ekmek almaya gitti bir daha da gelmedi. gidiş o gidiş. bir zamanların en çok duyulan kaybolma repliğidir. bunun sigara almaya giden, süt almaya giden versiyonları da mevcuttur.
annenin yoğun baskısı altında kişinin pasif direnişe geçerek uzatabildiği kadar uzatmaya çalıştığı hadisedir.daralan anne en son ajitasyon yaparak "tamam tamam ben giderim" diyerek sizin çok fena duygularınızla oynar ve kendinizi bir anda bakkalda buluverirsiniz.halbuki anneninde gideceği yoktur.
muhtemel fırın ya da bakkalın ** uzakta olması durumunda iskenceye donusecek, büyük kücük evin evladı konumundaki tüm bireylerinin seve seve! yapmak durumunda oldukları eylemdir. Lakin ekmek temel gıda maddesidir.
bir de sabahın köründe yapılanı vardır bunun.. bacak kasları daha ritmini tutturmadan yola düşersiniz.. eviniz de beşinci katta ve asansörü yoksa tadından yenmez..
tuhaf bir şekilde kaybolabilme potansiyeli olan kişilerde yaşanan eylem. kadın programlarında da görülür;** ekmek almaya giden kızımız kocaya kaçar, oğlumuz esrarengiz şekilde kaçırılır. bazen böyle tırsık durumlar yaratabilir.
bu işe küçük yaşta başlayıp ta ki üniversiteye gidene kadar en ulvi görevin olarak kabul etmek zorunda kaldığın ve ancak o yaştan sonra küçük kardeşe devredebildiğin iştir.
fırından yeni çıkmış ekmek, henüz dumanı tütmekte. anneniz 3 ekmek almanızı söylemiş. o küçük kucağa sığmaz üç ekmek. ggazeteye sarılır öyle verir size fırıncı. hem sıcaktır. buğusu tüten ekmek çıplak kollarınızı yakar. mis gibi de kokmuştur hani. tepesinden ısırık alarak eve yetiştirirsin. ah bir de ramazan ayında aynı durum pidede yaşanır. aynı telaş, aynı sıcaklık...
aile büyükleri tarafında zorla yaptırılan eylem.
anne yeter artık biraz da kardeşim gitsin ya...
Ramazan başladı başlayalı hep ben hep ben nereye kadar ama...*