ekrem abi ve yanındaki ayakçısının vefatı ile sonuçlanan, altın kapıların kan olduğu, tayfun'a güvenin sarsıldığı, z raporlarının alınamadığı, sabri abinin deyimiyle kıyametin o gün olduğu üzücü olayın öncesindeki diyaloglarda hüseyin, “hep böyle yapıyorsun abi” tarzında bir şeyler söylemişti. buradan anlıyoruz ki ekrem abi bu olayın öncesinde de masalardan parayı kaldırıp kaçmayı alışkanlık haline getirmiş. kumar masasında yazılı olmayan kuralları hiçe sayarak, ortamlardaki ağırlığına güvenip masayı kendi çıkarlarına göre manipüle etmiştir.
hüseyin ise, kaba saba keko bir tip olmasına rağmen, bu konudan ve öncesinde iki zara verdiği miktarın fahişliğinden bahsederken bile ekrem abiye saygısını hiç kaybetmemiş, borazan tonundaki sesini dahi olabildiğince yumuşatarak son derece kibar bir şekilde ekrem abi'den bir süre daha oyuna devam etmesini, en azından zardan düşmesini güzel bir üslup ve mağdur bir tebessümle rica etmiştir. ekrem ise hüseyin'in kibarlığını acizlik bilip onu ezmeye çalışmış, “herkes kendi parasıyla oynuyor hüseyin kardeş” ile başlayan iğneleyici cümleler kurarak, amcasının parasıyla oynayan hüseyin'i ortamda herkesin içinde aşağılayarak tetiklemiştir.
ayı hüseyin her ne kadar ter kokulu itici bir tip olsa da, o gün ortama girerken kesinlikle ekrem'i vurmak gibi bir niyeti yoktu. siyah takım elbisesinin içine giydiği, yakaları olabildiğince yana yayılmış bordo gömleğini, ayağındaki parlak sivri burun kundurası ile tamamladığı leş kombiniyle dumanlar içinde arabasından inerken, tek amacı bir kaç güzel kurpiyer görmek, hızlı oyunlara katılmaktı. zira kendisi jurassic park tadında kurpiyerlerle oynanan sıkıcı masalarda bulunmaktan keyif almazdı.
ekrem'in saygısızlığı ve kibri, kendisini masadaki herkesten üstün görmesi ve oyundan kendi çıkarlarına göre istediği an ayrılabilmeyi kendine hak bilmesi, bu tatsız olayın yaşanmasına sebep olmuş, sonrasında hüseyin'in vefatı ve bir çok kişinin canının yanmasına, nice yiğitlerin madara olmasına neden olan sürecin başlangıcını sağlamıştır.
rahmetli iyi bir ağabeyimizdi. dunyanin ve hayatin getirdigi bu yükü kaldıramadı. delirdi sonunda. buda ona bir sozluk hesabina mâl oldu. ama restini çektide gitti. isminin hakkini verdi. hoşçakal guzel insan.