Şov yaparak ayetleri bükerek çürütülmeye çalışılan mezhep.
Kuran en iyi anlayan mezheptir.
Peygambere postacı demez mesela peygamberi Müslümanların öğretmeni olarak görür.
itikadda eşari ve maturidi, amelde hanefi, şafi, maliki ve hanbeli mezheplerine mensup olanları kapsayan, doğru yol anlayışının adıdır. Ehl-i sünnet vel cemaat itidalde dahi itidalli olmayı, ifrat ile tedritten kaçınmayı vazeder ki; oryantalist düşünce ehl-i sünnet'i 'ortodoks müslümanlık' diye tabir eder. Kurtuluş yolu ehli sünnet'in bugünkü kalesi ve merkezi anadolu'dur. Vehhabi-selefi araplar (ışid zihniyeti) sanıldığı gibi bu dairenin içinde değildir. Din edeptir edep hadlere riayettir ölçüsünce her şeyin haddini ortaya koymuş, sınırlarını çizmiştir.
her ne kadar leş kargası orospu çocukları ağızlarıyla kirletse de doğrusu ile yanlışı ile islam ümmetini 1300 yıldır ayakta tutabilmeyi başarmış mezheptir. tabi kimi köpeklerin tarihi kafirlerin altına yatmaktan ibaret olduğu için pek bilmez bu mecusi soylu köpekler.
anasını siktimin oğlu, ırak işgal olurken iran ne yapmış, şiiler ne yapmış bir bak bakalım. piçin oğlu.
ehl-i sünnet vel cemaat itikadının bugün dünyadaki karşılığı nerededir?
açıkça haram kılınmış "faiz"in yerleşmediği bir müslüman ülke, faizle asla iş yapmadığını söyleyebilecek bir topluluk yok bugün.
kendi bireysel yaşamında faizden kaçınan insanların düştüğü yalnızlık, müşriklerle çevrili mekke'de kendilerini garip hisseden ilk müslümanların durumuyla aynı.
ehl-i sünnetten kasıt bir bilenden sormak yerine nefsine tabii olup mezhep terk ederek haricilere özenen ve onu bunu tekfir eden ağzı salyalı sapkın kimseler değildir...ehl-i sünnet; ümmetin ezici çoğunluğunu oluşturan (tarikat ehli sufisiyle,tarikatlara mesafeli medrese ehliyle,sufi olmayan cemaatleriyle,tarikatı cemaati olmayan camii cemaatiyle,particisiyle,partisiziyle) orta yolu tutturmuş kimselerdir...
gunumuzde aslinda ehli sunnetle pek alakasi olmadigi halde kendini ehli sunnet diye tanitan cemaatler de oldugu icin gercek ehli sunnetin kimlere denildigini kesin olarak bilemiyor muslumanlar...
rasul sav ve selefin izinde olanlardir.
itikad ve ameliyle Fahr-i kâinat Resûlullah Hazret-i Muhammed Mustafa(s.a.v.) efendimizin ve O'nun (s.a.v.) yüce eshâbının (radiyallahu teala aleyhim ecmain) yolu üzere bulunan.
ayrıca fırka-i naciyedir. temelini Resûlullah (s.a.v.)'dan aldığı için islâm'ın doğru şekilde yaşanması için Kur'an-i Kerim'i ve Kur'an-i Kerim'in açıklaması olan sünnet-i seniyye'yi temel alan ehl-i sünnet alimlerinin kitablarından öğrenmek zarûrîdir.
bu alimlerin reisi ise "imam-ı Azam" sıfatına sahip yüce alim Nu'mân bin Sâbit, daha çok bilinen ismi(künyesi) ile Ebû Hanife'dir.
bu itikad Osmanlı devletinin ve cumhuriyetten sonra kasten ortaya çıkartılmış sapık akımlar haricinde Türkiye'nin Müslüman halkının da itikadıdır.
