tıpta insanın içten içe yapmak isteyipte ama aslında yapılmamasi gereken bir iş olduğunu düşündüğü şeyleri yapmamasini sağlar.Mesela güzel bir kız gördün sarilip opmek istersin ama egon izin vermez.Daha guclusude (bkz: süperego)
nefret edilesi bir "insan" özelliğidir.
yalnızca insan denilen varlıkta mevcuttur.
bu bünyede vücut bulur.
asla bir lambada bu kendini üstün görme yetisini bulamazsınız, asla!
böyle iğrenç birisine rastlamıştım zamanında.
ilk kez birisinin yanıbaşımda otobüs beklemesinden tiksinmiştim.
ilk kez beni yalnız bırakıp gitmesini istemiştim.
dış görünüşünü tarif etmeyeceğim, bakımlı bir insandı.
erkek cinsine mensuptu.
bakımlıydı ki bu güzel bir özelliktir. egoyla hiçbir ilgisi yoktur.
sadece gözleri...
gözleri insanlara üstten üstten bakıyordu. o göz bebeklerindeki küçümseyiş midemi alt üst etmişti. bir lamba olmasam oracıkta istifra edebilirdim afilli ceketine.
dolanıp duruyordu çevremde, birisini beklediğini anladım.
yaklaşık 3-4 dakika sonra bir tatlı kız yaklaştı yanımıza.
kumral saçları ve açık buğday teni güneşte pırıl pırıl parlıyor, utangaç adımlarını küçük küçük ama samimice atıyor ve yanımıza yaklaşıyordu.
yüzüne baktı gencin, kızardı hemen.
ne masum şeydi bu!
fakat o hergelenin kıza bakışı hala iğrençti. bu mahluku bu güzellik bile ehlileştiremediyse dedim içimden, hiç bir çoban ehlileştiremez.
o bakışı tanırım!
"bunu da elde ettim" der gibi bakıyordu kıza.
"bu hergele seni sevmiyor, sevmeyecek de!" diye bağırasım onu uyandırasım gelmişti. lakin ne çare...
bir lamba iç çığlıkları haricinde nasıl bağırabilir ki?
bağıramadım da.
oğlan kolunu atıverdi kızın boynuna, kız daha da çok ezildi oğlanın egosu yanında.
onlar uzaklaşırken sonlarını görebiliyordum... o kız ağlayacaktı mutlaka.
belki yağmurlu bir günde, yanımda.
marvel comics çizgi romanlarının garip tiplemelerinden. yaşayan bir gezegen olup, gaflete düşüp üzerine inen canlılarla beslenir. içinde de organlar falan bulunur. dolayısıyla uzayda yolculuk edebilen rom , silver surfer gibi çeşitli çizgi karakterler bu gezegene inip muazzam badireler yaşarlar.
Kimisi ise nefis=şeytan olarak anlatmış.
Bazısı ise Ankara Metroya verilen isim kadar gereksiz bulmuş.
Yinede üzerinde durulmayacak kadar gereksiz geldiği zamanlarda başvurduğumuz tek dayanak olduğunu unutmuş olmanın verdiği hafiflikle bunu çok masumane bir şekilde yürütmeye hatta azana kadar sürdürmeye devam etmişiz.
Ettik çünkü ne durmayı ne başlamayı bildik.
Bildik çünkü bilmişliğin verdiği bilgisizliğin hediyesiydi ego.
Ego, buydu. Sadece egoydu. Ve o vardı, hepimizde yeterince ve yeteri miktarda.
Bir ton uranyum mu? Bir insanın kabarmış egosu mu? Sorusuna cevabım çok basitti aslında.
EGO, egemenliği gösteren olgu.
Açılıma kaçılım bir durum.
Aslında başlı başına bir olay.
Ne olursa olsun hiçbir kalp kırmızı değil.
Sende kızarmıyorsun artık beni gördüğünde.
Demek ki etkiye, tepki biraz üzer biraz mutlu eder.
Kim mutlu edecek?
Egosu olan insanlar mı?
Egosu olmayan insanlar mı?
önce "ankarakart yılbaşından sonra 30 tl olacak kapan alıyooorrrr" gibi bir politika izleyen sonra vazgeçen ankara büyükşehir belediyesinin en cibiliyetsiz kurumu.
her insanda var olan benlik duygusudur.id,ego ve süper ego olarak gelişim gösterir.fazlası;nam-ı diğer süper ego,insanın yetersiz(!) olduğunu bildiği alanlarda en iyisini ben bilirim diyerekten kasması halidir.aslında bilinenin aksine özgüvenle ters orantılıdır.einstein'ın bilgi kuramına göre ego 1in bölenine eşittir. ne kadar bilgiliysen o derece egolarını kontrol edebilirsin. dikkat edildiğinde ,bir insan ne kadar diğerlerinden üstün olduğunu fark etse de bunu dillendirme ihtiyacı duymaz,övünmez,gösteriş yapmaz.herhangi bir alanda sivrilen başarılı insanlara çevresi tarafından zaten kanaat getirilir.mütevazi ve görgülü insanlar egolarını törpüleyerek asilliğe ulaşanlardır. süperegonun ileri safhası için (bkz: narsizm)