türkiye'de yaşayan vatandaşların sıklıkla sorduğu sorudur.
benzin fiyatlarının artmasının nedenleri başında vergilerin düzgün bir şekilde toplanamamasıdır.
en kolay vergi alma yolu benzinden alınan vergifir. çünkü kontrolü kolaydır.
diğeri araba satışlarını kontrol etmek olabilir. çünkü araba satışarının büyük kısmı kredi ile yapılmaktadır. ciddi bir kredi artışı bankaları sıkıntıya sokabilir.
ayrıca altyapı eksikliği de olabilir. trafiğe ne kadar çok araç girerse o trafiği taşıyacak yol imkanı sınırlıdır. dolayısı ile benzin zammı ile araba satışları dengede tutulabilir.
Sadece benzin fiyatlarının arttığını düşünmek yanlıştır. Biraz akıllı olan her şeye zam geldiğini görecektir.
Özellikle yeni yıla girildiğinde gelen zamları görünce ekonomimin iyiye gittiğini düşünen ama ekonomiden anlamayan insanların ne yapacağı merak konusu.
dünyayla paralel artıyor fiyatlar. neden pahalı derseniz, çok vergi alıyor devlet. daha bunun cevabını bulamazsanız işimiz var. ondan sonra her "akp abd hizmetçisi" diyene inanırsın tabi. iki dakika düşünün bir zahmet.
petrol para etse idi venezuela, ırak, iran dünyanın en zengin ülkeleri olurdu.
neden pahalı şöyle açıklayayım. türkiye'de sütün litre fiyatı 0.80 kuruştur. üretici yani güzel Türkiye'min güzel çiftçisi yemi, bakımı, veterineri falan derken sütü zararına satmakta, üstüne üstlükte bu 0.80 kuruşu sütü verdiğinden 1, 1.5 ay sonra ücretini almaktadır. nakliyecisi, toptancısı vs derken bu işten para kazanan sadece satıcı olmaktadır. o da keyfi olarak malı pazara sürmeyip fiyat artırımına gider.
benzin de böyledir. ülke yeraltı kaynakları bakımında zengin olsa da bunu paraya çeviremez. çünkü hammaddeyi bulunduran değil, pazara götürüp satan para kazanıyor. yani piyasayı tekelinde bulunduran firma fiyatlarla istediği gibi oynayıp, istediği fiyattan müşteriyle buluşturuyor. tabiki de amerikanın allah belasını versin.
çünkü enflasyon ekonomisi ile, yani durduk yere birilerinin cebindeki parayı çalarak devlet yönetiyor olma sanatı ki onu babam da yapar hortlamıştır yeniden. biz paramızdaki sıfırları niye atmıştık sahi. bakın bakalım neredeyse dolara eşitlenen paramız dolar karşısında ne hale geldi gene. ee benzinde, saddamın çıkıp ben petrolümü dolar değil euro ile satacağım deyip şamarı yemesinden sonra hala dolarla alınıyor. sen bütçeyi denkleştirip ücretleri ödeyeme, eksiği kapatmak için para bas, çalışan enflasyona koşut hak ettiği ücret zammını alamasın sonra neden benzin fiyatları artıyor de. öyle deme, ekonomi kötüye gidiyor çünkü benzin fiyatları artıyor de. bu arada hükumette ayağını denk alsın, böyle giderse o da güme doğru gidiyor bilmiş olsun.
esnekliği dü$ük mallardan petrol, içki ve sigara devletin en popüler zam yeteneklerindendir. muhtemelen artı$lar asgari ücretliye yarayacak in$allah. benim tahminim asgari ücretin bu vergilerle 1000 tl'ye çıkmasıdır. o anlamda kızgınlığım yok; ama bu vergilerle ekonomi kötü olacaksa ve biz boğazımızdan, keyfimizden kestiriliyorsak, hala da asgari ücretliye zam yapılmayacaksa topunuzun amına koyim.
ekonomiyi iyi yapan benzin fiyatlarnın artması olabilir mi?
eğer evetse bundan şunu çıkarırız: ekonomiyi iyileştiren hükümet değil millettir. çünkü yüksek fiyatlı benzini alan biziz. o benzine yüksek miktarda vergi koyup da zenginleşen ise devlet.
işin asla açıklanamayan kısmı fiyatlar düşerken bir kuruş bile düşmemesidir. yoksa mesele metresin memesi midir? meme beslemek kolay değil biliyorum yani.
türkiyenin son ikiyüz yıllık tarihini hıfzetmeden idrak edilemeyecek zamlardır.
nşa*da çok kazananın çok ödemesi gereklidir değil mi? e yani. (bakın yakın zamanda obama zenginlere ekstra vergiler getirdi. -eğer çıkan gürültüyü duymadıysanız işbu entariyi okumaya tam da burada son verebilirsiniz.- yer yerinden oynadı. çünkü obama resmen racon kesti. ve bütün 'zenginler' belki de ilk defa 'ayar' yediler.)
fakat türkiyenin en zengin derneğinin üyelerinin ödediği verginin, bütün ödenenlere oranı % 2.5'tur. üstelik ekranlara çıkıp "biz verginin % 90'ını ödüyoruz" diye efelenmektedirler. adım gibi eminim ellerinden gelse onu da vermeyecekler belki ama işte.! kazın ayağı öyle değil. hepsi de göz önünde. mecburen ödemek zorundalar. ki bu zevat buldukları ilk fırsatta, -kısmen de olsa halkın testilerine yönelmiş olan- çeşmeleri tümden kendi havuzuna akıtmak isteyecektir. sanırım şu ara onları pek bir 'adam yerine koyan' yok. şaşkınlar. afallamış durumdalar.
iddia ediyorum, devlet bugün " -herkes en az asgari ücretlinin maaşından kesilen verginin oranı kadar ödeyecek" desin türkiye'nin altı üstüne gelir. bakın dikkat edin " -işçinin ödediğinden daha fazla vergi verecek" desin demiyorum, "işçinin ödediği 'oran' kadar ödeyecek" desin diyorum. belki de 'artık yolunacak kaz falan kalmadı' diye bazıları tasını tarağını toplayıp yurt dışına falan çıkar, kim bilir?
hey gidi güzel memleketim. şöyle hakikatleri 'maskesiz' görebileceğimiz bir yer olsaydı da şu 'vatansever işadamı' görünümlülerin 'hakikatlerini' halkımız bir öğrenebilseydi.