ekmek şarap sen ve ben

entry72 galeri0
    22.
  1. yılların alemcisi olarak; şarap, sen ve ben kısmının bir diğer alternatif tamamlayıcısı olan ekmeke bir türlü anlam yükleyememe sebep olan mümtaz sevinç in okuduğu; yüksek sebep aç karnına evde bulduğu tek gıda maddesi olan kuru ekmeği, sevdiceğe şarap eşliğinde ''çerez niyetine iyi gider'' geyiğiyle yutturmasına sebep olduğuna inandığım şiir.
    0 ...
  2. 21.
  3. an itibariyle radyo uludağ' da çalınan müthiş şiir. *
    0 ...
  4. 20.
  5. mazlum çimen'in fevkalade güzel bestelediği eser. her dinleyişte cinayete kurban verilen mümtaz sevinç' i akıllara getirir.

    bir de sabahın dördü...
    2 ...
  6. 19.
  7. anlamak için çok bilmek gereken şiir.

    "sırayla olurum fatih, selim, kanuni
    bazen kadın hamamında tellak....
    bazen cristof kolomb
    napolyon'ken düşünürüm elbede geçen günleri
    timur'ken beyazıt'ı yenişimi....
    bir kere aristo'nun hocası olmuştum
    ona verdiğim dersle gurur duymuştum
    bazen jan dark'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
    bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
    eğer daha da içersem
    shaskespare halt etmiş derim karşımda
    salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
    işte mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim
    enayiymiş be platon...
    bir içsinde görsün....ne felsefesi varmış bu hayatın"

    kar altında, en samimi olunanlarla, şarap ve ekmek eşliğinde sabahın dördünde dinlenmesi tavsiye olunur.
    lıkır lıkır gidiyor meret.
    1 ...
  8. 18.
  9. * bir de sabahın dördü
    dışarda kar
    odamız ılık
    gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
    anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir çocukla yattığını
    aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını

    kıskandım gogen'i tahitilim
    terlemiş vücudunu silerken
    cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
    saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
    güneşi doğurmuştu ölü cisim
    martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
    nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
    sam yelim sahra-i kebirim
    kahrettim her şeye o gün
    babanın şarap çanağına,
    gogen'e,
    kadere,
    sana,
    bana ,
    bir de gittiğin arabanın tekerine

    ne diyordum arkadaş....
    diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
    ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
    daha sonra yaparım hayatın felsefesini

    sırayla olurum fatih, selim, kanuni
    bazen kadın hamamında tellak....
    bazen christoph colomb
    napolyon'ken düşünürüm elbede geçen günleri
    `timur 'ken beyazıt'ı yenişimi....
    bir kere aristo'nun hocası olmuştum
    ona verdiğim dersle gurur duymuştum
    bazen jan dark'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
    bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum

    eğer daha da içersem
    shaskespare halt etmiş derim karşımda
    salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
    işte mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim
    enayiymiş be platon...
    bir içsinde görsün....ne felsefesi varmış bu hayatın
    anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu

    islak kaldırımlarda yürürken acırım
    önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
    ukalalık işte derim neme lazım senin
    kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş....
    ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
    şehrin izbe sokaklarında
    yavaş yavaş kaybolur benliğim...
    3 ...
  10. 17.
  11. Sinema sanatçısı ihsan Yüce'nin yazdığına inanamadığım, Mazlum Çimen bestesi, Mümtaz Sevinç okumasından sarhoş olduğum nadide bir şiirdir.
    (bkz: http://upload.wikimedia.o...dia/tr/3/3b/Ihsanyuce.jpg)
    1 ...
  12. 16.
  13. içinde derin anlamlar bulunduran,herkesin ayrı yorumlar yapabileceği şiirdir.
    örneğin:
    "kahrettim her şeye o gün
    babanın şarap çanağına,
    Gogen'e,
    kadere,
    sana,
    bana ,
    bir de gittiğin arabanın tekerine... "
    derken nefret ettiği sevgiliye küfredememenin derin yaralar açtığını gözlemleyebiliriz. Ucuz şiirlerde bulunan veryansınlardan farklı olarak( lanet olsun sana - allah belanı versin...gibi)kendisinin içinde bulunmadığı bir mutluluk tablosunda, o tabloyu oluşturan herşeye sövmek istediği görülüyor. Sonuçta burada arabanın tekeri de sevgilinin nihai hedefine ulaşmasında rol oynayan ve buna katkısı olan faktör konumunda.Sanki arabanın tekeri bile yolda giderken bayram ediyor şairin sarhoş kafasına göre.

    veya şu mısralarda:
    "ıslak kaldırımlarda yürürken acırım
    önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
    ukalalık işte derim neme lazım senin
    kendine bak; sen de bir serserin bir sarhoş...."
    sözü edilen sarhoşu aslında kendisi olarak görebiliriz. kendisi de sarhoş ve önde gittiğini belirttiği sarhoş da kendi gölgesi konumunda olabilir...
    3 ...
  14. 15.
  15. ...bir de sabahın dördü. başka hiçbir şeye ihtiyaç olmayan o kısa an. mükemmel şiir, şahane bir melodi.
    0 ...
  16. 14.
  17. bugüne kadar duyabileceğiniz en güzel şiirlerden biri. mazlum çimen'in harika melodisi eşliğinde şaheser.
    3 ...
  18. 13.
  19. Mümtaz sevinç`in derin sesiyle insan nerelere gidiyor bir sarhoş gibi , içmeden sarhoş ediyor.
    0 ...
  20. 12.
  21. balıkesir'de okurken, aşk acısı hırsı ile saatlerce dinlediğim şiirdir. o dönemde alkolün yanına en fazla yakışan şiirdir.
    3 ...
  22. 11.
  23. sadece yaşayacak kadar ekmek,
    hatırlamayacak kadar şarap,
    kalbimi kavuran aşkın,
    beynimi yiyen düşüncelerim...
    4 ...
  24. 10.
  25. 1 ...
  26. 9.
  27. giden sevgiliye atfedilen şiir.
    aşkın son noktası.
    1 ...
  28. 8.
  29. gecenin bir yarisi -eger efkarda tavandaysa-aglatan, gozyasi yediren sarkidir, siirdir.hele sabah dorde gelince, gozler sismis, sarki hala calar calar..
    0 ...
  30. 7.
  31. sinema sanatçısı ihsan yüce'ye ait diye bildiğim şiirdir.
    tereddütlü bilgidir, düzeltilmeye açıktır.
    1 ...
  32. 6.
  33. 5.
  34. sarap esliginde saatlerce dinlenir. doyulmaz.

    "kahrettim her şeye o gün
    babanın şarap çanağına,
    Gogen'e,
    kadere,
    sana,
    bana ,
    bir de gittiğin arabanın tekerine... "
    3 ...
  35. 4.
  36. en az üç günde bir (ki bu zaman dilimi sarhoş oldugum zaman dilimleri)

    eğer daha da içersem
    Shakespare halt etmiş derim karşımda
    salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
    işte Mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim
    enayiymiş be Platon...
    bir içsin de görsün... ne felsefesi varmış bu hayatın
    anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu


    dizelerini tekrarlamayı farz bildigim; sarhoş olmayı çok güzel anlatmış parça...
    ayrıca mümtaz sevincin de ne kadar iyi bir seslendirme sanatçısı olduğunu gözümüze gözümüze sokar.
    2 ...
  37. 3.
  38. hristiyanların yaptigi bir ayini anımsatır: (bkz: komunyon)
    1 ...
  39. 2.
  40. ekmek te sarap gibi mayalı bir gıda oldugundan sarabın yanında tüketilmesi, şarabın verdiği kafayı oldukça arttırabiliyormuş, ama damak tadı bakımından bir kez daha düşünmek gerekir, biz peynir tercih ediyoruz şarabın yanında..
    4 ...
  41. 1.
  42. mazlum çimen'in yaptığı müzik eşliğinde*, mümtaz sevinç sesinden dinlenmesine doyulmayan ihsan yüce şiiri.

    Ekmek şarap sen ve ben
    bir de sabahın dördü
    dışarda kar
    odamız ılık
    gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
    anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir çocukla yattığını
    aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını

    kıskandım Gogen'i Tahitilim
    terlemiş vücudunu silerken
    cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
    saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
    güneşi doğurmuştu ölü cisim
    martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
    nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
    sam yelim sahra-i kebirim
    kahrettim her şeye o gün
    babanın şarap çanağına,
    Gogen',
    kadere,
    sana,
    bana ,
    bir de gittiğin arabanın tekerine

    ne diyordum arkadaş...
    diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
    ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
    daha sonra yaparım hayatın felsefesini

    sırayla olurum Fatih, Selim, Kanuni
    bazen kadın hamamında tellak...
    bazen Christoph Colomb
    Napolyon'ken düşünürüm Elbe'de geçen günleri
    Timur'ken Beyazıt'ı yenişimi...
    bir kere Aristo'nun hocası olmuştum
    ona verdiğim dersle gurur duymuştum
    bazen Jan Dark'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
    bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum

    eğer daha da içersem
    Shakespare halt etmiş derim karşımda
    salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
    işte Mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim
    enayiymiş be Platon...
    bir içsin de görsün...ne felsefesi varmış bu hayatın
    anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu

    ıslak kaldırımlarda yürürken acırım
    önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
    ukalalık işte derim neme lazım senin
    kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş....
    ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
    şehrin izbe sokaklarında
    yavaş yavaş kaybolur benliğim...
    28 ...
© 2025 uludağ sözlük