itikad ve ameliyle Fahr-i kâinat Resûlullah Hazret-i Muhammed Mustafa(s.a.v.) efendimizin ve O'nun (s.a.v.) yüce eshâbının (radiyallahu teala aleyhim ecmain) yolu üzere bulunan.
ayrıca fırka-i naciyedir. temelini Resûlullah (s.a.v.)'dan aldığı için islâm'ın doğru şekilde yaşanması için Kur'an-i Kerim'i ve Kur'an-i Kerim'in açıklaması olan sünnet-i seniyye'yi temel alan ehl-i sünnet alimlerinin kitablarından öğrenmek zarûrîdir.
bu alimlerin reisi ise "imam-ı Azam" sıfatına sahip yüce alim Nu'mân bin Sâbit, daha çok bilinen ismi(künyesi) ile Ebû Hanife'dir.
bu itikad Osmanlı devletinin ve cumhuriyetten sonra kasten ortaya çıkartılmış sapık akımlar haricinde Türkiye'nin Müslüman halkının da itikadıdır.
Şov yaparak ayetleri bükerek çürütülmeye çalışılan mezhep.
Kuran en iyi anlayan mezheptir.
Peygambere postacı demez mesela peygamberi Müslümanların öğretmeni olarak görür.
gunumuzde aslinda ehli sunnetle pek alakasi olmadigi halde kendini ehli sunnet diye tanitan cemaatler de oldugu icin gercek ehli sunnetin kimlere denildigini kesin olarak bilemiyor muslumanlar...
rasul sav ve selefin izinde olanlardir.
ehl-i sünnet vel cemaat itikadının bugün dünyadaki karşılığı nerededir?
açıkça haram kılınmış "faiz"in yerleşmediği bir müslüman ülke, faizle asla iş yapmadığını söyleyebilecek bir topluluk yok bugün.
kendi bireysel yaşamında faizden kaçınan insanların düştüğü yalnızlık, müşriklerle çevrili mekke'de kendilerini garip hisseden ilk müslümanların durumuyla aynı.