kendine olan güveni eksilerde gezinen gereksiz yazardır. böyle yazarlar o kadar gereksizdir ki eksi oy aldıklarında o entrysini defalarca okur acaba ters bir laf mı ettim, çoğunluğun düşüncesine aykırı düşecek bir cümle mi yazdım diye. tabi bütün bu telaş ve panikten sonra da entrysini düzeltirler bu yazarlar çoğunluğun düşüncesine uygun olarak. ulu uludağ sözlüğümüzde ise malesef çok vardır bu yazarlardan. bunu da 'ekieki ben aslında burda şöyle demek itemiştim' şeklinde yapılan editlerden görebilirsiniz yazarcıklar..
bu yazarların sözlük içinde yakın akrabaları da yok değildir tabi;
yazdıklarında hata arıyorsa en yakın sakatatçıya gidip kendine bi beyin baksın. başkalarının düşündükleri ile mi yön vereceğiz hayatımıza. hele ki internet gibi liseli piçlerin çok olduğu bir ortamda. peh.
beşiktaş sahile indim sözlük, denize karşı bir sigara yaktım ve uzun uzun boş gözlerle ufka baktım. düşündüm biliyor musun? ben o eksileri hak edecek ne yapmış olabilirim diye uzun uzun düşündüm. kendimi sorguladım, sorun imla mıydı, yoksa düşüncelerimi mi eksilemişlerdi. düşüncelere eksi işler miydi sözlük? sonra tekelden bir şişe tombul şişe efes aldım, sıcak çıktı, midemi ekşitti, sinirle yere fırlattım! çevredeki esnaf yerleri hep cam kırığı yaptım diye bir süre kovaladılar beni sözlük...
nefes nefese bu satırları yazarken, hala neden eksilendiğimi anlayamadım... belki de bende kusur yoktur sözlük, sadece onlar kötüdür he, ne dersin?