bu çocuklar her mahallede olup kendi içlerinde farklı versiyonları vardır, bazıları terliklerini yere sürterek gezerken, bazılarının ayak parmakları terlikten çıkıp, asfalta değmektedir.
evi bakkal, fırın vb. alış-veriş mekanlarıyla ayakkabı burnu ile topuk arası kadar olan beyin yemek ister gibi dolaşan uykulu çocuktur.
(bkz: annen seni kucukken hic bakkala yolladi mi)
rüşvet olarak muhtemelen para üstüyle sakız, şekerleme alacak olan velettir. bir de eve varana dek, o ekmeğin bir köşesinde diş izlerini bırakacaktır hatıra olarak.
tv izlerken ya da pc de sözlüğe iştahlı iştahlı entry girerken annesinin zorla bakkala gönderdiği çabuk gelmek için ayakkabıyı giy çıkartta kaybolacak zamanı kazanmak için annesinin terliğini giyen kişi. çocuk genç farketmez eğer aileyle yaşıyorsan başa gelmese muhtemel olay.
hepimizizdir o çocuk. tüm çocukluk hayalleri bulaşmıştır kirli ayaklara, terliğin tozuna, asfaltta çıkan şıpıdık sese. çocukluk gururunun, büyümenin kaynağıdır. aynı zamanda üzüntünün adıdır oyundan çağrıldığında. ekmek topuğunun tadıdır. *
hepimiz ekmek almaya giden terlikli çocuktuk. ben yazlıkta o terliklerin altına onar kilo çamur yapışınca eve dönemeyen çocuktum ayrıyetten. türkün ateşle imtihanı gibi bir gündü o benim için.
terliğini yere sürterek ev halkını doyurmak için bakkala giden, kutsal bir görevi yerine getiren çocuktur. ekmek alındıktan sonra ekmeğin ucunı ısırmazsa olmaz. **