einstein türkiyede olsa;
-atomu parçaladı diye hapise atılırdı.
--"çoğu insan kadınları anlamayı seçer, bense atom fiziğini anlamayı seçtim" dediğinden dolayı kadın programlarında çeşitli kadınkurularının gazabına uğrardı.
-ayşe özyılmazelin enerji albümüne kapak olurdu.
her zaman demisimdir, ossde tarih cografya ve edebiyattan takozlar, dolayisiyla cok iyi bir yerde okuyamaz ve herhangi bir dershanede fizik hocasi olurdu. adam yerine de konmazdi muhtemelen.
einstein gibi deli dahi adamlar başlarda pek anlaşılmaz,sonradan kıymeti bilinir.türkiyede yaşasaydı babası onun ilk dönemlerde ki sivri zekasını haytalık zannedip,
- hanım bu çocuk okumaz tornacıya verelim meslek öğrensin bari. derdi heralde.
einstein'ın yurdumuzda yaşama ihtimalinde şekillenebilecek olaylar bütünüdür.
- en seksi erkek seçilirdi.
- izafiyet teorisini çürüttüğünü iddia eden yüzlerce kişiyle ceviz kabuğu'nda tartışırdı.
- izafiyet teorisini buldu diye ali ağaoğlu ona daire verirdi.
- her haftanın rüküşü seçilirdi.
- son yıllarını huzur evinde geçirirdi.
- emekli maaşı kuyruğunda ölürdü.
- öldükten sonra oğlu olduğunu iddia eden yirmiden fazla insan çıkardı.
- yapmasa bile. bir mankenle fikifiki kaseti çıkardı.
- fazıl say; " fizik yavşaklığından utanıyorum" diye açıklama yapardı.
- turkcellin çekim gücü reklamında oynardı.
- "atomu parçalayacağım" dediğinde; islamcılar "günah" , kemalistler(!) " laiklik elden gidiyor" derdi.
- "bizim einstein toyota gibi adam!" diye reklamımız olurdu.
- " hep hayal ederdim atomu parçalayabilir miyim diye... yaptım olacak!!"
yok ya bırakın adam yerinde iyiymiş.
kaldı ki kısa bir not; bildiğim kadarıyla einstein ve beraberindeki bilim adamları mustafa kemal paşa'dan, türkiye'de çalışmak için izin istemiş vakti zamanında... ama neden bilmiyorum, olmamamış...
edit: taze bilgi edindim bu konuda paylaşayım;
17 Eylul 1933 yılında einstein, beraberindeki kırk alman bilim adamıyla, türkiye'de çalışmak istediğine dair bir yazı içeren mektubu atatürk'e göndermiş. halen cumhuriyet arşivinde durmakta olan bu mektup araştırmacılar tarafından fark edilmiş. işin komik olan tarafı eisntein ve arkadaşları "mevzuata uygun değil" gerekçesiyle, milli eğitim bakanı raşit galip bey tarafından red edilmiş. atatürk'ün özel isteği üzerine bir kısım bilim adamı gelmiş ve eğitim reformuna da yardım etmişler ama maalesef einstein'a gelmek nasip olmamış.
hiç bir şey olamaz hayata küserdi. soyut düşünme yetisini geliştiremezdi bir kere. çünkü bu ayıp kabul ediliyor nerdeyse. bildiğin ateist-müslüman, dinci-ulusalcı vs. vs. klişeleri etrafında beynini, yaratıcılığını yitirirdi.
düşünmesi engelleneceğinden bir halt olamazdı. adını kimse bilmezdi.
bu ülkede insanlar kitap yazmayı düşündüğü için bile içeri tıkılıyor ulan. baştakilerde bu denli bir göt korkusu var. onların aleyhine yazılacak her şeyden tırsan bir cemaat var. korkak bir it sürüsü yönetiyor bu ülkeyi. baştakilerde böyle bir hazımsızlık var. baştakilerde sorgulama yok. fethullah diye bir adamın zırvalıkları doğrultusunda kendi onurlarını, şereflerini satarak, ülkelerine olan bağlılıklarını kaybederek ilerlemeye çalışıyorlar. böyle bir ortamda sen ne einstein'ından bahsediyorsun allah aşkına.. geç o işleri.
Kulakları çekilmelten kepçeleşirdi. Tüm çocuklardan farklı olduğu için dışlanırdı. Travmatik bir çocukluğu oludu. Belki de deli diye eve bağlanırdı ya da 17 yaşında evlendirilip, sırtı yumruklana yumruklana gerdek odasına yollanırdı. Ama namaz kılmadan kıza elini süremezdi *
Örnekler çoğaltılabilir. Kısacası einstein a çok yazık olurdu.
"Şiş kebap çok nefis, istanbul çok güzel, insanlarınız çok sıcakkanlı, misafirperver cart curt" diyerek yurda adım atardı. Sonrasında ise biz onu s. kip atardık. Zira ülkemizde görüş mesafesi pek kısadır, ileriyi görenimiz fazla çıkmaz. Bu yüzden büyük ihtimal Einstein da "Yurdum Elektrik Gıda Pazarlama inşaat Turizm Tic. Ltd. Holdingi Anonim Şirketi" diye bir işyeri kurar, radyo tamir ederdi. Hayır atomu parçalasa terör örgütü sempatizanı diye içeri alırlar. O daha mı iyi?