zamanında teklik kartlara aktarma olduğunda türkiyede eşine az rastlanır bir dayanışmayı da beraberinde getiren kart.
metrodan çıkanlar aktarmasını zaten kullanamayacağı teklik kartları metroya girmeye çalışan öğrencilere, vatandaşa bırakmış hatta zorla eline tutturmuştur 2000 veya 2001 yılında bir kaç ay boyunca.
öğrenciydik ama fiyat farkı olsa da teklik kart alırdık. kızılaydan biner kurtuluşta inişte kartı birine verirdik. biz kurtuluştan binerken de metrodan çıkan başka öğrenciler bize kartlarını bırakırdı.
belediye daha sonra bu uygulamayı yasaklamış ve tekli kartlardan aktarmayı kaldırmıştır.
buruşur kırışır daha bikere kullandığınız 10 luk ego kartınız boşa gider, bide şöförle papaz olursun. sanki sadaka veriyomuş gibi 'tamam geç' der bide uyuz olursun. parayı suratına atasın gelir ama o kimdirki. geçersin oturursun. içinden 'lan bidahakine 2 kere bascam' dersin ama hiç bi zaman basmazsın. bide bunalrın tekliği piyasadan kalktığı günden beri i.melihin kulakları daha bi güçlü çınlatılmaktadır.
ankara'da "egon var mı?" sorusuna rahatlıkla "var hacı, sende var mı? fazladan var bende..." vs. gibi yanıtlar alabilirken, ziyaretinize gelen akraba, arkadaş ya da üniversiteyi yeni kazananlar arasında mesela:
-egon var mı?
+olmaz mı ya, tavan yapmış durumda "puhahahahahah"
-asadadasdasdffaas.
ve benzeri iğrenç espirilere göğüs germek zorunda olan masum kart.
alırken değil basarken paso sorulan kart. bastıktan sonra yapacak bir şey olmadığı için paso göstermeden binebilirsiniz otobüse. ayrıca halk otobüslerinde paso sorulmayıp belediye otobüslerinde sorulması daha bir ilginçtir.
indirimli olanını paso denilen saçma sapan ve melih' in para kazanma uğruna çıkarttığı bir icatla alınabilir. ama paso göstermeden büfelerden de temin edilibilir. indirimli kart fiyat olarak indirimlidir yoksa ortada indirmeli falan bir durum yoktur. gerçi melikcik yakında onu da isteyecek ya hadi hayırlısı...
karakterin ve beğenilme arzusunun fena halde baskın çıktığı durumlarda, kompleksleri kamufle edip, ödemeleri yapmak istediğimiz için bir an önce vicdan denilen cüzdanımıza sıkıştırmayı beklediğimiz hiperego sahibi insanların visa şeysidir. öyle olmalıdır.
oldukça külfetli ve pratiklikten uzak bir nesne. ya istanbul'daki akbil gibi yapın, ya izmir'deki kentkart gibi. bu ne kardeşim böyle sinema bileti gibi. yırtılır, kaybolur, terden sırılsıklam olur. her ankara'ya gelişimde -ki yılda bir kere anca geliyorum- illet eder. kentkart gibi güzel bir şey var kardeşim. bildiğin kredi kartı gibi. dolduruyosun, koruma kabına koyuyosun mis gibi kullanıyorsun.