce değer olsa bile. Bize pompalayadursunlar bu içi boşalmış, yozlaşmış anlayışları. kana yavaş yavaş zerkedilen uyuşturucu misali yavaş yavaş iğdiş ediliyor beyinler de.
Sonra ne mi oluyor; sevgililer gününde alınamayan hediyelere, eve alınmayan mobilyalara, istenilen ama yaşanılamayan hayatlara vs. vs. vs'ye en güzel değerler kurban ediliveriliyor.
romantizm yaparak prim yapacam derken romantizmin içine eden reklamın final cümlesi.
-evet burası da benim muhteşem evim. gördüğün gibi her şey süper, bana hayır dememen gerekir? **
-ahh... evet bile diyemiyorum heyecandan, o kadar etkilendim yani...
komik, saçma ve hata dolu reklamın final cümlesi. hiç bir eksiği olmayan evde, sadece beyaz eşya ve iki adet kupa(kahve içtikleri bardak) olması ise hayli ilginç.
- ama bu evde eksik, alınmamış hiçbir şey yok.
+ eksik sizsiniz hanımefendi.
- valla canım dışarda da konuştuk, saati 100 dolar. işine gelirse. yoksa kahvemi içer giderim.
+ ulen azıcık indirim yap be. bu kadar yalamalalık yaptık.
- bosch laflar bunlar bosch..her saat başı paramı alırım... işine gelirse..
+ aman be!!
daha başladığı saniye bosch'a ait olduğu anlaşılan reklamın en can alıcı cümlesidir. bu sakin ve dinlendirici reklam kampanyasının en güzeli kesinlikle ilhan şeşen'in oynadığı reklamdır. *