doğrudur. kalkınma daha çok olayın toplumsal, sosyal boyutunu ifade ederken büyüme ise daha çok genel olarak ekonomini parametreleriyle birlikte iyiye gitmesini ifade eder. kalkınma olmadan büyüme olmayacağı da bir gerçektir.
zenginlerin fakirleri daha da fakirleştirerek daha da zengin olması şeklinde olan büyümenin kalkınmayla uzaktan yakından alakası olmadığını halkın anlamaması nedeniyle aradaki fark hiçbir zaman anlaşılamayacak ülkemiz yüzde 50'since.
biri sadece ekonomik anlamda adı üstünde bir büyüme, gelişme iken diğeri sağlık,eğitim,gelir dağılımında adaletin sağlanması gibi birçok alanda iyileşmeler demek oluyor. her devlet büyüyor ama her devlet kalkınamıyor azizim.*
benim için farketmeyen durumdur. zira devlet sayesinde bu "KALKınmadır", "BÜYÜMEdir" ekonomik anlamlarını yitirmişlerdir; bildiğin pornografik kelimelerdir.
ekeonomiler her zaman büyüme eğilimindedirler mi dersin/büyümenin etkileri neler/büyüyünce neler oluyor ves. türünden sorular cevaplandıktan sonra, anlam ifade edecek olan istiatiksel veri.
meselen gardaş, farzimuhal hanımın, 3 tane de veledin senin gelirine bakıyor. meyhanen var senin de. geçen sene 50 kağıt kazanmışın bu sene 60 kağıt. 20% büyüme gerçekleştirmişin demek. emmaa, geçen sene sen rakının kadehini 3 liraya satıyodun şimdi 4 yapmışın - geşen sene 100 kişi içiyor idiyse şimdi 50 kişi geliyo. ayrıca geçen sene 35 liraya aldığın rakı şimdi olmuş 40 lira. ekmek de zamlanmış, cığara da, çocuk bezi de, benzin de, hiç bi şey de düşmemiş. e o zaman? ekonomi tabi ki büyüyecek. refah peki? çoktan kapatmışlar yegen. ilk soruya cevap, evet, ekonomiler genel itibariyle büyüme eğilimdedirler. hele önceki sezonda hayvani bi zam yapılmışsa, büyümen astronomik boyutlara ulaşır. bu zaman büyüyen sadece ekonomi olmaz, penisler de büyür ve bununla doğru orantılı amlar da. öbür sorular, left as home task.
pek bilinçli yurdum insanının ülkesinin iyiye gittiği yanılgısına düşmesine sebep olan fark. bu iki şey aynı değil arkadaşım. büyüyoruz diye yanlış seçimler yapmayı bırakınız artık. senin anladığın anlamda bir büyüme, ilerleme söz konusu bile değil. hatta gerileme aldı başını gidiyor. ah bir bilsen! yeri gelmişken pek saygıdeğer tüik'in de açıkladığı rakamların ne kadar güvenilir olduğu tartışılır. zira başbakanlığa bağlı bir kurumdur! dünya bankası verileriyle karşılaştırılınca aradaki anlam verilemeyen fark görülecektir. kısaca, kavram kargaşası yaşamayalım ve herşeye hemen inanmayalım. azcık irdelesek incilerimiz dökülmez yahu.
iktidarın anlam karmaşası yaşadığı durumdur. ekonominin büyüklüğüyle övünmeyi adet edindiler, koyun milletimiz de bir şey yapıyorlar sanıyor.
(bkz: allah akıl fikir versin)
Büyüme gsyh daki artışdır. Fakat kalkınma göreceli bir kavramdır çünkü zenginleşmeyle beraber sosyal yönleride (okuma yazma oranının artması,çoçuk yaşta ölümlerin azalması,doktor sayısının artması vb.) vardır.
kalkınma siyasal, toplumsal, eğitsel, ekonomik ve kürtülrl açıdan topyekün bir gelişme içinde olmaken; ekonomik büyüme sadece ekonomik açıdan gelişim göstermektedir.
ekonomik büyüme türkiye gibi "gelimkete olan bir ülke" olmak iken; kalkınma "gelişmiş bir ülke" olmakla eşdeğer kavramlardır.
kalkınmanın en yakın göstergesi olarak büyümenin alınmasından dolayı çok da önemli olmayan fark.
büyümeden kalkınan yoktur, ama büyümek kalkınmak demek değildir.
ekonomik büyüme kişi başına düşen milli gelirle ölçülen bir kavramdır. kalkınma ise toplumun genel olarak refah düzeyinin yükselmesi anlamına gelir. yani sağlık, eğitim, gelir dağılımı.. vb. insanca yaşamak adına aklınıza gelebiecek her türlü veriyi bir kalkınma ölçütü olarak kabul etmek mümkündür. tam da bu nedenle siyasetçiler durmadan büyümeden dem vurur, kalkınmanın lafı edilmez. halbuki kalkınma düzeyi oldukça yüksek ama milli geliri çok düşük ülkelerin yanında, çarpık büyüdüğünden büyüme rakamları tavan yaptığı halde kalkınma sıralamasında sonlarda yer alan ülkelerde mevcuttur. mesela çin, türkiye falan.
bu yıl yüzde bilmem kaç büyüdükle başlayan balkon konuşmalarıyla gaza geldiği halde cebine tek kuruş girmeyen emekçi bunun farkına varmalıdır önce. kişi başı milli gelir dediğin şey, bugün bir deprem olsa ülkenin yarısı ölse ki katına çıkıverir. öneml olan bu değildir.
ekonomik büyüme ve kalkınma tabii ki aynı şey değildir. fakat ekonomik büyüme olmadığı müddetçe de kalkınma sağlanamaz. bu bir süreçtir ve istikrarlı bir ekonomik büyüme zamanla kalkınmayı da beraberinde getirir. yani istikrarlı bir ekonomik büyüme önce godamanların cebini ve sonrada yavaş yavaş açılan yeni sektörler, devletin teşviki v.b. yatırımlar sayesinde yaratılan istihdam ile beraber kalkınma gelir yani bu bir süreçtir. ekonomik büyüme olur olmaz devlet size; "alın bu da sizin ekonomik büyümedeki payınız" diye cebinize para koyacak değil tabii ki de...