kendisini savunan kafalar kadar dahi yürekli olamayan profesördür.
ulan bir halt yedin, bari yüzünü kapatma. bu adamı savunmuş olsam yüzünü kapattığını gördükten sonra anasına bacısına söverdim.
2012 türkiyesinde fakültenin kapısında nöbet bekleyerek sadece başı açık bayanları ve erkekleri içeri alan, başı kapalı kızlaro içeri sokmayan, kamera yaklaşıp soru sorulduğunda elindeki kağıtlarla yüzünü kapatan, kamera uzaklaştığında kapıdan çıkıp bahçedeki başörtülü öğrencilerin fotoğraflarını çekip tekrar içeri kaçan, habercinin "bir profesöre yakışıyor mu efendim bu yaptığınız?" sorusuna yanıt vermeyen kişilik. Çok üzülüyorum sözlük. Nasıl bir dünyası var acaba? iç dünyasında hangi çalkantıları yaşamakta? Hangi psikolojik altyapıdır onu bu davranışlara iten?
onun bunun çocuklarına has bir özelliktir.
şayet o ünide öğrenci olsaydım yanımda bu işi yapsaydı sütçü imam gibi o foto makinesini alır o itin götüne sokardım. bu kadar net söylüyorum!
nesli tükenmekte olan militarist. yaptığı işten emin olsa yüzünü kapatmazdı. http://www.internethaber....gretim-uyesi--426567h.htm
izinsiz fotoğraflarının çekilmesi konusunda da öğrenci arkadaşlar şikayetçi olabilirler.
doğruluk payı varsa ayıp etmiş profesördür. bilim, ilim ve daha birçok alanda çalışmalar, araştırmalar yapması gerekirken okul kapısında oturup özgürlüklere balta vurmaktadır.
ülkemizdeki liboş yada badem bıyıklı muhafazakar kesimin sürekli gündemde tutmaya çalıştığı hede. bu gidişle yakında 'okula başı açık girmeye çalıştı' gibi haberler duyarsanız şaşırmayın..
son zamanlarda dikkatimi çeken teorimin bir kanıtı daha. ankara gazi üni. de ki prof. dr. zehra arıkan ile tanıştıktan sonra bir kanıt oluşturan şahıs.
beyin damarlarında tıkanma olduğunu düşündüğüm kişidir. öteden beri gerizekalı olmuş olsaydı her halde prof olamazdı. gerçi zeker beyaz dekan oldu bu ülkede. neyse bence beyin tomografisi filan çektirmeli bu prof.
iki üç hafta önce dinleyici olarak katıldığım "bilim etik ve ötesi" panelinde son anlara doğru, sol arkamdan soru sormak için mikrofonu istediğinde tanımıştım kendisini.
pek tuhaf bir şahsiyet.
ilginç görüşleri ve çıkışları var.
o sırada da yine bu ilginç çıkışlarıyla ortamı germişti de oturum başkanı ve aynı zamanda mühendislik fakültesi dekanı olan Beno Hoca zor zapdetmişti kendisini. Hatta yine olayı ilginç bir biçimde başörtüsü meselesine getirmeyi de başarmıştı.
o gün, tam olarak ne demek istediğini anlayamamış olmakla beraber, zannımca asıl ortaya koymak istediği mesele, başörtüsü konusundaki "Anayasa mahkemesi kararı ile yök kararı arasındaki çelişkiyi" ortaya koymak. Galiba bu iki zıt kararı gündeme getirmek istiyor.
son kalan kafatasçılardan bir profesör. bunlarda zihniyet değişikliği olmayacağını bildiğimi için bir an önce nalları dikmelerini bekleyeceğiz artık bu dingillerin.