einstein nazilerin nükleer bomba geliştirmesi endişesiyle abd başkanı roosevelt'e bir mektup göndermiş, abd'nin nükleer çalışmalara başlamasını tavsiye etmiştir. holokost sonrası yahudilerin kendi ülkelerine sahip olması gerektiği fikrini savunmuş, israil'in kuruluşuna destek vermiştir. çeşitli söyleşilerinde yahudilik dinine ve diğer kutsal kitaplara inanmadığını belirtmiş, sosyalizme sempati duyan bir makale yayınlamıştır. bertrand russell ile birlikte nükleer silahlara karşı bir manifesto da yayınlamıştır.
einstein hayatı boyunca 300den fazla bilimsel makale yayınlamıştır, ayrıca 150den fazla bilim dışı çalışmaları da olmuştur. başarıları ve eserleri nedeniyle einstein sözcüğü, dahi ile eşanlamlı kullanılmaya başlanmıştır.
iQ su benimkinle Aynı yAni 160 olAn önemli buluşlAra imzA Atmış bilim Adamı.
AyrıcA;
Anne bAskısındAn bıktım ulAn einstein. Sürekli;
_oğlum 20 yAşına geldin bir şey icat edemedin. Bide iQ seviyen 160 olAcak. Git odanA atom matom neyi buluyorsan bul pArçalA.
Diye sitem ediyorlAr senin yüzünden.
"hangi elbiseyi giysem acaba?" diye düşünerek zaman harcamamak için elbise dolabına hep aynı renk elbise koyan, zamanın ve beyin eforunun boşa harcanmaması gerektiğini bize hatırlatmış olan büyük dahi.
Almanya'nın Ulm kentinde dünyaya gelen Einstein, yaşamının ilk yıllarını Münih'te geçirdi. Lise eğitimini ve yüksek eğitimini isviçre'de tamamladı fakat bir üniversitede iş bulmada yaşadığı zorluklar nedeniyle bir patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı. 1905 yılı Einstein için bir mucize yıl oldu ve o dönemde kuramları hemen benimsenmemiş olsa da ileride fizikte devrim yaratacak olan dört makale yayınladı. 1914 yılında Max Planck'ın kişisel ricası ile Almanya'ya geri döndü. 1921 yılında fotoelektrik etki üzerine çalışmaları nedeniyle Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. Nazi Partisi'nin iktidara yükselişi nedeniyle 1933'te Almanya'yı terk etti ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşti. Ömrünün geri kalanını geçirdiği Princeton'da hayatını kaybetmiştir.
Üniversite profesörü, öğrencilerine su soruyu sorar;
- Var olan her şeyi Tanrı mı yarattı?..
Bir öğrenci ayağa kalkar ve cevaplar.
- Evet, her şeyi Tanrı yarattı!..
Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine Evet efendim diye cevaplar Profesör devam eder.
- Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise kötülüğü yaratan da Tanrıdır Çalışmalarımızda uyguladığımız kesinleştirme prensibine göre de kötülüğü yaratan olduğuna göre, Tanrı kötüdür
Çocuk, profesörün bu mantık yürütmesi karşısında şaşırır ve yerine oturur Profesör, Tanrının insanların içinde yarattığı bir efsane olduğunu aklı sıra kanıtlamış olmaktan mutludur
Bunun üzerine başka bir öğrenci ayağa kalkar ve profesöre şu soruyu sorar:
- Soğuk var mıdır sayın Profesör?..
Profesör şaşırır:
- Nasıl bir soru bu böyle?.. Tabii ki var diye cevaplar
Sen hiç soğukta üşümedin mi?..
Bunun üzerine çocuk şöyle söyler:
Hayır profesör, aslında soğuk yoktur Fizik yasalarına göre gerçek hayatta biz sıcaklığın yokluğuna soğuk adını veririz Aslında soğuk diye bir şey yoktur O sadece sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif etmek için ürettiğimiz bir kelimedir der ve devam eder.
- Karanlık var mıdır profesör?..
Profesör cevap verir:
- Tabii ki vardır Sen hiç karanlıkta kalmadın mı?..
Çocuk bir kez daha atılır:
- Korkarım gene yanılıyorsunuz Sayın Profesör Çünkü esasında karanlık diye bir şey de yoktur Gerçek yaşamda karanlık; ışığın yokluğuna verilen addır Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız Gerçekte, biz Newtonun prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz . Fakat karanlığı ölçemeyiz Bir basit ışık karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar Çünkü gerçekte karanlık yoktur, ışıksızlık vardır Mesela siz uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz?.. Işığın miktarını ölçerek!.. Bu doğrudur değil mi?.. Öyleyse karanlık denilen şey, insanlar tarafından ışığın olmadığını anlatmak amacıyla kullanılan kelimedir
Profesör afallamıştır ve çocuk son darbeyi vurur:
- O zaman size son bir soru daha sormak isterim Sayın Profesör Şeytan var mıdır?..
Profesör bu kez pek emin olamamakla birlikte yine de cevaplar..
- Vardır Açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde görürüz O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır Bunların tümü şeytanın kendisinden başka bir şey değildir
Çocuk hayır anlamında başını sallar profesöre
- Şeytan yoktur efendim Yani kendi başına yoktur Şeytan basit olarak Tanrının yokluğudur O aynen karanlık ve soğukta olduğu gibi insanın Tanrının yokluğunu tarif etmek için yarattığı bir kelimedir Kötülük ve Şeytan, insanın Tanrıyı ve sevgisini yüreğinde hissetmediği zaman yaptıklarına verilen addır O, aynen sıcaklığın olmadığı yere adını verdiğimiz soğuk, ya da ışığın olmadığı yere adını verdiğimiz karanlık gibidir Şeytan ve kötülük, Tanrının içimizde olmadığı anda yaptıklarımıza verdiğimiz addır
Profesör kürsüde afallamıştır
Fizik yasalarından hareket ederek bu soruları soran ve cevapları vererek profesörü allak bullak eden genç öğrencinin adı Albert Einsteindır
Koskoca sozlukte yillar gectikten sonra bile hakkinda sadece 27 adet entry girilmis dunyanin gelmis gecmis en buyuk fizikcisidir. Bu ozellikleriyle sozluk yazarlarinin bilime gosterdigi onemi ortaya cikarmistir. Ayrica Cami de bira icmeyip ayakkabisiyla da girmemeistir.