evde oturup üretime katılmayıp , iş aramak , kendini yetiştirip daha iyi bir işe geçmek veya işini geliştirmek için çalışmak yerine sadece eleştiri yapan kişidir.
işkur ve valilikler yığınla hibeli, iş garantili ara eleman yetiştiren meslek eğitimi verirken, kahvede okey oynamaya 4. aradığı zamanı iş aramaya vermeyen kişidir.
zar zor iş bulmuş, o bulduğu iş sayesinde asgari ücret belki de daha azıyla çocuk yetiştiren bir aile reisi olabilir.
şaka bir yana harbi doğru söylüyorsunuz lan. bu eleştiri yapan adam günde 8 saat üretime katıldıktan sonra bir de gelmiş evinde oturuyor.
bak sen şu göteleğe.
bak sen şu miskin hınzıra.
iş de aramıyor bu eleştiriyi yapan zat. halbuki her gün mesai bitiminde onca saatinde evinde oturacağına iş arasa, kollarını açmış onu bekleyen patronların sahipliğini yaptığı, maaşı dolgun yönetici kadrolarından birine yerleşir elbet.
bak sen şu salağa, bir yılda asgari ücretine misler gibi 30 lira zam almış, üstüne de hala ekonomi büyüyor ama bana yansımıyor diyor.
o babadır, o işçidir, emekçidir. O geceleri uyuyamayandır ne yapacağım sorusunu herkesten çok soran çoluk çocuk, bir eş sahibi adamdır. dul kalmış bir bayandır, yetimhaneden ayrılmış öksüz yetim kimsedir.
Belkide %80'nimizin karşılaştığı gerçektir, hayatın ta kendisidir.
ekonomi g.tüne girmiş halde büyüyünce canı yanan halktır.
bunu söylemesi de ekonominin büyümesinin zaten zengin olan insanlara yansımasının sonucudur.
"ekonomi büyüdü, maaşlara daha yüksek zam yapıyoruz bu sene" diyen bir patron görmedim ben. asgari ücretlere ise değil zam neredeyse kesinti gelecek, hatta gss adı altında zaten 30, 35, artık allah ne verdiyse toplanacak bir çok aileden.
ya babadan zengin kendi işini yapan, ya hayatında çalışmamış ya da üç kuruşa sömürülmeyi kendine kabullendirmiş insanlar yorum yapınca, neden açlıktan zaten gözü dönmüş halk bu yavşakları bir linç edip, eşyalarını yağmalayıp, "taşak mı geçiyon len san bizle" diye suratına sıçmıyor merak ediyorum.
"avrupa'nın durumu şöyle kötü, bizim ekonomimiz şöyle iyi" gazlarına kanmayan, türkiye'nin kişi başı alım gücü olarak avrupa'da 37 ülke arasında 30. sırada olduğunu bilen kişidir.
benzine, lpg'ye, ete, sebzeye, meyveye, elektriğe, doğalgaza yapılan zamlar götüne giren, yandaş medyanın ve şakşakçı zihniyetin 'ekonomi süper, sürekli büyüyoruz' söylemleriyle deliye dönen kişidir.
mevcut ekonomik konjonktür içerisinde sermaye sahibi değil emek sahibi olan kişinin haklı söylemidir.
zira rakamlarla ifade edilen mevcut büyüme gelir artışından değil yatırım artışından kaynaklanmakta, buna paralel olarak iç ve dış borçlanma artmaktadır.
son 3 yıldır ödediği faturalar ki bunlar temel ihtiyaç olan elektrik, doğalgaz, su gibi neredeyse 3 katına çıkarken aldığı zamlarla birlikte maaşı ancak %10 zamlanan adam da olabilir. akaryakıt fiyatlarında dehşet ki artıştan cebi yanmış bir araç kullanıcısı olabilir. lan eskiden en azından hafta sonları bir mangal keyfimiz vardı amk, sahi ya bu sıralar neden et alamıyoruz ki biz diye meraklanan sıradan vatandaş olabilir. yani olabilir de olabilir. kötüye gittiği kabak gibi ortada olan bir ekonomi yandaş medya tarafından balon gibi şişirildiği için sürekli, her hafta başka bir rekor kırmış gibi tanıtıldığı için sadece STV izleyip, okuduğu tek gazete zaman gazetesi olan adam için inandırıcı oluyor değilmi. ulan battı bitti denilen yunanistanı bile geçtiysek akar yakıttaki vergi yükünde sen daha neyin rekorunu kırıyorsun dallama?
haklı kişidir. maaş artışı sineğin siki kadar, ama gıdaya, yakıta, ota boka eşeğin siki kadar artış yapıyorlar alım gücü kalmıyor. ülkede açlık sınırı 1500 tl nin üstüne geçeli aylar yıllar oldu asgari ücretli intihar mı etsin amk?
(bkz: reel ekonomi)
ekonomideki bir iyileşmenin(gerçekse) yansıması bireylere 1.5 yıl kadar sonra yansır. Olmayan iyileşme (Kaydi/göstermelik iyileşmeler) yansımaz. Kişi de bu serzenişinde haklıdır.
Şu sıcak para çıkınca göreceğim ben ekonominin gerçek halini.