bir anektodu akla getiren söylemdir. " bir matematik üstadına öğrencilerinden biri soruyor: bunları öğreniyorum ama günlük yaşantımda açıların, üçgenlerin bana ne katkısı olacak bana ne yarar sağlayacak diye. alim kölesine emrediyor şunun cebine 3 kuruş koy çünkü öğrendiklerinin kendisine fayda sağlamasını istiyor, diyor"
her olaydan somut yarar bekleyen cebime para girsin diye umut eden zavallı insan söylemidir. Ekonomik büyümenin rekor yapması, ülkesinin büyümesi gelişmesi güçlenmesi umrunda değildir, cebine ne giriyor ne çıkıyor sacede onu hesap ettiğinden ne aklı büyür ne parası. gelişmeleri takip edip o çarkın bir parçası olabilmeyi akıl edemez.
istihdam yaratmayan ekonomik büyüme salt dış ticaret sektörüne fayda sağlar.
zira, iç piyasada ekonomik büyüme hiçbir anlam ifade etmemektedir an itibari ile. büyüme rakamlarının sağladığı güven ise sadece dış alım ve satımda itibar sebebidir. onun yanında varsa çok ufak miktarlarda sıcak para girişine neden olur ki bu da zaten rasyonel bir beklenti değildir.
ve tabi, nihayetinde, sen geçen sene aynı dönemde dibe vurmuşken, o dibe vurmanın üzerine oranlayıp da kendi ekonomini büyümüş gibi gösteriyorsan, bunun sadece lafta kalması doğaldır. iç piyasanı zerre hareketlendirmez.
üniversiteli işsizinden, çocuklarından, geliri olmayan vatandaşından ücretsiz sunmakla yükümlü olduğu sağlık hizmeti için prim bekleyen devletten de ancak yapay bir büyüme beklenirdi, nitekim onu da sağladılar sağolsunlar.
tanım : türkiye'nin an itibariyle ekonomik yapısından söz ediyorsa eğer, az biraz ekonomiden anlayan kişidir.
türliye'nin yüzde doksanlık dilimine girer bu kişi. yani ekonomik büyümenin sadece yüzde onlukj patron kesime faydası vardır. kişi başı milli gelir artsa da sonuçta patronların parasını bölüp bizde vermiyorlar.
ekonomik büyümenin gerçek hayatla paralel olması gerekmediğini düşünen ve bunun halka yansıyıp yansımadığını, cebine giren para doğrultusunda ölçen kişidir. ekonomistlere göre belki haksız ama kendine göre haklı kişidir.
