egemenlik kayıtsız şartsız milletin değildir. bir kısıtlama olması gerekir. naziler çoğunlukla geldiğine göre bu kısıtlamanın neden gerekli olduğu anlaşılabilir. çünkü çoğunluk her konuda azınlığın temel hak ve hürriyetlerini kısıtlama imkanı bulabilir. bu nedenle temel hak ve hürriyetlerin korunması amaçlı bir mahkeme anlayabilirim. ama her çıkarılan kanunu yorumlayıp denetlemeye almaları akıl alır gibi değil.
anayasa mahkemesi yerine temel hak ve hürriyetleri genniş geniş açıklayan değiştirilmesi zor maddeler konulabilirdi. ama çok geniş bir şekilde halk oyunun üzerine kurulmuş bir mahkeme var. 70 milyon bir yana 11 kisi bir yana.
insanların temel haklarını korumak için kurulmuş bir kurumun bu hakları gaspetmesi son derece ilginç.
mesela insanların ibadet edebilmesi, istediği şekilde genel ahlaka uygun giyinmesi temel hak olduğu halde bir giyim çeşidini yasaklayabiliyor. normal bir mahkemenin temel hakları koruması gerekmez miydi?
anayasa mahkemesi cumhuriyet'in sigortası olmuştur anlamına gelir, ki doğru bir tespittir. ele geçirilemeyen birkaç kurumdan biridir, bu viyaklamalar da ondan.
anayasa mahkemesine bok atıp da kuvvetler ayrılığını geveleyenler, yürütmenin (hükümetin), yasamanın (meclisin) başında akp liler olduğunu , yüksek yargı mensuplarını atama yetkisinin de akpli cumhurbaşkanında olduğunu çok iyi bilirler.
bir ülkede hem yasama, hem yürütme , hem yargının başında aynı parti varsa o ülkede kuvvetler ayrılığı olmaz. orası olsa olsa kaddafinin libyası olur.