bizi ne olursa olsun etkilemeyen, her defasında teğet geçerekten zaten balık hafızalı olan milletimizin iyice aklının karışmasına ve aynı zamanda cebinin boşalmasına neden olan bir nevi kargaşa. aslında havuz problemi olaraktan düşünülürse hükümetin cebi bir yandan dolarken diğer yandan havuzdaki delik olarak ifade edeceğimiz vatandaşın cebi boşalmakta. ama hamdolsun, biz masaya yumruğumuzu vurur ve ümüğümüzü sıktırtmadan anamızı alır gideriz. varsın teğet geçsin.
türkiye'yi çok seven kriz çeşididir. geleceğe yönelik önlemler alınmaması ve ekonomiden zerre kadar anlamayan insanların ülke ekonomisinin başına geçirilmesi ise türkiye'nin durumunu daha berbat etmekte.
alınacak önlemler ile krizin etkisi daha da azaltılabilir. örneğin yerli üretime daha fazla ağırlık vermek ve paranın ülke dışına mümkün olduğunca çok az çıkmasını sağlamak.
türkiye dışına çıkan her lira ekonomiyi daha da çökertmekte.
kimilerin göre olan bir şey, kimlerine göre ise olmayan bir şeydir ekonomik kriz. recep tayyip ısrarla ekonomik kriz yok diyor. yakınımda yaptığım araştırmalarda ise ekonomik kriz yok. sadece bi işsizlik sorunu var. bu zaten geçmiş dönemlerde var olan bir şeydi.
devletin para ve maliye politikalarına müdahalesi sonucu, dönem dönem ortaya çıkan ekonominin silkelenmesi durumudur.
tek bir çözümü vardır: hükümetlerin para arzıyla oynamaması ve piyasadan suni emtia alımları yapmaması. çünkü hükümet politikaları "konjonktür dalgalanmaları"na neden olmaktadır.
yıl 2010 bu ekonomik krizi nasıl iktisadi ve siyasi terimlerle anlatacagımı bilemiyorum ama kendi ulkemde olanları resmetmek istiyorum.
yer bulgaristan 100 000 kişilik bir kasabaydı sliven bir zamanlar. bir zamanlar dedigim belkide bir 10 yıl once. şu an ise bir koyden farksız sokanıza çıkıyorsunuz ve uç beş kişi anca gorebiliiyorsunuz. en işlek cadde işe bom boş kafeler magazalar bir bir kapatılıyor. açık olan ise deyim yerinde ise sinek avlıyor. nerde bu insanlar sorusu geliyor aklınıza herhalde. hepsi yurt dışında almanyada belçikada hollandada ispanyada ingilterede. orada en kara işi yapmaktadırlar. hasta bakıcılıgı, amelelik, kır işi ve hatta ve hatta fahişelik. burada kalanlar ise belkide cesaretleri yok, belki ulkelerini seviyorlar ya da artık yaşları ilerlemiştir ve o yuzden gitmiyordurlar. ama tek bir gerçek var o da resmen dilenci gibi oldukları. yaşam kalitesi diye birşeyden soz etmek mumkun değil. tek dertleri bugun karınlarını doyurmak. giyim alan yok uzerlerindeki giysiler belkide gençliklerinden kalmadır. çunku hepsi buram buram sandık kokuyor ve birazda kominizim.
her yerde aynı sozler iş yok para yok. insanların bakışlarında nevrotik bir belirsizlik. bir çekmişlik ve bir mutsuzluk. sanki hiç yaşamışlar surekli mucadele etmişler gibi bir halleri var. yaşadıkları evler apartmanlar ise eski mi eski. onlarda kominizim rejiminden kalma 40 ve 80 metre kare arasında degişiyorlar. kendilerine ozgu bir kokuları vardır. kuf ve kanalizasyon kokusunun karışımını hayal edebiliyorsanız işte o.
sliven ise dokuma fabrikalarıyla unludur. osmanlı imparatorlugunda ilk burada tekstil fabrikası açılıyor. ve gelin gorun ki şu an buradaki tekstil italyanların elinde. 1000 kişilik iş yeri saglıyorlar. ve inanın insanlar bu iş kapısı var diye minnetar. iş ne kadar agır olsada. ve onlardan biriside benim annemdir. ve işte ekonomik kriz buraya kadar geldi ve fabrika kapatılıyor...
ekseri alışveriş yapılan kalabalıkça bi yerden geçerken falan bi an için bile olsa, içinden ''bi de ekonomik kriz var diyolar''ı geçirdin mi geçirmedin mi? bence geçirdin.
peter schiff demişti 2008'de, "asıl kriz şimdi olmayacak, 3-4 yıl sonrasını bekleyin" diye. seçim sonralarını bekleyip "asıl kriz"i görelim biz de. obama her 8 ayda bir başımıza bu şekilde işler çıkartıyorsa 2012'de onun da gitme zamanı gelmiş demektir. bin ladin'in ölüm haberini o kadar erken vermekle olmuyormuş demek ki bu işler. http://ekonomi.haberturk....er/637458-felaket-tellali
kapitalizm dalgasının ürünüdür. 50 yıl öncesinin genç nüfusu $imdilerde tek tük torun torba sahibi. türkiye için hızlanma zamanı. tabi 30 yıllık bir yolculuktan bahsediyoruz.
genellikle yoksul ve işçi kesimlerinin etkilendiği ekonomik kırılma dönemleridir. işsizliğin tavan yaptığı bu dönemlerde krizin faturası ve riskleri çalışan kesime yüklenir. 1929 dünya ekonomik buhranından sonra ortaya çıkan milyonlarca işsize karşın sayısız fabrikanın kapısına kilit vurulmuş olması krizin en büyük çelişkilerinden birini ortaya koymuştur. Bununla birlikte eğer krizler yeterinde büyük olursa küresel çapta bir yönetim şekli değişikliğine yol açabilir. 1929 büyük ekonomik buhranından sonra gelişme imkanı bulan marjinal siyasi akımlar 2. dünya savaşına zemin hazırlamıştır.
Takibe düşen tüketici kredileri:
9 milyar 54 milyon TL
Takibe düşen KOBi kredileri:
7 milyar 140 milyon TL
Yarım milyon çiftçinin borcu:
4 milyar 259 milyon TL
Buzdağının ucu ...
Sıcak para girişine bel bağlayan iktidarın uyguladığı ithalat ve tüketime dayalı ekonomik model duvara dayandı. Protestolu senet, batak kredi, ödenmeyen senet miktarı her geçen gün artıyor. Vatandaş, bankaların kredi kartlarından harcadığı parayı ödeyemiyor.
KOBiler çöküyor
Esnaf, tüccar, sanayici, çiftçi, işçi, köylü ve şirketler banka kredilerini kapatamıyor. Binlerce köylünün tarlası, arazisi, borçları yüzünden bankalar tarafından hacz edildi. Banka kredileri dolayısıyla icra takibine düşen küçük ve orta boy işletme (KOBi) sayısı da giderek artıyor.
Kara liste kabardı
BDDK verilerine göre takibe alınan bireysel kredi müşteri sayısının, Nisan 2013 itibarıyla 1 milyon 139 bin 604 olduğu açıklandı. 1 milyon 976 bin 617 vatandaş ise kredi kartı borcunu düzenli ödeyemediği için bankalar tarafından takibe alındı.
8 milyar dolar kaçtı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Mayıs ayının başından itibaren 12 Hazirana kadar olan sürede, Türkiyeden 8 milyar dolar tutarında bir meblâğın yurt dışına gittiğini açıkladı. Başçı, Bunun önemli bir kısmı para piyasasından dedi ...
Buz dağının ucu göründü ekonomi alarm veriyor
* Mayıs başından itibaren 12 Hazirana kadar olan sürede, Türkiyeden 8 milyar dolar tutarında
döviz yurt dışına kaçtı.
* Protestolu senet sayısı 2013ün ilk 5 ayında 441 bin 931 adete, senet tutarı yüzde
3 milyar 10 milyon TLye çıktı.
* Bankaların Ocak-Mart dönemi için bildirdiği karşılıksız çek sayısı geçen yıla oranla yüzde 14.7lik artışla 228 bin 517ye ulaştı.
* Takipteki tüketici kredileri toplamı Nisan 2013 itibariyle 9 milyar 54 milyon TLye yükseldi
* Yarım milyon çiftçinin Tarım Kredi Kooperatiflerine toplam 4 milyar 259 milyon lira borcu var.
* Takipteki KOBi kredileri, Ocak-Nisan döneminde 749 milyon lira büyüyerek 7 milyar 140 milyon
lirayı buldu.
Protestolu senet, batak kredi, ödenmeyen senet miktarı her geçen gün artıyor. Vatandaş, bankaların kredi kartlarından harcağı parayı ödeyemiyor. Esnaf, tüccar, sanayici, çiftçi, işçi, köylü ve dev şirketler bankalardan aldıkları kredileri kapatamıyor. Binlerce köylünün tarlası, arazisi, borçları yüzünden bankalar tarafından hacz edildi, ellerinden alındı. Vadesinde ödeyemediği banka kredileri dolayısıyla icra takibine düşen küçük ve orta boy işletme (KOBi) sayısı da giderek artıyor.
Protestolu senet: 3 milyar TL
Türkiyede protestolu senet sayısı 2013 yılının ilk 5 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.1 oranında artışla 441 bin 931 adete, protestolu senet tutarı yüzde 30 artışla 3 milyar 10 milyon TLye ulaştı.
Merkez Bankasının verilerine göre protestolu senet sayısı ve tutarındaki artış Mayıs ayında da devam etti. 2012 yılı Mayıs ayında 86 bin 768 adet düzeyinde olan protestolu senet sayısı bu yıl Mayıs ayında yüzde 5.6 oranında artışla 91 bin 658 adete ulaştı. Geçen yıl 510.6 milyon TL düzeyinde seyreden protestolu senet tutarı ise yüzde 24.6 oranında artışla 636.2 milyon TL oldu.
Protestolu senetler büyük kentlerde yoğunlaştı. istanbulda protestolu senet sayısı Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11 artışla 12 bin 496 adete, yılın ilk 5 ayında yüzde 14.9 artışla 59 bin 394 adete yükseldi. Mayıs ayında protestolu senet sayısı açısından istanbulu 6 bin 19 adetle Ankara, 3 bin 628 adetle izmir, 2 bin 826 adetle Konya, 2 bin 528 adetle Bursa, 2 bin 502 adetle Antalya, bin 194 adetle Kayseri, bin 184 adetle Mersin, bin 166 adetle Adana izledi.
Protestolu senet tutarının en yüksek olduğu il istanbul oldu. istanbulda protestolu senet sayısı Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21.4 artışla 169.1 milyon TLye, yılın ilk 5 ayında yüzde 18.6 artışla 815 milyon 266 bin TLle yükseldi. Mayıs ayında protestolu senet tutarı açısından istanbulu 71.5 milyon TL ile Ankara, 42.7 milyon TL ile izmir, 30.8 milyon TL ile Bursa, 23.3 milyon TL ile Antalya, 19.2 milyon TL ile Konya, 13.6 milyon TL ile Kayseri, 12.2 milyon TL ile Adana, 11 milyon TL ile Kocaeli, 10.3 milyon TL ile Mersin takip etti.
Takipteki kredi: 9 milyar TL
Öte yandan; takipteki tüketici kredileri toplamı Nisan 2013 itibariyle 9 milyar 54 milyon TLye çıktı. istanbul Boğazında inşaa ettirilecek 3. köprünün toplam yatırım tutarının 4.5 milyar TL olacağı dikkate alınırsa, tüketicilerin takipteki toplam kredi tutarı, iki boğaz köprüsü maliyetine eşit görülüyor.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, BDDK verileriyle bankalardan çektiği krediyi ödeyemeyerek takibe alınan bireysel kredi müşteri sayısının, Nisan 2013 itibarıyla 1 milyon 139 bin 604 olduğunu açıkladı.
1 milyon 976 bin 617 vatandaş hakkında ise kredi kartı borcunu düzenli ödeyemediği için bankaları tarafından takibe alındı.
Nisan 2013te, toplam tüketici kredisi tutarı 295 milyar 190 milyon lira iken, takip hesaplarında izlenen tüketici kredilerinin tutarı 9 milyar 54 milyon lira olarak ortaya çıktı. BDDK, bu hesaplamada, tüketici kredilerine bireysel kredi kartı tutarlarını, takip hesaplarında izlenen tüketici kredilerine ise takip hesaplarında izlenen bireysel kredi kartı tutarlarını dahil etti.
Karşılıksız çek: 904 bin
2012de bankaların Merkez bankasına bildirdiği karşılıksız çek sayısı; bir yılda yüzde 52 artış göstererek, 904 bin 750e çıktı. Karşılıksız kaldıktan sonra ödenen çek sayısı ise 378 bin 984 oldu. Karşılıksız çek sayısındaki artış; 2013te de hız kesmedi. 2012nin aynı dönemine oranla Merkez Bankasına bankalardan bildirilen karşılıksız çek sayısı ve artış oranları; Ocak 2013te yüzde 30.66 artışla 82.029, Şubat 2013te yüzde 6.6lık artışla 81 bin 998, Mart ayında ise yüzde 8.3lük artıyla 64 bin 490 olarak sıralandı. Bu rakamlar doğrultusunda, 2013ün ilk üç ayında bankaların bildirdiği karşılıksız çek sayısı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 14.7lik artışla 228 bin 517ye ulaştı. 2013ün ilk üç ayında karşılıksız kaldıktan sonra ödenen çek sayıları ise Ocakta 35 bin 148, Şubatta 38 bin 697, Martta ise 37 bin 835 olarak sıralandı.
8 milyar dolar kaçtı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı (TCMB) Erdem Başçı, Mayıs ayının başından itibaren 12 Hazirana kadar olan sürede, Türkiyeden 8 milyar dolar tutarında bir meblâğın yurt dışına gittiğini açıkladı. Erdem Başçı, 12 Haziran 2013 tarihinde, Giresun Ticaret ve Sanayi Odasınca (GTSO) düzenlenen para politikaları konulu konferansın ardından soruları cevaplandırırken, 7,9-8 milyar dolar toplam çıkış var. Bunun önemli bir kısmı para piyasasından... Son günlerde de tahvil piyasasından çıkış var ama çok öyle tedirginlik verici rakamlar değil daha ziyade fiyat etkisi görüyoruz. demişti.
Yabancı bankalar
Özellikle özel bankalardan kredi çeken çiftçiler, tarlalarını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Haczedilen arazilerin ise büyüklüğü bilinmiyor.
Elinde para olmadığı için borcunu ödeyemeyen çiftçilerin yanı sıra borcunu ödemek için bankalar arası mekik dokuyan çiftçiler de var. Tarımda dönen para artınca, daha önce çiftçiyle ilgilenmeyen bankaların tutumu değişti. Son senelere kadar çiftçi daha çok Ziraat Bankası ve Türkiye Tarım Kredi Kooperatifinden kredi alma imkânı bulurken devreye özel bankalar da girdi. Yabancı menşeli özel bankaların ağına düşen çiftçiler, borçlarını ödeyemiyor ve tarlaları haciz ediliyor. Çiftçilere kredi vermek için bankalarda tarım bankacılığı birimleri kuruldu. Televizyon reklamlarında ünlü sanatçılar kredi ve kredi kartı mucizesinibile anlatıyor.
KOBiler borç batağında
Borcunu ödeyemeyen bireysel kredi ve kredi kartı müşterisi yurttaşların yanı sıra, vadesinde ödeyemediği banka kredileri dolayısıyla icra takibine düşen küçük ve orta boy işletme (KOBi) sayısı da giderek artıyor.
BDDK verilerinden çıkartılan hesaba göre; bankalara olan kredi borcunu ödeyemeyerek icra takibine düşen KOBi sayısı, 2013ün Ocak-Nisan döneminde 21 bin 471 artarak, Nisan sonu itibariyle 190 bin 202ye yükseldi. Kredi borcu yüzünden takibe düşen KOBilerin 156 bin 39unu mikro, 28 bin 224ünü küçük, 5 bin 939unu ise orta ölçekliler oluşturuyor.
Takipteki KOBi kredileri de Ocak-Nisan döneminde yüzde 11.7 oranında net 749 milyon lira büyüyerek 7 milyar 140 milyon liraya ulaştı. Nisan sonu itibariyle mikro işletmelerin takibe düşmüş 2 milyar 813.2 milyon, küçük işletmelerin 2 milyar 68.5 milyon, orta işletmelerin de 2 milyar 258.2 milyon TL borcu bulunuyor.
Bankalara çiftçinin borcu: 10 milyar lira
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun yayımladığı Türkiyenin Finansal Haritası verilerine göre; Ziraat Bankası bütün bankaların toplamının 10 milyar lirayı bulduğu tarım kredilerinde açık ara diğer bankaları geçti. Ziraatin kullandırdığı kredi miktarı 6 milyar 406 milyon 769 bin YTL oldu. Özel bankalar arasında ise ilk sıraya iş Bankası yerleşti. iş Bankasının sektöre kullandırdığı kredi 698 milyon 3 bin YTL olurken, Şeker Bank 344 milyon 180 bin Ytl, Denizbank 319 milyon 573 bin YTL, Yapı Kredi 308 milyon 733 bin YTL, Vakıfbank 276 milyon 900 bin YTL, Garanti 260 milyon 974 bin YTL, Finansbank 187 milyon 294 bin YTL, Akbank 185 milyon 545 bin YTL kredi verdi. Ziraat kredilerinde bu kez iller arasında liderlik koltuğuna istanbul değil, Ankara oturdu. ilk 5 il arasına sırasıyla izmir, istanbul, Adana ve Antalya girdi. En az kredi kullanan iller de yine Doğu illeri oldu.
Bu arada; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye genelinde 403 bin 870 çiftçinin Tarım Kredi Kooperatiflerine toplam 4 milyar 259 milyon lira borcu olduğunu açıkladı. CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerin sorusunu cevaplandıran Mehdi Eker, Tekirdağ ilindeki borçlu çiftçi sayısının 12 bin, borç miktarının ise 187 milyon 322 bin olduğunu bildirdi.
Borcunu defaten ödeme imkanı olmayan ortakların, borçlarının en az yüzde 25ini peşin ödemeleri halinde, gelecek ürün hasat dönemine kadar 1 yılı geçmeyecek şekilde taksitle ödeyebildiklerini belirten Eker, Vadesi geçen borçların asgari yüzde 60ını ödemeleri kaydıyla kalan kısmı için yeni kredi kullandırılarak, borçlarına mahsup edilmektedir dedi.
Bugün gerçekleştirilen oldukça sert faiz artırımı ile merkez bankası' nın da kabul ettiği, aslında uzun süredir yaşamakta olduğumuz krizdir. Hükümetin Günü kurtarmaya yönelik önlemlere dayalı ekonomi balonu patlamıştır. Merkez bankası' nın faiz artırımı hamlesi seçimlere kadar piyasalarda gevşemeye neden olacaktır. Ancak seçimlerden sonra üretime dayalı olmayan balon ekonomimiz sebebiyle ekonomik daralma, enflasyon patlaması, vatandaşın alım gücünde azalma, batan şirketler ve işsizlik sarmalında dolanıp duracağız.
erdoğan'ı tahttan indirebilecek tek güç. erdoğan'ı tahta çıkaran güç de buydu. millet hep cebine bakıyor. yarın ekonomik kriz olsun, akp'yi sandığa gömer millet.