sağlıklı diye her yemeği zeytinyağı ile yapıyordum. şimdi ayçiçek yağına döndük. dışarda yeme sıklığımız azaldı.
ama şöyle düşününce ben zaten eskiden beri tasarruflu yaşamayı ilke edinmiş biriyim. hayatımı tasarruf ve israf etmeme üzerine kurdum. o nedenle zamanında ucuzundan ev, arsa alıp her zaman kıyıda köşede para bulundurup tedbirli davrandığım için çok etkilemedi. beş yıl önce bireysel emekliliğe başvurdum orada para biriktiriyorum (çocukların üniversitede harçlığı olsun diye), sonra düşündüm aslında onlara bireysel emeklilik yapsam daha iyi olur diye.. çocuklara bireysel emeklilik yaptım. aylık 50 tl ve 180 tl den başladım. Damlaya damlaya göl olur hesabı orada azar azar birikiyor. el altında eşin verdiği harçlıklarla, pazar parasından artırarak da para biriktiriyorum...yaz tatili yapmak için. asla borca girmem, herhangi bir şey için kredi çekmem, çektirmem...param varsa alırım.. yoksa çocukları kolejde nasıl okutacağım.. değil mi * türkiye'de böyle yaşayacaksın arkadaş, her an kriz çıkacak gibi... öyle gönlünce harcayım dersen yandın yani yandın...
Ben doğuştan fakir olduğum için şimdi içinde bulunduğum durumdan memnunum. Evet yine param yok ama eskiden ayakkabım, giysim yoktu. Peynir ekmek yiyerek günlerim geçmişti. Halime şükrediyorum. Arabamız var misal rüyada gibiyim. Çocukken bir akrabamın arabasına binsem de bir yere gezmeye gitsem diye nasıl imrenirdim. Ve evimiz olmasa da kira vermiyoruz. Kayınpederimin dubleks dairesini ikiye ayırdık öyle kullanıyoruz.
Bunlar için çok şanslı hissediyorum. Bir de çok sağlık sorunu yaşamış bir insan olarak diyebilirim ki ağrısız, sızısız yaşayabilmek en büyük şükür nedeni.
iş yerindeki müdürümle anlaşma yaptım, Mayıs'ta eğer seçimleri malüm parti kazanırsa, beni işten kovacak, aldığım tazminat ile Amerika ya turist olarak gideceğim, 2 ay içinde tinderdan birini bulup evlenmem lazım, olmadı iltica falan yapcam...
Taksitle yazlık ayakkabı aldım.
Hadi bot, kışlık ve şöyle 7-8 sene götürecek dozer gibi bir şey alsam okey de 2 yaz giyilip çöpe gideceksin ne bu havalar.
insan alıyor işte.
Dün iftar için markette tepsi yaptırdım, içine ıvır zıvır malzeme bir de soğan koydum, kasada soğan etiketi 4,59’du.
Edit: bir soğan derken belirsizlik sıfatı olan değil sayı sıfatı olan bir. Tek soğan anlamında yani, only one beybi!
Ne var ki çok normal demeyin, soğan la bu soğan, olay Bingöl’de geçiyor ki, Zazalar soğanı çok sever, ilkbaharda gözleri Işıl Işıl tarifsiz bi heyecanla taze soğan hediye eden arkadaşlarım vardı benim, yani soğan bu topraklarda parayla alınıp satılan bişey değildi. Şimdi bir soğan bir mermiden daha pahalı, bakınız bence soğan mermi korelasyonu diye birşey var, ne zaman ki soğan mermiden daha pahalı oluyor, bu topraklarda kan ve gözyaşı hiç dinmiyor.