kursa kayıt yaptırırsın, arada derslere gidersin, para yatırmaydı sınava çalışmaydı derken teorikten öyle böyle geçersin.
bitmemiştir.
pratik sınavı vardır. ona da hazırlanırsın direksiyonuna ilk kez geçtiğin düz vites bir arabada. sınav günü gelir, saatlerce sıra beklersin, sıra sana gelir, kompleksli ve çok bilmiş iki memur arkada seni izler, gerilirsin, öyle ya da böyle pratiği de geçersin.
bitmemiştir.
emniyete, şoförler cemiyetine, vergi dairesine gider gelirsin sürekli, harçtı carttı curttu yatırmak için. hafta içi orada olman gerektiği için okul sebebiyle birkaç ay ertelersin ehliyeti almanı.
hala bitmemiştir yani.
2011'de yatırdığın paralara 2012'de gelen zamları eklersin, belgeni kabul etmez yoksa polis amcalar. çok bilmişlik önemli burada, yine.
gelen zamları tamamlarsın harcına, bankalara gidip gelmekten ayakların aşınmıştır artık. ve ehliyetin çıkar. alır koyarsın cüzdanına o biraz kalınlaştırılmış kartı.
çıkarsın emniyetten sonra. durağa yürürsün. çünkü araban yoktur. cebinde ehliyetinle, basarsın akbilini otobüste. hayat sana şöyle der: "dıt dıt"