bu kadın modelinin önemli yüzdesinin evliliği ve erkeği, çocuk yapma amacı çerçevesinde algıladığı görülmüştür. istenen şey erkekten alındıktan sonra, hem erkek, hem evlilik 'yük' haline gelir, bir an önce baştan atılır ve farklı erkeklere yelken açılır.
ekonomik özgürlüğü olmayan ve erkeği yaşamını devam ettirebilmenin bir gereği olarak gören kadından oldukça farklı olan algıdır. ekonomik özgürlüğü olan kadın, mecbur olduğu için birlikte olmaz hiçbir erkekle. olan hakareti ve dayağı yediği, üstüne bir de aldatıldığı halde sırf kendi parasını kazanamadığı için tüm bunları çekmek zorunda kalıp erkeği korkulacak ve tiksinilecek biri olarak algılayan kadınlar gibi değildir. boyun eğmez kolay kolay ve bu nedenle umursamaz olarak adlandırılır kendisi.
kişiye göre değişir algıdır.
kadının ekonomik özgürlüğü sadece yaşamında bazı şeyler çile halini almaya başlamışsa mecburiyetten bu yaşama devam etmeyeceği rahatlığını verir, ama bu ihtimali sadece gerektiği zaman kullanabileceğini düşünüp bir tarafa bırakmıyorsa, bunun şımarıklığını taşıyorsa karşısındakinin hayatını çile haline getireceği kesindir.
erkeği hayatta sponsor olarak görmeyen kadındır. sevdiği ve sadece onun yanında mutlu olduğu için yanındadır. birgün aldatılsa ya da şiddet görse gidecek kadındır. erkek gibi erkek isteyen erkeğin cebinden yemeyecek kadındır.
ekonomik özgürlüğü olan erkeğin kadın algısından çok farklıdır. avrupa'daki kadın, aile ve çocuk kavramlarıyla çok yakın gelecekte bizim de tanışacağımız kehanet olmasa gerektir.
evlenip, evliliğinin ilk aylarında hamile kalana kadar "bende kazanıyorum eşitiz" algısıdır. o ilk aylarda ya hamile kalınır ya da patron asılır illa bir bahaneyle işten çıkıp ev kadını olunur.
ekonomik özgürlüğünü koca bulmak için değil, ayaklarının üzerinde durma fikriyle kazanan bir kadınsa... yani;
bahsi geçen kadın özel sektörde değil de devlet dairesi ya da avukat, doktor, mimar gibi mesleklerin sahibiyle farklı olabilir tabi.
