müfredatında turkish science fiction diye bir dersin olduğu bölüm. türk edebiyatçısı bir akademisyene sorsan "turkish science fiction mı varmış la" der. güzel bölümdür bu yüzden.
deli gibi zevkli bolum, islenen konular, okutulan kitaplar, izletilen filmler duassakli masallah, zevkli materyaller. altyapisi cok saglam bi bolum, kayip giden 2 kallavi hocasi da olmasa tadindan yenmez idi ama yani elde kalanlarla da idare ediyoruz yalan yok.
ve de bak olm, senin ebeni sikerim, edebiyat fakultesi diye elinizde koca koca kitaplarla geliyorsunuz ama bir sikim okumuyorsunuz. hic birinin sonunu bile gormuyorsunuz, gorseniz de beyninize girmiyor. sikerim o beyninizi, hava olsun diye tasimayin kitaplari, insan gibi takilin yanlis sinyaller vermeyin millete, vallahi dalarim, beni herkes tanir oralarda.
akademisyen kadrosu olarak zayıf, dolayısıyla kalite olarak da zayıf olan bölüm. geçtiğimiz 3 yıl içinde, edebiyatın temeli olan yaratıcılığa dayanarak herhangi bir eylemde bulunmamız istenmedi. derslerin işlenişindeki zaafiyet, eğitimcilerin yüksek egoları, ezber ve kopya ile yüksek ortalamalar yapan öğrenciler derken kendinden iyice soğutmuş olan bölüm.