peşinde koşulmayan türk kızlarının telefonu iki de bir surata kapatmasıyla tatmin ettiği şey. hatta onlarla öyle bütünleşmişlerdir ki kanımca ''ego'' diye organları olmuştur.
ileri derecede yüksek olursa; çıkabileceği en üst noktaya çıkarsa insana çekicilik katan kavram. o seviyeden biraz bile aşağı olsa çekilmez hale gelir.
'ikilik öğrenci alabilir miyim?' dediğinizde önce yüzünüze bakıp sizi süzdükten sonra tahmini siyasi görüşünüz kendi kafalarında belirlerler. kendisiyle uyuşmadığınızı anladığında yüzünüze tekrar bakıp 'paso var mı?' diyebilirler.
+ ikilik öğrenci alabilir miyim?
- paso var mı?
+ yok ama öğrenciyim bakın kimlik kartım şu. (suratada şu ifade takınılır http://a2.sphotos.ak.fbcd...9648_704849_2839219_n.jpg )
-olmaz kardeşim paso alman lazım.
+ hmm demek paso peki nerden alacağım ne kadar?
- şu karşıdan 22 tl.
+ siktiriboktan bir etikete o parayı vereceğime yukardaki büfeden alırım. ( bu işlem yapıldıktan sonra şu ifadeyle gişelerden geçilir http://2.bp.blogspot.com/...yd5NJNPaz5M/s320/kahn.jpg )
şimdi benim üniversite öğrencisi olduğumu resmi olarak belgeleyen öğrenci kartım var, hatta yanımda öğrenci belgem bile var ama bunların hiçbiri benim öğrenci olduğumu otobüs şoförlerine kanıtlayamıyor.
bir de ipin ucunu iyi kaçırmışlar. önceden otobüslerde ''pasonuzu gösteriniz'' tarzı şeyler yazarken bugün şöyle bir yazıyla karşılaştım. büyük kırmızı ve siyah fontlarla; ''pasonu göster! şoförle tartışma'' yazıyordu. lan siz daşşak mı geçiyorsunuz bizimle. insanlar böyle aşağılanır mı lan?
20 tl verip paso alınca da onun parasını aylarca indirimli kart kullanarak çıkartır insan zaten. lanet olsun size de, pasonuza da, tıkış tıkış dolu araçlarınıza da, otobüs kullanmasını ve frene basmasını bilmeyen şoförlerinize de.
Herşeyin önünde o gelir, kendini saklamaz hiç o. Doğrusunu bi tek o bilir
gerisini takmaz ego. Zarar ziyan hediyedir, sonucu hesaplamaz o. Geçmişi görmezden gelir, hiç ders almaz ego.
Sertap Erener'in hoş bi şarkısıdır.
ego senin gerçek özünün tam tersidir. ego sen değilsin. ego toplumun yaratmış olduğu ve senin bu sayede oyuncakla oynamaya devam edebildiğin ve asla gerçek şeyi sormadığın bir kandırmacadır. bu yüzden ben egonu bırakmadığın sürece asla kendini bilemeyeceğin konusunda ısrar ediyorum.
doğduğun zaman hakiki benliğine sahiptin. sonra sahte bir benlik yaratmaya başladılar: sen hıristiyansın, sen katoliksin, sen beyazsın, sen almansın ve sen tanrının seçilmiş ırkısın, senin dünyayı yönetmen lazım ve bunun gibi pek çok şey. senin kim olduğunla ilgili sahte bir fikir yaratıyorlar. sana bir isim veriyorlar ve bu ismin etrafında hırslar, şartlanmalar yaratıyorlar.
ve yavaş yavaş çünkü bu neredeyse hayatının üçte birini alır yavaş yavaş onlar okul aracılığıyla, kilise, kolej, üniversite aracılığıyla egon üzerinde çalışırlar. üniversiteden çıktığında masum varlığını tamamıyla unutmuş olursun. artık senin altın madalyalı, birinci sınıf, üniversitenin en başarılısı olmuş çok büyük bir egon vardır. artık sen dünyaya adım atmaya hazırsın.
bu ego her türlü arzuya, hırsa sahiptir, her şeyin her zaman zirvesinde olmak ister. sen bu ego tarafından kullanılıyorsun. ve bu asla sana hakiki, gerçek benliğin hakkında en küçük bir ipucuna dahi izin vermez ve senin hayatın kendi hakikatinin içindedir. bu yüzden bu ego sadece mutsuzluk, acı, kavga, hayal kırıklığı, delilik, intihar, cinayet; her türden suç üretir.
hakikati arayan birisi tam bu noktadan başlamalıdır: ne zaman toplum tarafından bir şey olduğun söylenirse ondan kurtul. kesinlikle sen o değilsin. çünkü senin dışında hiç kimse senin kim olduğunu bilemez: ne anne baban, ne öğretmenlerin, ne de din adamların. senin dışında hiç kimse kendi varlığının mahremiyeti içine giremez. bu yüzden seni hiç kimse tanımıyor; senin hakkında ne söylerlerse söylesinler hepsi yanlış.
onu bir kenara fırlat. tüm egoyu paramparça et. egoyu yok ederek, kendi özünü keşfedeceksin. ve bu keşif mümkün olan en muhteşem keşiftir çünkü o mutlak saadete doğru, sonsuz hayata doğru bütünüyle yeni, kutsal bir yolculuktur.
seçebilirsin: ya hayal kırıklığı, acı, mutsuzluk; o zaman egoya tutunmaya, onu beslemeye devam et. yahut huzur, sükûnet, saadet. fakat o zaman masumiyetini yeniden kazanmak zorundasın.
modern çağın hastalığı. öyle ki insanlar egolarını tatmin amaçlı hatalar yaparken gittikçe yalnızlaşmış ve bireyselleşmiştir. toplum olma bilincini hiçe sayan ego bireyin iç dünyasının gerektirdiklerinden öteye gidememektedir.
Vakit kaybını alışkanlık haline getirten, ankara büyükşehir belediyesinin iğrenç toplu taşıma ücretlendirme kartıdır. He ayrıca aldıktan sonra sakın cebinize filan koymayın hafif şekli değişse dahi çalışmaz efenim. Öyle de boktur yani.
paso ve ego ayrı ayrı kullanmak gibi zekice bi projeyi hayata geçiren hede.ikisini birleştirmeyi türkiye üzerinde en son düşünecek yer ise ankara heralde.