egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, ama( ama büyük harflerle yazılır bu ), millet bu egemenligi kurumları eliyle kullanır.
yani neymiş, millet kendisi bilmez, kurumlar bilir, yani neymiş, demokrasi sandık yönetimi degildir diyen yasa adamının ( hukuk adamı demek hukuka tecavüzdür, ırzını koruyamamaktır hukukun) demokrasi ödülü aldıgı törende yaptıgı konusması ile demokrasiye tecavüz edilebilmesini magzur gösterebilmektedir.
egemenligi, millet kullanamaz, millet bası boş kalınca ya davulcuya ya zurnacıya kacarbilir.
peki, kurumlar yetkiyi kim eliyle kullanır, tabi ki insanlar eliyle, demekki neymiş, kurumları saglam insanlara, milletten olmayan insanlara teslim etmeliyiz ki yetki dogru düzgün kullanılabilsin, zira milletten olanlara teslim edersen yetki yine millete dönmüş olur.
mahkeme açılmış anayasa mahklemesinde yargılama henüz yapılmadıgına bakmayın siz sayın yargıçlarının oyu bugünden belli olmasına bakmayın siz, onları kimin niye oraya atadıgının konusulmasından incinmediklerine bakmayın, millet bilmez egemenligini kullanmayı, kurumlar bilir.
not: sivil anayasa denilen şey budur işte, bilmeyenlere bilgi, egemenlik bil a kayd u şart milletindir, atatürk ün dedigi gibi, darbecilerin eklemesidir o atatürk ün sözüne, egemenligi kurumlar eliyle kullanır sözü.
metni okuduktan sonra geriye bir tek padişahlığın ilanı kaldığını söylememe bilmem gerek kalır mı?
zaten kendi çapında saltanat kurmuş bir adayımız yok değil; (#3501104)
millet kavramını esas alan ve milletin çıkarlarının milletin düşündüklerinden daha üstün olduğunu vurgulayan sözdür. hala da geçerliliğini korumaktadır ki ülkenin millet için yapılıyor adı altında yabancılaşması engellenmektedir. yoksa çoktan o çok sevdikleri amerika'nın bir sömürgesi oluvermiştik.
milletin, yetkili organlar eliyle kullandığı güç. fakat bazı insanlara göre akp'ye vahiy olarak indiği varsayılan sonsuz yetki. oysa yetkili organlar arasında anayasa mahkemesi de mevcuttur. ve anayasa mahkemesinin verdiği kararlar en az türkiye millet meclisi kadar millet iradesinin yansımasıdır. bunun varlığını yok sayanlar türkiye'de çoğulcu* parlamenter rejimi sindirememiş insanlardır.
düne kadar " egemenlik kayıtsız şartsız allahındır " diyenleri, oy için halkını 2 kilo pirince muhtaç edip sonra 4 kilo pirinç verip oy toplayan simsarları alkışlayanların bugün yargı kendilerini kapak edince akıllarına gelmiş atamızın sözüdür.
sözün kökeni Jean-Jacques Rousseau'nun halk egemenliği fikrine dayanır (bkz: toplum sözleşmesi). söz dönemine göre hayli ilericidir, ancak insanoğlunun yapısından mıdır, içtiği sudan mıdır bilinmez bi noktadan sonra ilerici olmak yerine, dogmaya dönüşür her söylenen gibi. hayır bunu diyen adam akıl ve bilimi rehber edinin, ben size hiçbir dogmayı miras bırakmıyorum demese eyvallah, ancak o bunu söylediği halde biz tabulaştırmaya bayılıyoruz herşeyi.
not: burdan kasıt millet tanımınadır, mustafa kemal ümmetten millete geçirmeyi başardı bu halkı ancak burda çakılıp kalmadığımızı kim söyleyebilir? hatta çakılmayı geç, bir gerileme, ümmete ve/veya statükoya dönüş sözkonusu ki biz bu sözün bile pratiğini arar olduk.
Dikkat edilirse egemenlik kayıtsız şartsız milletin çoğunluğunundur veya milletin en çok oy verdiği partinindir denmiyor. Buradan gelinecek noktalar...
- Milletvekilleri milleti ne kadar temsil eder? Partisini ne kadar temsil eder? Liderini ne kadar temsil eder?
- Liderler partilerinin aldıkları oyların ne kadarını temsil etme hakkına sahiptirler?
- Ve hatta en önemlisi halkın çoğunluğunun oyunu alan herkes herşeyi yapabilmeli midir?
- Anayasa mahkemesinin adı üzerinde temel aldığı kavram anayasadır. Bunu yorumlar. Peki bu anayasayı bu millet kabul etmiş midir? Evet. Yüzde kaç ile? 80-90 küsür. Peki birileri çıkıp siz yüzde 90 'ın kabul ettiği anayasaya karşı çıkıyorsunuz dese ne olacak?
millet egemenliği nedir bilmeyenlerin, ama bu böyle olmadı ki, 11 hakim mi belriledi şimdi bunu, ama bu aykırı anayasaya, ama ama olmadı böyle gibi zırvalamalrına neden olan anayasa maddesidir.
sanki böyle bi soru sorulmuş, sanki bu sorunun puanı çokmuşçasına, her önüne gelen kafasına göre dolduruyo boşluğu. sosyalisti farklı, islamcısı farklı, faşisti farklı. bu böyle devam eder gider. bir millet dolduramadı o boşluğu. yazık.
türkiye cumhuriyeti'nin resmi sloganı. milletin kendini idare etmesi, kendi kararlarını alabilmesi, hak ve hürriyetinden yararlanabilmesi olarak da açıklanan ve demokrasinin ne olduğunu bilmeyen darbeci zihniyet'in sıkça kesintiye uğrattığı cumhuriyetimizin dayanağı olan en sevdiğim söz.
dönemin şartları gereği padişah olup tüm toprakların, insanların sahibi olmak seçeneği varken bu seçeneği elinin tersiyle itip egemenliği millete vermiştir. bu tavrını bu sözle net şekilde ortaya koymuştur. takdir edilesidir.