girilen canım entrynin eksi oy aldığını görüp karalar bağlayan yazarın gün gelir de moderasyona belli etmeden eksi oy veren şahsı gün yüzüne çıkaracak gizli bir sistem geliştirdiğinde yapacağı hal ve tavırlar.
- bana eksi vermişsin.
- yok abi o ben değilimdim.
- hade len. adres ver geliyorum.
- aşağı ayrancı ankara.
- uzakmış. boşver. bi daha olmasın.
+zirve için geldiydim ben abi
-buyur otur şöyle bende şu suya bakayım kaynamış mı?
+ooo çay mı demlicen abi
-yok zirve sonunda abdest alıcam adettendir.
+hönk????
(bkz: kendisini çaylak yapan modu keşfedince yapılacaklar)
evil - abicim, ankara'ya gelsene, bak adına zirve düzenlerim vallahi.
b - kardeş e.'ye gidip akraba ziyareti yapmam lazım yaa
evil - o zaman ben senin şehre geliym be abi
b - ya ne zahmet ediyosun lütfen
evil - yok yok, araba da var altımızda redwine ve 3 kişi daha atlar geliriz.
b - eh peki...
olay günü
b - ooo hoş geldiniz...sefayı niye getirmediniiiz ???
tayfa - hahahah, espride yapıyor ne güzel, nasılsın abi vs. vs.
b'ye 2 kişi sarılırmış gibi yapar o sırada evil, redwine ve don santino arabanın bagajına yönelmiştir. derken b kollarından sıkıca tutulur. b afallar, 3 kişinin bagajdan ıslatılmış çivili sopalar çıkardığını görünce de oyunu anlar ama iş işten geçmiştir.
evil - sen beni çaylak yaparsın ha...
b - abi dur, elim kaydı tuşa valla
(çata çuta ahh ıhh oyy)
.....ardından belirgin bir iç huzuruyla ankara'ya dönülür. söz konusu mod.da 1 hafta sözlükte görülmez.*
önce baştan aşağı süzülür sonra da, sen olmsan ben olmazdım diyerek kutlanır, sonra baktın ibne gülmeye başlıyor, işte tam bu mutlu anında girişicen şerefsize. görsün eksi oylamak ne demekmiş.
(bkz: şaka yaptım lan eksi oylamaya devam et)
kendisine artı oy vermesi gerektiği konusunda ikna edici baskı yöntemleri uygulamak. artı oy vermenin herhangi bir ibneliğe neden olmayacağını ve iyi birşey olduğunu anlatmak. eksi oy vermenin kendisine bir fayda vermeyeceğinin altını iyicene çizmek.
+ işte sonunda buldum seni. sana iki cift lafım var; koskoca adamsın, paran var, pulun var, her şeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak? yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, ac birakmak? ama nasıl yakışmaz? sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saaddeti çok gören? anlamıyor musun beyim? bu cocuklar birbirini seviyor! ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. sen büyük patron, milyarder, fabrikalar sahibi saim bey. sen mi buyuksun? hayir ben buyugum yani yasar usta. sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! gözümde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın! yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun! dokunma artık aileme! dokunmaçocuklarıma! dokunma oğluma! dokunma gelinime! eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karincayı bile incitmemis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile.
- abi kusura bakma, yaşar usta yani, dur lan aklım karıştı. tamam al kızı, ne kızı ya. kötü yazıyordun abi ve ve ben hakim olamadım, bir ara da bana ayar vermiştin. çok zoruma gitti.
+ değer miydi ha söyle?
- abi ben kafayı yedim galiba, bıraktım bu işleri. ok, bye.
"düşüncelerinin hiçbirine katılmıyorum ama onları ifade etme hakkını sonuna kadar destekliyorum" * sözünden hareketle, "ister eksi ister artı ver çok da şeyimdeydi" diye yüzüne söyleyebilmek.
sonuçta fikir ayrılığı denen bir şey var.
benim doğrum onun yanlışı, onun doğrusu benim yanlışım olabilir.
çocuk muyuz canım?
sen bana eksi verdin, gör şimdi gününü oyunu oynayacak halimiz yok ya...