anadolu insanının buğday zengini olduğu yılların ardından buğday ithal ettiği günlere ulaştığı hazin öykünün hazin tablosu.
vatan toprağını yabancılara peşkeş çekip, yabancı turizmi - ek gelir yalanının ardına saklanıp asıl darbeyi çiftçiye vuranların marifetidir bu. köylü milletin efendisidir düsturunun çoktan unutulduğu türkiye cumhuriyeti nde bırakın ekmeği akarsu zengini olmamıza rağmen içtiğimiz suyu bile ithal edeceğimiz günler yakındır, benim bu konuda endişem yok.
ülkemize yaklaşan büyük tehlikenin sesleridir ekmek zamları. bize düşman olanlar durumumuzun afrika'dakilerden farksız olması için üretimimize şöyle ya da böyle kısıtlama, ambargo gibi uygulamalar yapmaktadır ancak bunlar basına yansımamaktadır her nedense. ayrıca hükümet bu konuda yapılması gerekenleri yapmamaktadır. bir de ülkemizdeki toprağın yanlış kullanımı eklenince ülke büyük batağa daha hızlı sürüklenmektedir. böyle devam ederse hepimiz aç kalacağızdır.
buğdayi bile dışardan alırsak yani ithal edersek bu hale gelmemiz normal bir durumdur.çiftçiye buğday ürettirmeyen hükümet politikasının bir ülkeyi buralara getirdiği açık açık görülmezmiş gibi akp sempatizanları daha sözlükte başlık açıp kapatılmaması için yardırmaya devam etsinler.kimbilir belki "sosyal yardım"lara artık ekmekte dahildir.
çok sevindirici olan zamdır. aslında 1 ytl olması şarttır. eve alınan 2 ekmek bile zamanla az da olsa çöpe gitmektedir. belki bu sayede insanlar paraya acırda, ekmek çöpe gitmesin diye daha çok çaba harcarlar. yazık günah, bir parçası bile çöpe gittiğinde insanın içinin acıması lazım.