(bkz: kuvvetler ayrılığı)
anayasamızda kuvvetlerin dengeli ayrılığı benimsenmiş iken, mevcut dengenin bizzat güvencesi olan anayasa mahkemesince bertaraf edilmesidir..
akp'nin ergenekon'a açtığı savaşın hemen ardından cumhuriyet başsavcısı'nın akp'ye açtığı kapatma davasıyla ''ergenekon'la bir ilgisi var mı başsavcı'nın aym'nin'' sorularını akla getiren ve kafaları iyice bulandıran kurumun yıllar sonra duvarına yazması muhtemel yazı...
bir aym üyesi bir aym üyesine hadi gel parti kapatalım demiş...
o da cevap vermiş : bi de değişiklik yapalım . parti açalım .
diğeri yine : bunu hiç düşünmemiştik lan ...
hukukun üstünlüğünü halk egemenliğiyle karıştıran bilgisizce fikir sahibi insanların yorumudur. kanun yanlıştır, türkiye cumhuriyetinin kurumsal yapılanması yanlıştır vs. ancak şurası bir gerçek ki ortadaki hukuka göre tamamiyle doğru bir şekilde alınan kararı eleştirmek için seçilen bilgisiz bir temellendirmedir. hukukun üstünlüğü ile korunmayan bir devlette Jörg Haider başa gelir ancak hukukun üstünlüğü varsa o devletin teorisi olan anayasasına uymayan durumların derhal önü kesilip birlik beraberlik ve devletin bekası korunur. türban kararıyla böyle bir karar alındığını kesinlikle düşünmüyorum ama devletin teorisi maalesef yanlış; asıl saldırılması gereken konu budur. yoksa amerikada dahi supreme court halk oyuna karşı bir tavırda bulunabilir; bu egemenliğin kayıtsız şartsız supreme courtta olduğunu göstermez.
parlementer rejim felç olmasıdır..
buna rağmen cuntacı kesimin yapılanı uygun bulması ve fakat tabiri ve de yaşananların mahiyetini kavrayamamasıdır...
egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olması ile eğemenliğin kayıtsız şartsız halkın olması arasında bir ayrım göremeyen zevatların zırvasıdır.
egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, millet sadece 22 temmuzda seçimlerde oy kullananlar değildir, bir geçmiş ve gelecek vardır millet kavramında. o halde bir seçimde çoğunluğu almış partinin değildir iktidar, milletindir, millet adına bu egemenlik yetkisini sadece meclis kullanmaz. anayasa mahkemesi, danıştay, yargıtay, üniversiteler, belediye meclisleri, belediye başkanları hatta muhtarlar kullanır. yani bunların bir kısmı seçilir bir kısmı atanır ama hiçbiri tek başına iktidar değildir.
hatta bu iktidarların tümü yargı organları tarafından denetlenmelidir, işte hukuk devleti ve demokrasi kavramı yasama ve yürütmenin denetlenmesi ile ortaya çıkmıştır.
kendini milletin tek temsilcisi zanedenler unutmasınlar ki, millet çok daha geniş bir kavramdır ve kurumlardan oluşur, kurallardan oluşur. bir seçimde çoğunluğu eline geçiren komünizmi de getiremez, faşizmi de, şeriatı da...
bu yüzden zırvalamayın da bilmediğiniz anlaşılmasın...
konuyla ilgili bilgi edinin biraz varsa eleştirileriniz ondan sonra yapın...
ikiye karşı dokuz oyla deniz baykal'ın bila kaydı şart cumhurbaşkanı yetkilerine de sahip süresiz başbakan ilan etmesi sonucu tamamına erecek olan ictitihadi evrimdir.
anayasa mahkemesine bok atıp da kuvvetler ayrılığını geveleyenler, yürütmenin (hükümetin), yasamanın (meclisin) başında akp liler olduğunu , yüksek yargı mensuplarını atama yetkisinin de akpli cumhurbaşkanında olduğunu çok iyi bilirler.
bir ülkede hem yasama, hem yürütme , hem yargının başında aynı parti varsa o ülkede kuvvetler ayrılığı olmaz. orası olsa olsa kaddafinin libyası olur.
anayasa mahkemesi kayıtsız, şartsız egemenliği ve türkiye cumhuriyeti'ni korumak için vardır. bunu bilmesine rağmen, yoğurdun ekşi diyen herkese saldıran kesim tarafından oligarşiyle, elitistlikle suçlanan bir kurumdur..
adı üstünde "anayasa"dan aldığı güçle, bu ülkenin altını oymaya çalışan yılanların başını ezmek için her daim olmasını temenni ettiğim bu kuruma ve mensup insanlara karşı yıpratma politikası içine girilmiş ne yazık ki. olsun, güneş balçıkla sıvanmaz!
inatla yapılanların üstünü kapamaya çalışan, temelde bağnaz bir oligarşik yapıya sahip, parti görünümlü ama çok iyi bir pazarlama-satış şirketi olan* bir yapılanmanın savunucularının diline doladığı son zırvadır bu. çamur at, çamur at, nereye kadar? her yoğurdun ekşi diyene böylesin sen! ama o çamur elinde kurur, yüzünden lekesi çıkmaz haberin olsun...