evden çıkıyor avm ye gidene kadar geziyor, yol çekiyor gidiyor dolanıyor oturuyor ediyor falan derken belki bir şey yiyor kahve içiyor derken dönüşü var bir de aha sana günü yedi. işsizlerin işi olandan fazla olduğu ülkede neden şaşırıyorsunuz buna.
alım gücü senin için düşüyorken bazıları için yükselmektedir. bu soruyu soran dayı, önceden günde 10 bardak çaya 2.5 tl veriyorken şimdi 10 tl vermektedir.
ancak vergilerle borçları silinen sermayedarların git-gide zenginleşmesine bu ülke göz yumduğu için senin cebinden eksilen liralar sermayedarların cebine 5 er 10 ar girmektedir.
avm ye girdiğinde seni ilgilendiren kısım yemek katındaki ucuz fast foodları bulup ailenle yemek yemeni ilgilendiriyor.
eli-kolu dolu olan daha da elini kolunu dolduruyor sen çaya 1 tl verirken.
avm ye girdiğimde ben neden 2-3 torba bir şey alamıyorum da milletin eli kolu dolu? diye sorulması gerekiyor bu sorunun.
ha bir de de facto ve lcw waikikici tayfa var.
onlar da çoluğuna çocuguna 1-2 parça bir şey alıyor maaşı geldikçe...
sosyal medyada avm de gördüğü eşine dostuna nazire yaparcasına avm ye giden asgari ücretli, 30-40 lira lcw waikiki de bırakıp 60 tl ye de mc donalds ın 2 li menülerini tercih edip, bebesine de çocuk menüsü alıp elinde çöp bir oyuncakla evine yollanıyor..
Gözümüz gönlümüz de mi bayram etmesin, vitrilere de mi bakmayalım, ölelim mi dedirten soru cümlesi.
Evet ekonomi kötü, hem de ne beter, ama avm'ler dolu, çünkü insanız, nefes almaya, sahip olamasak da görmeye, iyi zaman geçirmeye, kafalarımızı o kargaşada dağıtmaya ihtiyacımız var.
Bunu da mı düşünemiyorsunuz?
Üç çocuklu asgari ücretli nereye gitsin, yelken klübüne mi, hilton' un terasına mı?!
+80 milyon nüfusa sahip bir ülkede, avmlere gidecek kadar ekonomik durumu olmayan birkaç milyon insan yoksa o ülkede kötü olan sadece ekonomi değildir. kaldı ki avm'ye gidip 20 tl harcayan da var, 20 bin tl de ve hiç harcamayan tipler de. o yüzden avmlerin kalabalık olmasının ekonomi ile pek bir alakası yok. buna ek olarak, kredi kartları da devreye giriyor. insanlar, sahibi olmadıkları paraları harcayıp ilgili bankaya borçlanıyor. daha sonra o borcu ödemek için bir yerlerini yırtıyor. türkiye'de kaç milyon k.k. borcu olan insan var, kaçı ödeyemiyor, bildin mi?
Amperi sadece alışveriş yeri sanan kişi söylemi. Acemler artık yalnızca alışveriş değil içerisinde barındırdığı çeşitli şeylerle ( sinema, starbucks benzeri oturulup kahve içilecek alanlar vb..) hayatin merkezine adapte oldular.
Evli çiftler içinde çocuklarını dolaştırıp aynı zamanda onların çeşitli şeylerle zaman geçirmesini sağlayan yerlerdir avmler.
Insanlar avmler paraları çok olduğu için gitmekten çok etrafta gezip bir şekilde zmaan geçirmek için gidiyorlar.
Lan mikrobu kırılsın diye 90 derece yıka yıka üstümüzde tişort kalmadı hepsi heygirl dergisindeki kapak kızlarının giydiği gibi göbek üstüne çıktı napaq aq almayak mı.
Bir tek yemek ve sinema kati is yapiyor. Cogu dukkan bos. Insanlar da bu sogukta isinmak icin avm’ye gidiyor. Misal ankara’nin en buyuk ve en islek avm’sine pazar gunu bir is icin gittim. Avm’nin ici cok kalabalikti. Yemek ve sinema kati doluydu ama bir kat asagisindaki dukkanlarda alisveris eden yoktu bile. Uzun lafin kisasi kuru kalabalik.
çünkü ekonomi çok iyi, evet. valla bakınmak için falan gezmiyorlar. hepsi ellerinde torbalarla geziyor. bir ürün bakıyorsun 6 aya sıra verelim mi diyorlar satıldığı için.
Olum gezmekk için lan. Tatile gidecek, oturup bir yerlerde yiyip içecek para yok biz de işıltının, cafcafın, bı dolu insanın bir arada olduğu yerler olan AVM ye gidiyoruz. Kapısından içeri giremeyecegimiz markalarla aynı çatı altında olmak zenginlik hissi veriyor. Anlasana kanka, empati bu kadar zor olamaZ. Kışın kar temalı şeyler yapıyorlar Uludağ'da kayakta hissediyorken; yazın mayo bikini reklamlarıyla kendimi Ege sahillerinde hissediyorum. Hadi adamım, AVM deyip geçme. Anlaması bu kadar zor olmamalı. Hele bir de ürünlerini karton poşetle veren bir mağazadan birşey aldıysan değme keyfimize. Karton poşet kalitedir. Ahh fakirlik ahhh... (bkz: Swh)