1973 yılında Amerika Birleşik Devletinde yapılan gemi 1994 e kadar Amerikan ordusuna hizmet etmiştir. 1994 yılında ise Türkiye bu gemiyi ABDden teslim alarak 2005 yılına kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinde kullanılmıştır. Türk Donanmasında çeşitli görevlere katılmıştır. 2005 yılında Güney Denizi Saha Komutanlığı işbirliğinde gemi müzeye dönüştürülerek ziyaretçilere açıkmıştır. Müze olarak sergilenen bir adet gemi diğer adıyla fırkateyn ve deniz altı vardır. Belirli saatlerde halkın ziyaretine açılan gemiler orjinalliğini bozmamıştır. Müzeye ilk girişte güvenlik için bir aramadan geçiyorsunuz. Sonuçta askeri bir müze. Müzede size bir er eşlik ediyor. ilk etapta gemi hakkında hazırlanan kısa bir tanıtım filmini izliyorsunuz. Ardından geziniz başlıyor. Gemide ilk önce berber ve kantin gibi yaşam alanlarını görüyoruz. Daracık alanlara sahip bu mekanlar yüzlerce er ve rütbeli askerlere hizmet etmektedir. Geçilen iki koridor boyunca subay kamaraları vardır. Subay kamaraları erlerinkine göre daha lüks dizayn edilmiştir. Koridorlar boyunca duvarlarda sonradan asılan resim ve fotoğraf tabloları yine gemiye aittir ve gemi hakkında bilgiler vermektedir. Geminin iki tarafında da bulunan subay kamaralarını geçen ziyaretçiler koridor bitiminde Ege ve ardından Piri Reis sergi salonuna ulaşımaktadır. Bu sergi salonunda geminin ve denizaltının ufak bir maketi bulunmaktadır. Aynı zamanda duvarlarda sergilene fotoğraflarda da gemi hakkında detaylı bilgiler bulunmaktadır.
Gemide biraz daha ilerledikten sonra geminin cephanelik bölümü vardır. Burada geminin ana silahları olan Ezrop ve güdümlü mermiler yer almaktadır. Dikkat çeken bir husus da cephaneliğin olduğu bölümde birkaç yatağın bulunmasıydı. Cephanelikte bu yatakların bulunması tehlikeli gibi görünüyordu.
Cephanelik bölümünün ardından kaptan kamarası geliyor. Özenle dizayn edilen kamara kaptanın dinlenmesi ve çalışması için muazzam şekilde donatılmıştır.
Kaptan kamarasını gören ziyaretçilerin yeni durağı geminin sevk ve idaresinin gerçekleştiği köprü üstüdür. Buraya tek kişinin sığabildiği metal bir merdivenle çıkılmaktadır. Bu alanladaki cihazlar seyir yardımcı cihazlarıdır. Ziyaretçiler buradaki cihazları inceleyip bir geminin nasıl idare edildiğini öğrenmektedir. Gemi içi iletişimin başlangıç noktası da burasıdır. Borularla iletişim sağlanmaktadır. Burada bulunan maketlerse bir vardiyanın seyir anlarını yaşayabilmesi için oluşturulmuştur.
Bu bölümden sonra savaş harekat merkezi gelmektedir. Bu bölüm geminin ilk darbe alacağı bölümdür. Bir nevi geminin beyni gibidir. Düşman ilk olarak bu bölgeyi hedef alır. Harekat merkezindeki erler ve subaylar yangından zarar görmemeleri için özel kıyafetler ve eldivenler giyerler. Aydınlarması oldukça azdır bu merkezin sebebi ise duavrlarda bulunan ışıklı levhalardır. Bu levhalarda geminin saldırı koordinatları, savunma bölgeleri yer almaktadır. Işık az olduğundan ışıklı levhaları görmek kolaydır. Bu merkezde aynı zamanda savaş takdikleri geliştirilmektedir. Ve yabancı unsurların dost veya düşman olduklarına ilişkin bilgiler alınıyor.
Biraz daha ilerledikçe karşınıza solar kamarası çıkacaktır. Buradaki aktif ve pasif solar cihazları deniz altıların tespit edilmesinede kullanılmaktadır. Bu karada ağır bir koku vardı nedeni sorduğumuzda kullanılan makinelerden kaynaklandığı bilgisi verildi.
Geminin dikkat çeken bir bölümü de osmanlı dönemi sergi salonudur. iki model denizci vardı. Levent ve kalyoncu denir bunlara. Levent rütbelidir. Kalyoncu ise erdir.
Gemide en ilginç salonlardan biri de denizcilik hakkında yüz bilinmeyensalonudur. Bu salonda ilginç soruların cevapları mevcuttur. Mesela gemileri neden kadınlar suya indirir ? Gemi direklerinden neden Kuranı Kerim vardır ? Bismillah makinalar menevraya hazır ol tabiri ? Ve buna benzer soruların cevaplarını bu salonda bulmak münkündür.
Geminin mutfak bölümünde devasal tencereler bulunmaktaydı. Erler ve subaylar burada yemeklerini yiyorlardı. Gemide her pazartesi kuru fasülye yemeği çıkıyormuş. Bunun nedenini sorduğumuzda aldığız cevap oldukça düşündürücüydü. Uzun seferlere çıkıldığında gün kavramı kaybolduğundan gemicilere her pazartesi kuru fasülye verilirdi. Bu da gün kavramını hatırlamalarına nedendi.
Diğer bir bölüm ise yangın ve yara savunma sergi salonudur. Salonda gemide kullanılan yangın ve yara savunma malzemeleriyle, nükleer, biolojik ve kimyasal harp de kullanılan techizatlar sergileniyor.
Geminin gezisinin ardından Deniz altına geçiş sağlandı. Deniz altına diyabet, tansiyon ve kalp rahatsızlığı olanların girmesi tehlikelidir. Dar koridorlar, alçak tavanlar deniz altında dikkat çeken başlıca ögelerdir. Subay, telsiz ve solar kamaraları, batarya ve torpido daireleri, makine dairesi ve deniz altının idare edildiği santral dairesi bulunmaktadır. Tüm bu teknik aksamları ve içindeki yaşam alanları görüldüğünde deniz altında görev yapmanın zorluğu kendiliğiden ortaya çıkıyor. Yaşam alanları yine gemiye göre daha dardır.