hepsine değil ama rastgele üç dört tanesine bakınca "provakosyon nedir ve nasıl yapılır" tadında güzide örnekler barındıran videolar.
hepsi de rant ile ilgili ve hepsi de yandaşlar tarafından tertiplenmiş. kendisini gazeteci zanneden ve toplantı sabote eden bir adet "a haber" muhabiri ki tartaklanmasına imamoğlu bile karşı çıkmış, arkadan sesi duyuluyor. "burada bir polis bile yok" diyen a haber muhabiri polise gidip bu görüntülerle şikayette bulunmuş mu, yok: çünkü amaç bu hadiseyi yaratmaktı, başardı. o zaman benim ne anlamam gerek, sen bu olan bitenden memnunsun demek.
ve kendisine "sadece vatandaş" diyen a.k. partisinin ilçe başkanı yardımcısının kovalanması (kendisine şantiyede yapılan muameleyi ben de kınıyorum, ancak neden tartışmanın başından itibaren gösterilmemiş bak o da çok enteresan). gözleri kanatan bir yeşil alana sahip çıktiğını iddia eden bir diğer vatandaş ise belediye'ye alınmıyor, "polise gidin şikayetçi olun" önerisine ise "neden şikayetçi olayım" diye yanıt veriyor. O zaman derdin ne amcacığım?
"şikayeti olan yargıya başvursun" diyeceğim, ama karakoldaki polisler dahi karakoldaki itişip kakışmalardan şikayetçi olmamış. ekrem imamoğlu'nun doğrudan müdahil olduğu da bir tek bu karakol hadisesi. yani adam polise kafa tuttuğuna göre istese diğer elemanlara da rahatça dalardı. demek ki olayların rengi başka. bir chp'li bu videolara bakarak rahatça "ekrem başkan vatandaşın hakkını sonuna kadar savunuyor" diyebilir. yok bunu demelerini istemiyorsanız hadiseleri yarım yarım servis etmeyin sizde...
chp'lilerce burnu kırılan ve kendisini "gazeteci" olarak tanıtan bir başka "vatandaş" ise polise şikayette bulunmuş, belgeli melgeli, hakkını verelim. bu bir istisna. ama daha istisna olan olayın perde arkası: "makarios heykeline karşı çıkıyorum" diye yola çıkmş bu arkadaş. bahsedilen "makarios heykeli" meselesini buraya bırakalım da bari herkes kafasına göre kendi karar versin.
ve bütün davaları da hangi araziye ne yapılıyor, hangi dükkan kime ait vs. izlediklerim içinde bir tane bile sıradan vatandaşın hak gaspı tarzı bir hikaye yok, atladıysam onu da birisi işaret etsin. gördüklerim belediye ve başkanı ile dalaşmaya and içmiş bir avuç yandaş. belediye de izin vermiyor bunların çıkıntılıklarına, vaziyet bu.
bunların genel bir özeti karakolda polise bağıran bir elemanın iki kelimesi ile yapılmış zaten: "satılmış köpekler".