Başıma geldiği zaman;otobüs kartımı alırken paso gösteriyorum,paso göstermek gibi bir mecburiyetim yok diyorum onlar susuyolar ben otobüsün arkasına doğru yürüyorum.
son zamlardan sonra artan polemiklerdir. bugün başıma geldi bir tanesi. otobüse binerken her zamanki gibi sırt çantamla kamburlaşıp, ezik öğrenci moduna girerek kartı basıp geçmeyi planlıyordum ki şoför ordan seslendi:
- pasonuz var mı?!
- kartı alırken gösterdim.
- o önemli değil, asıl buraya göstercen.
- ??
anlamsız bir suratla biraz şoföre baktıktan sonra otobüsün arka tarafına doğru yürümeye başladım. tabi bu arada adam söyleniyor. içimden bir milyon çıkarıp şoföre atarak "al bunu ego'ya bağışla!" demek geldi.* ama yok sözlük, daha fazla bu gerilime dayanamayacağım. paso alma çalışmalarına başladım.
edit: pasomu aldım sözlük. dünya varmış dedim. beni yaşlandıran şey paso korkusunun gerginliğiymiş.
psikopat ego şoförleri öğrencilerle uğraşmayı sanat edinmiş resmen. ya kardeşim öğrenciyim işte görmüyormusun halimi? ayağımda converseler, kulağımda kulaklık ve elimde kitaplar. bu ankara nın saçmalıklarını anlata anlata bitiremezsin. zaman yetmez.
kimi ego şoförlerinin 'ego' tatmini adına öğrencileri köpek gibi azarladıkları polemiklerdir. ama içlerinde baba şoförler de vardır elbet.
bir de garip durum vardır, hadi millet öğrenciyim ayağına indirimden yararlanmasın diye paso istiyorsun, üzerinde okul formasıyla, elinde defter kitapla binen insana niye problem çıkarıyorsun be adam? öğrenci olmasak niye formayla gezelim manyak mıyız biz?!
otobüslere her binişte gereksiz gerginlik yaratan, öğrenci olduğumuz üstümüzden aktığı ve kimlik taşıdığımız halde öğrenci muamelesi görmediğimiz, görebilmek için melih gökçek adlı şahsiyetin kesesini doldurmamız gerektiğini her gün tekrarlayan şöförlerle yapılan konuşmalardır.
alışkanlık haline gelmiş bünyemde. olmadığı günüm ters gidiyor. genelde yakalanırsam uslu uslu basıyorum kartımı iki kere)
bir tanesine yüzümü kızartıp sordum,
- abi ego her yakaladığınız pasosuz öğrenci için para mı veriyor? diye. şanslıymışım ki adam da gayet samimi cevap verdi.
+ bizi de takip ediyorlar, başımız ağrıyor filan dedi. vay be dedim içimden.
- e tamam abi, çözümü basit. ben kartımı göstereyim, sen de paso varmış gibi başını salla, sen sağ ben selamet.
+ e öyle yapıcaktım zaten, dedi.
bu hikayeden çıkaracağımız sonuç: ego şoförleri ikiye ayrılır. öğrenciden üç kuruş fazla alıp belediyeye vermek için can atan karaktersiz amcık suratlılar ve babacan şoförler diye. ben ayırdım, olmuş mu?
(kart basılır)+paso?
-yok.
+bir daha bas.
-basmadan önce sorsaydın inerdim. basmam bir daha.
+bas lan.
-lan mı canın sağolsun.
(ikinci kart basılır)
+evet şimdi 50 kuruş para üstünü aliyim.
-ne para üstü?
+fazla para alıyor. para üstümü ver.
-...
+iyi 50 kuruşumu i. melih e yolla. sadakam olsun.
-paso!
(paso gösterilir)
-evladım paso öyle mi gösterilir ver bakiim?
+höö nasıı ?
(cüzdan elimden alınır içinden paso çıkırtılır ve )
-bakk böyle böyle şurasını gösterceksin .
(paso şoför tarafından itinayla cüzdana konur ve bana verilir.)
+ah nasıl paso gösterilir dersi için teşekkür ederim !!
"Dayı görmüyomusun öğrenci kıyafetimi öğrenciyim ben öğrenci" yada "bak bu biyoloji defterim buda fizik defterim amcacım ben öğrenciyim" gibi yolların denendiği ve hiçbi işe yaramadığı polemiklerdir.
-paso
+paso yok. öğrenciyim işte bu da kimliğim.
-la bir 24 lirayı veremiyorsunuz,yazık ya.
(adama tip tip bakılır,arkaya doğru ilerlenir)
+o zaman sen ver 24 lirayı alayım orospu çocuğu.(mırıldanarak)
not:"paso almayacağım ulan" diyerek birkaç yıldır kendi içimde küçük bir muhaliflik ve isyankarlık yaşıyorum. bu anarşist tavrımı 24 liraya satmam arkadaş..
başımdan geçen bir olayı anlatayım.
sıhhıyeden bindim otobüse.
hacı dayı paso istedi. paso yok dedim ve akabinde gelen cümleler:
-o zaman tam basacaksın.
+tam kart yok öğrenciyi iki kere basarım.
-yok öyle iki kere basma, pasosuz binemezsin.
(falan filan derken olay baya büyüdü.)
-sanane arkadaş, bilet benim biletim iki kere basarım sanane.
+benle sananeli konuşma lan!
(bu arada şoförün eli benim yakada)
-(elini silkeleyerek, kolay lokma olmadığımı anlaması açsından biraz da üstüne doğru giderek) indir elini lan sus bak önüne.
tam bu sırada araya arkadaki yaşlı amcalar girdi, beni otobüsün arkalarına doğru uzaklaştırdılar. paşa paşa bindim gittim.
normalde böyle çirkeflikler yapmayı sevmem ama bi ara bildiğin bokunu çıkarmışlardı bunlar.
ulan hepsini geçtim, bi de durmuş "yok öyle öğrenci kartını iki kere basmak" diyo. sanane lan puşt. para benim param. kaldı ki iki kere öğrenci basmak, bi kere tam basmaktan daha fazla kar getiriyo belediyeye. ne skime karışıyorsun daha güdük boyunla.
bazıları milleti böyle ezmeye çalışıyor, insanların önünde azarlıyor falan. ulan beni daha babam toplum içinde azarlamamış, sesini yükseltmemiş, sen kim oluyorsun pezevenk.
zaten o elini itekleyip üstüne yürüdükten sonra hafif pıstı yavşak, millet de baktı ki olay büyüyecek zaten beni kenara çektiler. yoksa sıhhıye köprüsüne karşı çatır çatır skmesini de bilirdim ben o yavşağı.
Olaya yabancı olduğum için anlam veremediğim dialoglar, öğrenci kartı sadece öğrenciye veriliyorsa ve yarım ücret basıyorsa neden ayriyeten paso diye birşey var? ibraaağam melih ne yapıyorsun olm sen bu insanlara.