efsaneler mitler vs tarih ve din

entry24 galeri3
    24.
  1. 23.
  2. Theseus, Girit Adası’na Minotaurus adlı öküz başlı canavarı öldürmek için yola çıkacaktır. Babası Kral Aigeus’a, bu tehlikeli görevi başarırsa, dönüş yolunda gemisine beyaz yelken çekeceğini söyler. Theseus, zorlu bir mücadelenin ardından Minotauros’u öldürür. Zafer sarhoşluğu içinde ülkesine dönerken gemisindeki yelkeni değiştirmeyi unuttur. Bunun üzerine kıyıda oğlunun yolunu bekleyen Kral Aigeus, kara bayrağı görür görmez oğlunun başına bir felaket geldiğini sanarak, kendisini denize atıp intihar eder. Bu olaydan sonra denize Kral’ın adı verilerek “Aigeus’un Denizi” dendi. Bu ad zamanla değişerek “Ege Denizi” olmuştur. işte Ege Denizi’nin adı buradan geliyor. Ege Denizi adını evlat hasretine dayanamayan bir kraldan, bir babadan alıyor. Baba - oğul trajedisinden alıyor.
    0 ...
  3. 22.
  4. Horus was born to the goddess Isis after she retrieved all the dismembered body parts of her murdered husband Osiris, except his penis which was thrown into the Nile and eaten by a catfish,[6][7] or sometimes by a crab, and according to Plutarch's account (see Osiris) used her magic powers to resurrect Osiris and fashion a gold phallus[8] to conceive her son (older Egyptian accounts have the penis of Osiris surviving).
    Once Isis knew she was pregnant with Horus, she fled to the Nile Delta marshlands to hide from her brother Set who jealously killed Osiris and who she knew would want to kill their son.[9] There Isis bore a divine son, Horus.

    şu horus bakireden doğdu efsanesini kim uydurdu merak içindeyim.

    palavralarla dolu olan belgesel.

    horus ve Hz. isa(a.s.) arasında ortak bağ kurmaya çalışır. lakin Horus'un annesi isis evli kocası Osiris nasıl bu kadın bakire oluyor?
    0 ...
  5. 21.
  6. ilk kadının havva olmaması sorunu yazısı için :

    (bkz: ilk kadının havva olmaması sorunu)
    0 ...
  7. 20.
  8. bir belgin ertürk araştırmasıdır.

    bilinen en eski lilth efsanesi ben sira alfabesi denilen yazı türüyle yazılmıştır ve burada adem'in ilk eşinin yani lilith'in öyküsü yazılıdır. 8. ve 10. yüzyıllar arasına ait yazılı kaynaklara rastlansa da, asıl öykünün ya da daha uygunu efsanenin ne zamandan beri anlatıla geldiğini anlamak veya öğrenmek mümkün değil.

    zohar yani musevi kabbalası'nın yorumlarında lilith ile ilgili muhtemelen daha eskilere yönelik göndermeler vardır. buna karşın yeterince araştır- ma-nın yapıldığı da söylenemez hatta kasten yapılmadığı söylenilebilir. peki neden? isterseniz efsaneye bir göz atalım:

    ''tanrı adem'i yarattıktan sonra onun yalnız olduğunu gördü ve adamın yalnız olmasının iyi olmadığına karar verdi. tanrı adem için topraktan bir kadın yarattı ve ona lilith adını verdi, ama adem ve lilith kavga etmeye başladılar. lilith adem'le yatmak istemiyor, birleştiklerinde hep üstüne çıkmasına karşı çıkıyor ve kendisinin de adem gibi topraktan yaratıldığını yani eşit olduklarını söylüyordu. anlaşmazlık sürdü gitti, ta ki lilith tanrı'nın kutsal isimlerinden birini kullanıp göğe uçuncaya kadar. adem tanrı'ya dua etti ve kadının kendisini terk ettiğini söyledi. tanrı üç meleği görevlendirerek lilith'i geri getirmelerini geri dönmezse hergün yüz çocuğunun öleceğini söylemelerini emretti. ama lilith geri dönmek istemedi. tanrının adına yemin ederek meleklere onların adı ya da şekilleri yazılı muskaları taşıyan çocuklar koruya- cağını söyledi.o günden beri lilith meleklerin isimlerini gördüğünde yeminini hatırlar ve küçük çocukları korur.

    efsanenin bir diğer versiyonu ise şöyle;

    tanrı adem adını vediği ilk insana yaşayan her canlının adını öğretir, ve dişi, erkek olarak iki cins olduklarını gösterir. adem birer çift olan canlıların birbirlerine duyduğu aşkı kıskanmaya başlar ve tanrı'ya bu haksızlığı gidermesi için yalvarır. tanrı ilk kadın lilith'i yaratır. onu da adem gibi oluşturur ama bu kez saf toprak yerine adem'de arta kalan tortuları kullanmıştır. adem ile lilith hiç bir zaman barış içinde olmamıştır. adem ne zaman lilith'le yatmak istese reddedilmiştir. çünkü lilith yere uzanmak istemez ve ''niçin seninle yatmalıyım? ben de topraktan yaratıldım ve seninle eşitim'' der. adem ona zor kullanınca da öfkeyle karşı koyar vetanrının adını kullanarak göğe yükselip onu terkeder. melekler lilith'e gecikmeden adem'e geri dönmesini söylerler. lilith ise;''tanrı beni yeni doğmuş çocuklara yaşam vermekle görevlendirdi. yemin ederim onları esirgeceğim''der. lilith'in sözü kabul edilir.

    öyle ya da böyle efsanelerde bile kadın ile erkek arasında yaratılıştan beri süregelen bir çatışmanın varlığı yadsınamaz. belli ki itaatkar ve uyumlu kadın havva yaratılınca asi ve sözünü esirgemeyen lilith'i unutturmanın faydası farkedilip, zaman içinde efsaneler buna göre düzenlenmiş (!)

    eee; etkileri hala sürdüğüne göre amaçlarına ulaştıkları söylenebilir. öyle değil mi?

    http://www.sabahkahvesi.c.../ilkkadinhavvadegildi.htm

    http://galeri.uludagsozluk.com/r/409483/ + adem haklı bence.
    0 ...
  9. 19.
  10. 18.
  11. --spoiler--

    Kişilerin çaresiz kaldıkları anlarda bir şeye sığınmaları, inanmaları ve güven ihtiyaçları bir Tanrı yaratmalarını sağladı.

    insanlar kendinden büyük ve erişilmez şeylere tapındı. Coşkularını belli eden destanlar yazdılar. Onlara göre doğru olan mitolojileri oluşturdular. Taptıkları soyut veya somut nesnelerin kendilerine göstermiş oldukları yaşam biçimine göre yaşamaya çalıştılar. Bu yaşantı tarzlarını oluştururken mitolojiden esinlenmişlerdir. Mitlerdeki yanlış yapılan olayların tekrarlanmaması için mitler dinlere kaynak oluşturmuştur.

    insan, ''neden?'' sorusunu hayatına daha da dahil ettikçe mitolojiler yetmedi ve gerek tek tanrılı gerek çok tanrılı dinler oluştu-oluşturuldu. Tanrılara tapınıldı, adaklar adandı, kurbanlar kesildi.

    ''Neden?'' daha da büyüdükçe, kimileri inanmadı, kimileri farklı dinleri seçti, kimileriyse farklı dinler yarattı.
    0 ...
  12. 17.
  13. 16.
  14. 15.
  15. --spoiler--

    isa'nın ölmesi ve dirilmesi, incil'in özünü ve temel öğretisini oluşturmaktadır. Dionysos da aynı isa gibi, çarmıhta veya bazı hikayelere göre bir ağaçta can vermiş, Titanlar tarafından yok edilmiş ve yenmişti. Gömüldükten sonra dirildi ve göğe yükseldi.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/396361/+
    1 ...
  16. 14.
  17. 13.
  18. --spoiler--

    Tammuz;

    Tammuz, Suriye ve Lübnan'da tapılan bir ilah olan Dumuzu'nun ibrani dilindeki karşılığıdır. incil'de (Hezekiel 8:14) bahsi geçen Tammuz, iÖ 2000 civarında, 25 Aralık günü, Suriye'nin Gebal (modern Gebail, Yunanca Bublos)5 şehrinde Mylitta isimli bir bakireye doğan bir yaşam-ölüm-yeniden doğuş tanrısı'dır; mağarasından sabah çıkar, gece döner, aradaki sürede gökyüzünü tavaf eder.

    Yunanlılar onu Adonis olarak tanır; sözcük, Fenike dilinde ve ibranice'deki Adhon'dan gelir. Babil mitolojisi, Dumuzu ya da Tammuz'u simgeleyen vahşi bir yaban domuzunun katlettiği yakışıklı bir çoban olarak anlatır. Tammuz, mucizeler göstermekte, hastaları iyileştirmektedir. insanoğlunun kurtarıcısı olmak için meşakkatli bir ölüme katlanmış; bir takım beyanlara göre üçüncü gün yeniden dirilerek ebediyen kutsanmış yeni bir hayata başlamıştır.

    Tammuz'un ölümü, Suriye ve Filistin'in nebatatın telef olduğu uzun, kurak yazlarını; dirilerek hayata dönmesi ise yağmur mevsiminde yeniden canlanan çatlamış toprakların bereketli bitkilerle örtülmesini simgeler veya ölümü soğuk, sert kışın, yani mitolojik yaban domuzunun, dirilişi ise yemyeşil bir baharın anlatımıdır.

    inanın, azizler, Efendiniz geri verildi,

    Dirilen Efendinize inanın;

    Tammuz'un tahammül ettiği acılarla

    Tedarik edilmiştir bizim kurtuluşumuz.

    Yukardaki dizenin yazarı Knidoslu Ctesias, iÖ 400 civarında, Knisdos da [Datça] yaşamış hekim ve tarihçidir. Pers kraliyet arşivlerini temel aldığı söylenen Persica isimli yirmi üç ciltlik Asur ve Pers tarihleri, Homeros'un Epik veya Homeros Yunancası olarak bilinen dilde yazdığı ilyada ve Odiseya'sından farklı olarak, iyonya lehçesinde kaleme alınmıştır. Ctesias'ın tarihçiliği, genel kabulün dışında bilgiler ihtiva ettiğinden zaman zaman tartışmalı olmakla birlikte, Homeros'un inanırlığını yer yer sarsmış olduğu da bir gerçektir.

    Tammuz'un dirilişi her yıl suyla yıkanma ve yağla meshedilme işlemlerini içeren bir yas ayiniyle anılır. Akadlara ait bir metinde, Figan eden erkekler ve kadınlar, bana Onunla gelin, diye yazar, ölüler mezarlarından çıksınlar ve tütsüyü koklasınlar. Arkaik ibraniler, Temmuz'un yasının tutulduğunu Eski Ahit'te şöyle anlatır: Ve Rab evinin şimale doğru olan kapısının girilecek yerine beni getirdi ve işte, Tammuz için ağlayan kadınlar orada oturmakta idiler. Ve bana dedi; gördün mü âdemoğlu? Yine bunlardan büyük mekruh şeyler göreceksin. [Hezekiel, 8:14-15] Tammuz'un dirilişi ile Akat toprakları yeniden bereketlenir, mevsimsel ve günlük döngü surer.

    Diyonisus (ya da Diyonisos) dininin Trakya'da başladığı ve bilinen dünyaya, yani Yunanistan, Mısır ve Baküs olarak bilindiği Roma'ya, oradan yayıldığı kabul edilir. Bununla birlikte, Diyonisus isminin eski Yunanistan'ın tarih öncesi Miken şehrinde bulunan Linear B tabletlerinde yer almış olması, ilah'ın kökenlerinin Akdeniz'de, Minos medeniyetinin (iÖ 3000-1000) hüküm sürdüğü, Girit'te olduğuna işaret etmektedir.

    Homeros destanlarında adı geçen Eski Truva kentini ortaya çıkaran Alman Arkeolog Heinrich Schliemann'ın (1822-1890) bulguları ışığında, Miken medeniyetinin izini süren ingiliz Arkeolog Sör Arthur John Evans, (1851-1941) Knosos, Girit'te farklı bir medeniyetin izlerini bulur. Kökleri Miken medeniyetinden çok daha eskilere giden bu görkemli uygarlığa ait yaklaşık 5000 tablette kullanıldığı görülen yazıya, Linear B yazısı denir. iÖ 2000 lerden itibaren kullanıldığı anlaşılan bu yazı, yumuşak kil tabletler üzerine iğne uçlu bir stilus ile yazılır. Mezopotamya'daki örneklerinin aksine, tabletler ateşte pişirilmemiş, kendiliklerinden kurumaya bırakılmış olduklarından, günümüze ulaşabilmiş olmaları şans eseridir.

    Diyonisus'a tapınma, isa'nın doğumundan birkaç yüzyıl öncesinde başlar. Roma'nın ve Roma halkının anıtsal bir tarihini yazan Titus Livius (iÖ 59-iÖ 17) Diyonisus itikadının iÖ 186 yılındaki esaslarını nakleder, Julius Cesar (iÖ 100-iÖ 44) döneminde resmen tanınmış olan sırları yazar.

    Diyonisus, bakire Semele'den doğar. Babası, Zeus'tur. Bazı kaynaklarda bir hayvan yemliğine yerleştirildiği ve mağarada büyütüldüğü söylenir ki, baba Zeus da öyledir. Tammuz gibi Diyonisus da bir yaşam-ölüm-yeniden doğuş ilahı'dır. Bazı metinlerde '' kuzu'' ile özdeşleştirilir; diğer isimleri ise Krallar Kralı, Biricik Öz-oğul, Kurtarıcı (Soterios), Kefil, Hamil-i Günah, Meshedilmiş Olan, Alfa ve Omega şeklindedir.
    1 ...
  19. 12.
  20. genel olarak tarih sümer'den başlar tezi başlık olarak alınarak ele alınan argümanlardır.
    iyi de, yazılı tarih sümerle başladığı savunulur. savunulura dikkat.
    dil, tarih ve kültürler spesifik olarak bir yere ait olmadılar, hiçbir zaman olmadılar, mutlaka birbirlerinden etkilendiler.
    mesela ilahi metinlerin sümer kökenli olduğu hep anlatıla geldi. ancak o arkadaşların kaçırdığı nokta, arkeolojik veriler parçalar birleştirilerek bir teori ortaya atılarak sunulur.
    peki ya bu bulunan verilerin kaynağı gerçekten tanrı ise? sonuçta sümer ve akad kültürü, binlerce yıllık geleneği örfü inançları yazılara aktarmış bir toplum.
    bildiğimiz manadaki yazıdan çok temsilllerle anlattıkları da ayrı bir gerçek.
    yani ateizme buradan ekmek çıkmaz. anlatmak istediğim bu. öyle bir palavra var ki 10.000 lerce yıldır insanlar tanrı fikri ile kandırılıyor. ilginç... buna ancak inanmak istemeyen inanabilir.
    0 ...
  21. 11.
  22. mitolojiler ve dinler:

    --spoiler--

    Musa, Kral Sargon benzerliği!
    Sadece kurandaki ayetleri incelemekle yetinmeyelim. Biraz da dinler tarihinde ve mitolojide neler anlatılmaktadır, eski insanlar nelere inanıp, hangi efsanelerden bahsetmişlerdir onlara da bakalım.
    Akadlar, M.Ö. 4 binde "Arap Yarımadası"ndan Mezopotamya'ya ilk gelen ve yerleşen Sami asıllı bir kavimdir. Akad kralı Sargon Sümerleri yenmiş ve bu devleti kurmuştur. Akadlar kültürel anlamda Sümerlerin mirasçılarıdırlar ve Sümer kültürünü büyük oranda benimsemişlerdir.

    Orijinal tabletlerde M.Ö.2371-2316 yılları arasında yaşamış Akad Kralı I. Sargon'a ait olduğu anlaşılan şu ifadeler yer almaktadır:

    Ben Agadae Kralı Büyük Sargon,
    Annem ulu rahibeydi, babamı bilmem.
    Rahibe annem beni gizlice doğurdu,
    kamış sepete koydu, onu ziftle kapladı.
    Sepeti nehre bıraktı, dışarı çıkamayacaktım.
    Nehir beni sürükleyip Akki'ye götürdü.
    Akki beni nehirden çıkardı,
    kendi oğlu gibi büyüttü.

    Burdaki anlatımlarda şu noktalar dikkat çekiyor;

    -Sargon'un annesi bir rahibe ve babası belli değil (bir çok eski putperest inançta geçerli olan kutsal ve bakire olan anneden yaratılma durumu),

    -Annesi Sargon'u "gizlice" dünyaya getirmiştir.

    -Annesi Sargon'u denize bir sepet içerisinde bırakmakatdır.

    -Bir başkası Sargon'u alıp oğlu gibi büyütmüştür.

    Şimdi daha sonraları tektanrılı bir din olarak ortaya çıkacak olan Museviliğin peygamberinin başına gelenlere bakalım.

    Tevrat'ta anlatılanlara göre Musa daha doğmadan önce Firavun: "Bütün doğacak olan ibrânî çocuklar Nil nehrine atılacak" emrini verir. Bundan bir yıl kadar sonra Amram'la Yehoved'in bir erkek çocuğu olur. Üç ay kadar Musa'ya baktıktan sonra daha fazla bakamayacaklarını anlarlar, bir sepet yaparlar bunu ziftle sıvayıp onu içine koyarlar ve Nil'e bırakırlar. Sepet, Firavun'un sarayının bahçesine doğru süzülür. O sırada Firavun'un kızı Batya sepeti bulur bu çocuğa acır ve onu himâye eder."

    Şimdi bir de bu olay Kuran'da nasıl anlatılmaktadır ona bakalım. Kuran'daki Kasas Suresi'nin 1-12. ayetlerine baktığımzda Tevrattaki kadar ayrıntılı ve düzenli olmasa da benzer bir anlatımla karşılaşırız. Firavun çocukları boğazlamaktadır. Musa'nın annesi onu alıp denize bırakır daha sonra Firavunun eşi onu denizden alır ve ona oğlu gibi bakmaya başlar.

    Nereden nereye, değil mi!
    0 ...
  23. 10.
  24. 9.
  25. 8.
  26. geçmiş tarihin dini günümüzün mitolojisi,
    şimdiki zamanın dini geleceğin mitolojisi.
    1 ...
  27. 7.
  28. ROMA TANRILARI ROMA TANRIÇALARININ iSiMLERi
    Apollon:
    mitolojide müziğin, sanatların ve şiirin tanrısıdır. Zeus ve Leto'nun oğlu, Artemis'in ikiz kardeşidir.
    Altın bir lir çalar. Gümüş bir yayı en uzağa o atabilir; okların tanrısıdır. Tıbbı insanlara o öğretmiştir; hekimliğin tanrısıdır. Asla yalan söylemez; ışığın ve gerçeğin tanrısıdır. Kutsal ağacı defne, hayvanları yunus ve kargadır.Lakabı Vulturus'dur. Olymposluları altın liriyle eğlendiren, çok uzaklara ok atabilen, hastaları iyileştiren, iğleştirme sanatını hastalara ilk öğreten gümüş yayın efendisi okçu Tanrı olarak Yunan şiirlerine geçmiştir.

    Bacchanalia:
    Roma'nın M.ö. 496 yılında yaşadığı kıtlık sonucu Sibylla kitaplarına danışılarak Roma'ya getirdikleri kutsal üçlü den tanrı Bacchus (gr.Dionysos) adına yapılan dinsel ayin ve bayramlara verilen ad,(gr.orgia).

    "Uzaklardan, yosunlardan Minos'un kızı hüzünlü gözlerle, Bacchus şenliğinde taş kesilmiş bir heykel gibi , ona bakar.."

    Damascius(123 vd), Zeus'un öldürdüğü Titanların küllerinden insan ırkı doğar. Titanlar kötülüğün temsilidir. Ama tanrı soyludur.Titan'ların külünden yaratılan insan Hem tanrısallıktan hem de kötülükten pay aldığı için ikili bir doğaya sahiptir.Ruhunda hem iyilik hem kötülük barındırır.

    Orpheus'çu öğretinin de temeli sayılabilecek bu öğretide; günahlarının kefareti için dünyaya gelen insan, kötü(Titan) yanından kurtulabilirse, özgürlüğüne kavuşacak, tanrı ile bir olma şansını elde edecektir. Bu şans Bacchus'çu ayinlere katılıp ruhu arındırarak mümkün olacaktır.

    Bacchus adına düzenlenen her kutlamada ; bacchus'un etrafında ki doğanın ruhları kabul edilen dostları canlandırılır.Tanrıdan esinlenip mistik bir delilik halinde çığlıklar atarak kırlarda dolaşan bacchalar(mainaslar) ,törenlere katılan kadınlar tarafından canlandırılırdı .Kadınlar çıplak bedenlerini Nebris ile örtüp başlarına sarmaşıktan taçlar takarlardı. Bir ellerinde thyrsos öteki ellerinde kantharoslarla dolaşırlardı. Çift borulu flütlerin ezgileri ve teflerden yayılan seslerle dans ederlerdi.

    Roma'da önceleri gizli kutlanan Bacchanalia törenlerinde genellikle et ve şaraptan oluşan ziyafetle başlanır , şarabın etkisiyle her çeşitten ilkel kötülükler ve aşırılıklar gün ışığına çıkardı . Genç kızlar ve genç erkekler alkolün de etkisiyle kendilerinden geçerek, davulların ve zillerin çıkardığı garip müzikle birlikte tüm ahlaki değerlerini bir yana bırakırdı.

    Livius'a göre (39,8 vd.) Roma'daki Bacchusçu ayinler ilk önceleri kadınlar için düzenlenirdi. Zamanla ritüeller erkekleri de cezbetti. Erkekler de taraftar toplamaya başladı./(25,1,6-8). Kamu yerlerinde, Forumda , Capitolium'da, ataların töresine hiç uygun olmayan tarzda dualar eden ve kurbanlar kesen kadınlardan oluşan kalabalık gruplar görülmüştür. Rahipler ve kahinler, kadınların ve erkeklerin kafasını bulandırmıştı.

    Başlangıçta bu törenlere sadece kadınlar katılabiliyordu. Campanialı bir kadın olan Pacula Anna bu geleneği bozarak erkeklerinde dine katılmasını ve törenlerin gündüzden geceye alınmasını sağladı.Böylece yaşanan ahlaksızlıklar iki katına çıktı(Liv. 39.13). Livius'a göre: Bu törenlere engel olmak isteyen kişiler hedef olarak seçildiler. Törenlere katılanların soysuz davranışları, taşkınlıkları arttı. Sahte tanıklıklar , kalpazanlıklar, sahte mühürler çığırdan çıktı. Artarak yayılan bacchanalia ritüellerine; cinayetler, çocuk tecavüzleri vb. olaylarında eklenmesi üzerine; M.ö 186 yılında alınan Senatus kararı(Senatus Consultum De Bacchanalibus) ile Bacchanalia yasaklandı. "

    "Consullar Lucius oğlu Quintus Marcius ve Lucius oğlu Spurius Postumius Bellona tapınağında 7 Ekim'de , Senatus'la bir toplantı yaptılar.Aşağıdaki bildirinin kaydedilmesinde, Marcus oğlu Marcus Cladius, Publius oğlu Lucius Valerius ve Gaius oğlu Quintus Minucius da hazır bulundular. Bacchanalia'ya ilişkin olarak, Senatorlar Roma'nın müttefiki konumunda olanlara ilişkin yasaklama kararını aldılar:

    Onların hiçbiri evinde Bacchusçu tören düzenlemeye kalkışmayacaklardır. Biri çıkıp onlar için Bacchanalia düzenlenmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerse, Romadaki Praetor Urbanus'un huzuruna çıkmalıdır.Bu kişinin önerileri dinlendikten sonra, Senatusumuz bu konulara ilişkin son kararını verecektir. Bu konunun tartışılması sırasında en aza yüz Senatorun hazır bulunması gerekir.Hiç kimse ister Roma yurttaşı olsun, ister Latin ya da müttefiklerden biri, Praetor Urbanus'un huzuruna çıkmadan bir Bacchus tapınıcısı kadınla temasa geçmeyecektir. Praetor Urbanus Senatus'un önerisi doğrultusunda bu konuya ilişkin kararını bildirecektir.Bu konunun tartışılması sırasında en az yüz Senator hazır bulunması gerekir. Senatus bu kararı almıştır.

    Hiçbir erkek rahip olmasın. Hiç bir erkeğin ya da kadının rahip yardımcısı olmasına izin verilmesin. Hiçkimse kamu hazinesinden harcama yapmasın. Hiçkimse ne bir erkeği ne de bir kadını rahiip yardımcısı ya da vekili kılmasın. Karşılıklı yeminler, adaklar, ciddi vaatler ya da birbirine söz vermeler konusunda ant içmeye kalkışmasınlar ya da aralarında bir inanç birliği yaratmay çalışmasınlar. Hiçkimse kült törenlerini gizlice uygulamaya girişmesin. Hiçkimse kamuya açık , özel ya da kent dışında, Praetor Urbanus'un huzuruna çıkmadıkça, bu kült törenlerini gerçekleştirmeye kalkışmasın. Praetor Urbanus Senatus'un önerisi doğrultusunda bu knuya ilişkin kararını bildirecektir.Bu konunun tartışılması sırasında en az yüz Senator'un hazır bulunması gerekir. Senatus bu kararı almıştır.

    Hiçkimse bu kült törenlerini kadınlı erkekli beş katılımcıdan daha fazla kişiyle kutlamasın. Katılımcılar olarak tören yapmak isteyenlerin sayısı, yukarıda belirtildiği gibi , Praetor Urbanus ve Senatus'un izni olmadıkça, iki erkek ve üç kadından daha fazla olmamalıdır.

    Yürürlüğe girmeden en az üç gün önce bu kararlar kamuya açık olarak yapılan bir toplantıda beyan edilmelidir. Senatus'un kararından tam anlamıyla heberdar olunmak istenirse, Senatus'un kararı aşağıdaki gibidir: 'Yukarıda bildirilen kısıtlamalara karşı hareket edecekler varsa , kendilerine en ağır cezaların verileceğini bilsinler.' Bu bronz bir levhaya kaydedilecektir; çünkü Senatus bunun böyle olmasını uygun görmüştür. Bu levha da kolayca okunabilecek bir yere asılmalıdır. Bu bildirinin size ulaşmasından sonra on gün içinde Bacchusçu tapım yerlerini belirlemelisiniz. Eğer yaşadığınız bölgelerde bunlardan biri varsa, yukarıda kaydedildiği gibi, içlerinde kendi dinimize ilişkin kutsal birşey yoksa, yok edilmelidir."

    Kararın ardından Romalı yetkililerin başarılı çalışmaları ile yedi bine yakın kişi yakalanmıştır. Davaları bir ay kadar sürdükten sonra bir kısmı mahkûm edilmiş, bir kısmı öldürülmüştür.

    Clitunno:
    Roma mitolojisinde bir okeanid. Clitunno Nehri'nin tanrısıydı.

    Eventus Bonus: ("iyi son")
    Roma mitolojisinde hem ticaret hem de tarımda başarının
    tanrısıdır. iyi hasatları ve kârı o getirirdi.

    Fabulinus: (fabulari yani "konuşmak"tan)
    Roma mitolojisinde çocuklara konuşmayı öğreten tanrıydı. Çocuk ilk sözcüklerini söylediğinde ona çeşitli adaklarda bulunulurdu.

    Faustitas:
    Roma mitolojisinde çiftlik hayvanlarını ve sürüyü koruyan tanrı.

    Herulus veya Erulus:
    Roma mitolojisinde tanrıça Feronia'nın oğludur. Üç yaşamı olsa da Evander tarafından öldürülmüştür. Hades'in saf karanlığının tanrısı ve tecessümüydü.

    Honos:
    Roma mitolojisinde onur, askeri adalet ve şövalyelik tanrısıydı. Sanatta bir mızrak ve kornukopiya ile tasvir edilmiştir.

    Inuus:
    Roma mitolojisinde çiftlik hayvanlarının antik koruyucularından biridir. Di indigetes`tendir.

    Janus:
    Roma mitolojisinde kapı, giriş, başlangıç ve bitişlerin tanrısıdır.

    Jüpiter:
    Roma mitolojisinde, Yunan mitolojisindeki Zeus ile denktir. Jupiter Optimus Maximus (Jüpiter, En Yüce, En Büyük) olarak anılırdı. Roma devletinin baş tanrısıydı, kanun ve toplumsal düzenden sorumluydu.

    Liberalitas:
    Roma mitolojisinde cömertliğin tanrısıdır.

    Mantus ve karısı Mania:
    Roma ve Etrüsk mitolojilerinde yer altı dünyasının yani ahiretin tanrılarıdır. Ayrıca Mantua şehriyle de ilişkilendirilmişlerdir.

    Mars:
    Roma mitolojisindeki savaş tanrısıdır. Juno ile ya Jüpiter ya da sihirli bir çiçeğin oğludur. Mars sözcüğünün herhangi bir Hint-Avrupalı türevi olmadığına göre, büyük ihtimalle Etrüsk ziraat tanrısı Maris'in Latinize edilmiş bir biçimidir. Başlarda Romalı bereket ve bitki tanrısı, çiftlik hayvanlarının, ekin alanlarının koruyucusuyken daha sonraları savaşla özdeşleştirilmiştir; sonunda Yunan mitolojisindeki Ares'in Roma mitolojisindeki dengi olmuştur.
    Mars, Roma'nın kurucusu Romulus'un efsanevi babasıydı ve bu nedenle Romalılar atalarının Mars olduğuna inanırdı.

    Nemestrinus:
    Roma mitolojisinde ormanların tanrısıydı.

    Picumnus:
    Roma mitolojisinde bereket, tarım, çocuk ve düğün tanrısı. Sterquilinus ile aynı olduğu da söylenmiştir.

    Pilumnus:
    Roma mitolojisinde bir doğa tanrısıdır ve Picumnus'un erkek kardeşidir. Çocukların uygun biçimde büyümelerini ve sağlıklı kalmalarını sağlardı.

    Jupiter Pluvius:
    Roma mitolojisi kuraklıkların kurtarıcısı, insanlığı kuraklıklardan kurtaran tanrı anlamında Jüpiter'in isimlerinden. Ayrıca isim Hyades'i tanımlamakta da kullanılmıştır.

    Quirinus:
    Roma mitolojisindeki büyük tanrılardan biri. Durumu biraz mistiktir.
    isminin Etimolojisi ve Konumu
    ismi co-viri yani "birlik(te) adamlar"dan türemiştir; burada kast edilen onun Roma halkının, devletinin, askeri ve ekonomik gücünün tecessümü, kişileşmiş hali olduğudur. Nitekim Quirinus başlarda sadece Roma devletinin tanrısı olarak bir tür devlet tanrısı olarak gözükmüş daha sonra Roma'nın kurucusu ve ilk kralı Romulus ile karışmış olsa da Roma devletini sembolize eden bir tanrı olarak kalmıştır. Ayrıca Quirinus curia yani "senato (binası)" ve comitia curiata yani "kabile meclisi"ni korurdu. Zaten bu yerlerin isimleri de, görüldüğü gibi, Quirinus'un ismiyle akrabadır.
    Kökeni
    Kökeni Sabinlere dayanır; Quirinus aslında bir Sabin tanrısıdır. Hatta Quirinus'a bir tapınak diktikleri bir bölgeyi Collis Quirinalis yani "Quirinel Tepe" diye anmışlardır. Bu alan daha sonra Roma'nın yedi tepesinden biri olarak sayılmıştır. Romalıların yükselişiyle, Roma'nın ilk kralı ve kurucusu Romulus'un tanrılaştırılmış hali olarak, Roma mitolojisinde önemli bir yer edinmiştir. Her ne kadar Roma mitolojisinde diğer iki önemli eril tanrı olan Jüpiter ve Mars ile önemli bir yere sahip olsa da, bu iki tanrıya oranla Quirinus hakkında pek az şey bilinir. Quirinus'un eşi Hora'ydı. Bazı kaynaklar Quirinus'un tanrılaştırılmış Aeneas olduğunu iddia etmişlerdir. Aeneas'ın Romalıların atası olduğuna inanılırdı ve Quirinus'a tapınma ata-tapımı ile yakından ilişkilidir.
    Kültür
    Quirinus'a adanmış olan festival (bayram) 17 Şubat'ta kutlanan Quirinalia, rahibi ise Flamen Quirinalis idi. Roma vatandaşları bazen Quirinus'un isminden türemiş bir isimle, Quirites (tekili: quiris) olarak anılırlardı. Bu unvan bir onur sayılırdı (Livius). Sanatsal açıdan Quirinus genellikle sakallı bir adam olarak, dini veya askeri resmi kıyafetler içinde tasvir edilmiştir.

    Terminus:
    Roma mitolojisinde sınırların tanrısıdır. Sınırları belirtmekte kullanılan taşlar onun adına kutsaldı. 23 Şubat'ta onun onuruna Terminalia isimli bir bayram kutlanırdı.

    Volturnus:
    Roma mitolojisinde suların tanrılarından biri. Büyük bir ihtimalle yerel bir Samnit kültünden türemiştir. Adına yapılan bayram, Volturnalia, 27 Ağustos'ta kutlanırdı.

    Vulcanus (ayrıca Vulcan veya Vulkan):
    Roma mitolojisinde Jüpiter'in ve Juno'nun oğlu, Maia ve Venüs'ün kocası ve Caeculus'un babasıdır. Ateşin ve yanardağların tanrısıdır, sanatın, silahların, demirin ve tanrılarla kahramanların zırhlarının üreticisidir. Yunan mitolojisinde Vulcan'ın karşılığı olan tanrı Hephaestus'dur. Ayrıca Roma mitolojisinde Mulciber ("yumuşatıcı") olarak ve Etrüsk mitolojisinde ise Sethlans olarak bilinir.
    Vulcanus hakkında
    Vulcanus'un demirci dükkânının Sicilya'da Etna Dağı'nın altında bulunduğu düşünülmektedir. Her yıl 23 Ağustos'ta gerçekleştirilen Vulcanalia festivalinde balıklar ve küçük hayvanlar ateşe atılırdı.
    Vulcanus'un Roma Forumu'nda bulunan tapınağı Volcanal olarak adlandırılır, eski Roma Krallığı zamanında şehirle ilgili törenlerde önemli bir rol oynadığı görülmektedir.
    Bugün, Birmingham, Alabama'da yer alan Vulcanus heykeli dünyanın en büyük dökme demir heykelidir.
    Mitoloji'de Vulcanus
    Ateşin gizlerini çalmaları nedeniyle Jüpiter insanlığı cezalandırmak istemiş ve diğer tanrılardan, insanlar için zehirli bir hediye olan Pandora'yı yapmalarını istemiştir.
    Vulcanus'un güzel ve aptal Pandora'ya katkısı, onu balçıktan şekillendirmek ve ona biçim vermek olmuştur. Ayrıca Olympus Dağı'nda bulunan diğer tanrıların tahtlarını da yapmaktadır.
    2 ...
  29. 6.
  30. Konu başlangıcı:
    Dünya tarihi genel tanımı : dünyanın çeşitli yerlerindeki insanların yüzyıllar boyunca geliştirdikleri uygarlıkların öyküsüdür.

    ilk yazının bulunduğu zamanlardan bugünlere yapılması düşünülen yolculuktur.

    iÖ 5000-iÖ 3000 yılları arası:

    Mezopotamya da :

    Tekerlek bulundu.
    Sulama ile tarım yapıldı.
    Kent devletleri ( Ur, Eridu ) kuruldu. (bkz: sümer), (bkz: sümerliler), (bkz: sümer devleti)
    Çivi yazısı. (bkz: tarih sümer' de başlar)
    Tunç işleme.
    Yapılarda pişmiş tuğla kullanılmaya başlandı.
    Ayrica Demirin bulunmasi ve islenmesi, Demir Devri Medeniyetin baslangici olmustur.

    Babil'de bilim ve matematik çok ileri bir düzeye ulaştı.
    Hurri kökenli savaşçılara dayanan Mitanni egemenliği geçici bir süre Asur'u kapsadı.
    1360'tan sonra Mitanni devleti çöktü ve Asur egemenliği başladı.
    1 ...
  31. 5.
  32. ya da bu olabilir.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCnya_tarihi

    evet bu daha kapsamlı ve ayrıtı verilebilir bir sıralama var.

    Dünya tarihi ile yazılacak başlıklardan bakınız vererek yönlendirme yapılabilir.

    mod ve gammazlar için edit: bu yazının kaynağını gösterir indeks bilgisi bu entry başında belirtilmiştir.

    bilgi başka bir noktadan alındığında kaynak ayrıca yazılacaktır.
    1 ...
  33. 4.
  34. kronolojik sıra aşağıda belirtilen ve bilgisi alınan sıralama ile yapılacaktır.

    konularına göre destek olabilecekler bknz vererek te bu katılıma destek olabilirler.

    DÜNYA TARiHi KRONOLOJiSi
    http://www.tarihogretmeni.../dunyatarihikronoloji.htm

    i.Ö. 8500-7000, Ortadoğu'da çiftçiliğe geçiş
    i.Ö. 3500-3000, Dicle-Fırat ve Nil vadilerinde uygarlığa geçiş
    i.Ö. 4000-3000, Uygarlığın Sümer'de doğuşu
    i.Ö. 3000, sabanın icadıyla insanların tarımda hayvan gücünden yararlanmanın yolunu bulmaları
    i.Ö. 3000 dolayları, yazılı kayıtların başlayışı
    i.Ö. 2000'den az önce, Mezopotamya çevresindeki bölgelerde taşra uygarlıklarını kurmaya başlayan toprak aristokrasilerinin doğmasını kolaylaştıran koşulların oluşması
    i.Ö. 1700 dolayları, Hammurabi tarafından insanlığın ilk yasa derlemelerinin çıkarılışı
    i.Ö. 1700, Avrasya bozkırı kökenli barbar halklar akınlarının Avrupa'nın Atlantik kıyılarına ulaşması
    i.Ö. 1300, dolayları, alfabetik yazının Suriye'de ve Filistin'de yaygınlaşması
    i.Ö. 1000, yıllarında, Ortadoğu uygarlığının iki uç bölgesinde (Filistin ve iran'da) verimli düşünce akımlarının doğuşu
    i.Ö. 700'den az önce Orta Asya'dan ve Güney Rusya'dan göç etmiş iskitler'in Ukrayna'da bir kabileler imparatorluğu kurup, Yunan dünyasıyla ticarete girişmeleri
    i.Ö. 6. yüzyıl, Lidya Krallığı'nda sikke paranın dolaşıma konması
    i.Ö. 6. yüzyıl, iyonyalı filozofların dünyayı ve insanı akılla kavrama çabası
    i.Ö. 500 dolayları, Çin uygarlık biçiminin temel öğelerinin ortaya çıkışı
    i.Ö. 500 dolayları, Kastların ve Hind dininin kendine özgü vurgularının biçimlenişi
    i.Ö. 330, Pers imparatorluğunun Makedonyalıların saldırısıyla yıkılması
    i.Ö. 320, iskender'in indüs Vadisi'ne girmesi
    i.Ö. 146, Roma'nın Makedonya'yı ve Yunanistan'ı fethetmesi
    i.Ö. 30, Roma'nın Mısır'ı fethetmesi
    70-100, Dört incil'in yazıldığı yıllar
    193, Roma Barışı'nın şiddete başvurulmasıyla bozulması
    372, Hunlar'ın Güney Rusya'ya girip Ostrogotları sürüşleri
    378-511, Roma imparatorluğu'nun büyük barbar akınlarıyla çökmesi
    410, Hun korkusuyla Roma sınırlarını zorlayan Vizigotlar'ın Roma kentini yağmalamaları ve ispanya'yı geçip krallıklarını kurmaları
    451, Kalkedon (Kadıköy) Kurultayı'nın Papa'nın çağrısıyla toplanıp, kutsal üçleme öğretisinin Papa Büyük Leon'un saptadığı biçimiyle benimseyip, "monofizist" biçimini reddedişi
    453, Attila'nın ölüşü ve Hun Konfederasyonu'nun dağılması
    552, Japonya'ya ulaşan Budist misyonerler topluluğunun önemli başarılar elde etmesi
    565'ten sonra (Doğu) Roma imparatorlarının "Bizans imparatoru" denmeye başlanışı
    568'den sonra, Cermen kabilesi Lombartların Bizanslıları italya'nın iç bölgelerinden çıkan buraların denetimini ellerine geçirmeleri
    572, Türk imparatorluğu'nun haneden kavgalarıyla ikisi de iç kavgalarla yıpranan doğu ve batı ordularına bölünmesi
    600 dolayları, Hint Okyanusu'nda Hindu gemicilerin yerini Müslümanların alması
    610, Hz.Muhammed’e ilk vahyin gelişi
    622, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçü
    632-1000 arasında islam'ın Hızla yükselişi ve Ortadoğu'da Kuzey Afrika'da ispanya'da yayılışı
    632, Hz. Muhammed'in ölümü
    636, Arap ordusunun Bizans'ı Suriye'den ve Filistin'den çıkarması
    641, Arap akıncı birliklerinin Mezopotamya'yı ele geçirişleri
    642, Arap akıncı birliklerinin Mısır'ı ele geçirişleri
    651, iran ve Mezopotamya'da Sasani iktidarının sona ermesi
    651, Arap akıncı birliklerinin iran'ı ele geçirmeleri
    711, Vizigot krallığının sona ermesi
    711-715, Kuzey Afrika'nın ve ispanya'nın Müslümanların denetimine geçmesi
    715, islamların Kuzeybatı Hindistan'daki Sind Bölgesinde, daha sonra da Hint Okyanusu'nda üstünlüğü ele geçirmeleri
    717-718, Müslümanların Konstantinopolis'i kuşatmaları
    750, Emeviler'in halifelik döneminin sona ermesi
    751, Talas Meydan Savaşı'nda Çin'e bağlı birkaç vahanın Müslümanlara kaptırılışı
    756, Baskı aygıtının Çin'de bulunuşu.
    800, Şarlman'a Papa tarafından Romalıların imparatoru olarak taç giydirilişi
    800'den birkaç yıl sonra, Bizans imparatorunun Şarlman'ın imparatorluğunu tanımasıyla Batı Roma imparatorluğunun yeniden kuruluşunun yasallaşması
    831-1000 arası, Danimarka'nın isveç'in ve Norveç'in Hristiyanlığa geçmeleri
    840, Uygurların yıkılışı
    845, Budizmin Çin'de resmen yasa dışı sayılması; bunun üzerine Kore'de devlet dini yapılıp iyice benimsenmesi
    900 dolaylarında, Türk askerlerinin kabilelerinin, islam devletlerinin siyasal yaşamına egemen olmaya başlamaları
    900-14. yüzyıl ortaları, Avrupa'da toprakların tarıma açılışı
    989, Rusya'nın Hristiyanlığa geçiş
    --------------------------------------------------------------------------------
    1000 dolayları, kolonileşme ve ticari yayılma sürecinin başlayışı
    1000 dolayları, Gazneli Mahmut'un akınlarıyla islam'ın Hindistan'ın iç bölgelerini ele geçirmeye başlaması
    1000, Macaristan'ın Hristiyanlığa geçmesi
    1000 Hristiyanlığın Uzakbatı ülkelerinde Kelt, Cermen ve Slav kabileleri arasında yayılması
    1000-1300 arası, Avrupa'da kasabaların hızla gelişmeleri
    1000-1453 arası, islamlığın Hindistan'da, Doğu Avrupa'da, Orta Asya'da yayılışı
    1000-1500, islam mimarlığının görkem ve incelik dönemi
    1054, Katolik-Ortodoks bölünmesinin, Papa ile Konstantinopolis Patriğinin birbirlerini afaroz etmeleriyle yaratılışı
    1071, Malazgirt Savaşı ile Türklerin Hristiyanlık (Bizans) dünyasına karşı başarılı olup, Anadolu'nun iç bölgelerinin denetiminin Selçuk Türklerine geçişi
    1096-1099, Birinci Haçlı Seferi
    1171, Galler ülkesinin ve irlanda'nın Anglo-Norman şövalyelerince fethinin tamamlanışı
    1204, Dördüncü Haçlı Seferi'nde Konstantinopolis'in ele geçirilip yağmalanması ve kısa yaşamlı Doğu Latin imparatorluğu'nun kurulması
    1206-1227, Cengiz Han'ın yönetim dönemi
    1254; Avrupa'da imparatorluğun çökmesiyle, Papalığın, Latin Hristiyanlık dünyasının evrensel hükümeti olduğunu ileri süren tek kurum olarak kalışı
    --------------------------------------------------------------------------------
    1300'den sonra, Japonların geniş çaplı denizcilik eylemlerine girişmeleri
    1300'den sonra, Cermen ve Frank şövalyelerinin, Baltık ve Doğu imparatorluklarını kurup, ticaret etkinliklerine girişmeleri
    1300, Rönesans'ın italya'da biçimlenmeye başlanışı
    1337-1453, Yüzyıl Savaşları, ingiltere ile Fransa arasında, kiralık askerlerle yürütülen her yeri yakıp yıkıp yağmalayıcı savaşlar
    1347-1351, Avrupa'da Veba salgını
    1354, Türkler'in Çanakkale Boğazı'nı geçip Gelibolu Yarımadasını ele geçirerek, Avrupa'ya adım atmaları
    1389, Kosova Savaşı'nda Sırpları yenen Türklerin Balkanlarda askeri üstünlüğü ele geçirmeleri
    --------------------------------------------------------------------------------
    15. yüzyıl inkalar'ın And Dağları'ndaki merkezlerinde yayılan imparatorluklarının Peru'da merkezi bir rejim kurması
    1417, Papalık monarşisinin Konstanz kurultayında onaylanmasıyla Protestan-Katolik ikililiğinin azaltılması
    1430, Çinlilerin denizlerden çekilmesiyle Japonların Güneybatı Pasifik'te deniz üstünlüğünü ele geçirmeleri
    1453, Konstantinopolis'in Türklerin eline geçmesi, bunun üzerine, Rusların Ortodoks kiliselerinin Hıristiyanlığın son kalesi olduğuna inanmaları
    1480 Moskova, Dükü III. ivan'ın Altınordu egemenliğini tanımayıp, "Çar" sanını alarak bağımsızlığını ilan edişi
    1492, Kolomb'un okyanusu aşması
    1492, Müslüman Faslıların Avrupa'daki son kalesi Grenada'nın alınışı, bu olayla Hıristiyan haçlı ruhunun körüklenmesi
    --------------------------------------------------------------------------------
    1500, italyan Rönesansı'nın doruğuna ulaşması
    1500'den sonra, Avrupa'nın deniz üstünlüğü kurması
    1500-1650, Avrupa'da fiyatların hızla yükseldiği "Fiyat Devrimi"
    1500-1700 arası milyonlarca kilometrelik ülkenin milyonlarca insanın islam yönetimine sokulmasıyla islam tarihinin en parlak dönemi
    1508 Şah ismail'in Bağdat'ı fethetmesi
    1509 Portekizlilerin islam filosunu Umman Denizi'ndeki Diu limanı açıklarında yenilgiye uğratmaları ve Hint Okyanusu'nda üstünlük kurmaya başlamaları
    1511, Akdeniz'de, Türk ispanyol ve Portekiz güçleri arasında uzun deniz savaşlarının başlayışı
    1512-1520, Yavuz Sultan selim yönetimi dönemi
    1513, ilk Portekiz tacirin Güney Çin kıyılarına gelmesi
    1514, Şah ismail yanlılarının Anadolu'da büyük bir ayaklanmayı kışkırtmaları
    1514, Çaldıran savaşında Şah ismail'in yenilgiye uğratılması
    1515, Portekizlilerin Hürmüz Adası'nda üs kurmaları
    1517, Luther'in Wittenberg'deki Kilisenin kapısına 95 maddelik tezini asmasıyla Protestanlık hareketinin başlaması
    1520-1566, Kanuni Sultan Süleyman yönetimi dönemi
    1521, Cortez'in yeni Dünya'nın hazinelerinin kapısını (ispanyollara) açması
    1526, Mohaç Savaşı'nda Türkler'den kaçan Macar kralının ölmesiyle, V. Karl'ın Bohemya ve Macaristan taçlarını ele geçirmesi
    1526, Timur soyundan gelen Babür'ün Hindistan'ı ele geçirmesiyle, Babür imparatorluğunun kurulması
    1534, ingiltere'nin Papalık ile ilişkilerini koparması, ingiltere kilisesinin yavaş yavaş Protestanlığı benimsemesi
    1534-1603, ingiltere'de Tudor hanedanı yönetimi ve bölük pörçük reformlar dönemi
    1536, Fransa kralının, Habsburg gücüne karşı, Osmanlı imparatoruyla imzaladığı ittifak anlaşması
    1552, Korkunç ivan'ın Altınordu Hanlığı başkenti Kazan'ı ele geçirişi, bunu izleyen dört yıl içinde Aşağı Volga bölgesinin fethini tamamlaması
    1560, ispanyolların, italya'yı istila edip, papalık topraklarını ele geçirip, Reform karşıtı harekete izin vermemeleri; bunun üzerine, Papaların Hasburglular ile işbirliğine girişimleri
    1568-1609, Felenekler'in ispayol yönetimine karşı ayaklanmaları
    1580-1640, ispanyolları Portekiz'i ve imparatorluğunu kendi imparatorlularına katmaları
    1587-1629, Safevi devleti yöneticisi Büyük Şah Abbas yönetimi dönemi
    1590, dolayları mikroskopun icad.
    1598, ispanyol üstünlüğü döneminin başlayışı
    --------------------------------------------------------------------------------
    1600, denizlerde yeni bir güç dengesiyle, Hint Okyanusu'nda ispanyol ve Portekiz gemilerinin yerini Felemenk, ingiliz, Fransız gemilerinin alışı
    1600, Felemenk Doğu Hindistan Kumpanyası'nın kurulması
    1600'den sonra, ingilizlerin Hint Okyanusu'nda ticaret etkinliklerine başlamaları
    1601, ingiliz Doğu Hindistan kumpanyası'nın kurulması
    1608, bir Polonya ordusunun Moskova'yı ele geçirip bir kukla yönetim kurması
    1608 dolayları, teleskopun icadı
    1618-1648, Otuz Yıl Savaşları
    1620, ingilizlerin Massachussets kolonisini kurmaları
    1626, Felemenkler'in New York'ta koloni kurmaları
    1636, Japon hükümetinin, kendi iç sorunlarından dolayı açık deniz gemiciliğini uyruklarına yasaklaması
    1638, Japonya'nın kabuğuna çekilme politikası
    1640'lar, ingiliz, Fransız ve Felemenk girişimcilerinin, şekerkamışı ticaretini Portekizlilerin ve ispanyolların elinden alıp başı çekmeleri
    1642-1648, ingiliz iç savaşları
    1648, Westphalia Antlaşması, bunun sonucunda italya'nın ve Almanya'nın bölünmesi ile ortaya çıkan küçük devletlerin, duruma göre Fransa'nın yanında ya da karşısında yer almaları
    1648, Fransız üstünlüğünün başlaması
    1648, ingiltere'de Parlamento egemenliğinin kurulması
    1648-1715, XVI. Louis yönetimi dönemi
    1648-1789, Avrupa'nın Eski Rejim ve kolonici yayılma dönemi
    1649, ingiliz kralı I. Charles'in idamı
    1653-1689, Fransa'nın rakipleri karşısında kesin üstünlüğe sahip olduğu dönem
    1688, ingilizlerin ispanyol armadasına karşı zafer kazanmaları
    1689, Petro'nun Avrupa gezisi dönüşü, geniş çaplı reform hareketlerini başlatması
    1696, Petro'nun Türklere karşı başarısı
    --------------------------------------------------------------------------------
    1700-1721, Petro'nun isveçlileri yenilgiye uğratabilip, Finlandiya Körfezinde denize açılabilmesi
    1701-1714, ispanyol Taht Savaşları sırasında, Avusturyalıların, ispanya'nın bölüşülmesinde en büyük parsayı toplamaları
    1707, Kok kömürü yapma yöntemlerinin bulunuşuyla, demir cevherini eritmede kömürden yararlanma olanağının doğuşu
    1740-1786, Büyük Frederick (II. Frederick) yönetimi döneminde, Prusya'nın Avrupa'nın büyük güçlerinden biri durumuna gelmesi
    1745, Abdül Vahab'in Arabistan'da Vahhabiliğin ilkelerini oluşturması
    1756-1763, Yedi Yıl Savaşları 1762, bir Alman prensesinin kocasının öldürülmesi üzerine, II. Katerina adıyla Rusya imparatorluğu tahtına çıkması
    1763, ingiltere'nin Hindistan, Kanada gibi denişaşırı ülkelerde kesin zafer kazanması
    1768-1774, Rusların Osmanlı ordularını ağır bir yenilgiye uğratmaları ve Küçük Kaynarca Anlaşması'nın yapılması
    1772, Polonya'nın ilk bölüşülmesinde Prusyalılar ve Avusturyalılar, Türkler karşısındaki ilerleyişini durdurmak için Rusya'ya sus payı olarak Polonya'nın büyük bir parçasının işgaline izin vermeleri
    1774, Safevi imparatorluğunun dağılması
    1774-1778, ispanya'nın Amerika limanlarının kıyı ticaretini yasaklayıp, kolonilere yapılan dışsatımları ve iç alımları Cadiz kentinden tekelci bir tutumla düzenlemesi
    1775-1783, Amerikan bağımsızlık savaşı
    1789, 1 Mayıs, Etats-Generaux'un toplanması
    1789, 14 Temmuz, Kralın Ulusal Meclis'i kaldıracağı söylentisi üzerine, halkın Bastille'e saldırması
    1789, 4 Ağustos, Ulusal Meclis'in feodal hakları kaldırarak köylü çoğunluğunu Devrim Safhalarına çekmesi
    1791, Yeni Fransız anayasalarının hazırlanması
    1793, Polonya'nın ikinci bölüşülmesi
    1794, Robespierre'in öldürülmesi
    1795, Polonya'nın üçüncü bölüşülmesi, ile Rusya sınırlarını, batıda Vistül Irmağı'na kadar genişlemesi
    1799, Napoleon'un bir darbe ile iktidara getirilişi
    --------------------------------------------------------------------------------
    1803, Sırpların Osmanlı'ya başkaldı
    1807, ilk buharlı geminin Robert Fulton tarafından yapılması
    1812-1815, Napoleon'un Avrupa devletleri koalisyonunca yenilgiye uğratılması
    1815, Viyana Konferansı, sonucu barış anlaşmasının yapılması
    1821-1830, Yunan devrimi
    1830, Cezayir'in Fransızlarca işgali
    1833, Köleliğin, Büyük Britanya'nın yönetimindeki tüm ülkelerde kaldırılması
    1839-1841, Afyon Savaşı
    1839, Tanzimat Fermanı'nın ilanı
    1840, posta sisteminin Büyük Britanya'da kuruluşu
    1840'lar demiryolları ağı yapımının başlayışı
    1847, Liberya'nın Amerika'dan eski yurtlarına dönen eski kölelerce, Birleşik Devletler anayasasına benzeyen bir anayasa sahip bir cumhuriyet olarak kurulması
    1848 devrimleri
    1848, Marx'ın gittikçe yoksullaşan proleter kitlelerin bir devrimle toplumsal sorunu çözecekleri düşüncesini ortaya atması
    1848-1852, Fransa'da, III. Napoleon'un devlet başkanlığında cumhuriyet dönemi
    1854, Japonya'nın kabuğuna çekilme politikasını bırakıp dışa açılmak zorunda kalışı
    1854, Kırım Savaşı'nda Fransa'nın ve Britanya'nın Ruslara karşı Türklerin yardımına koşup, Rusların Kırım'da yenilgiye uğratılması
    1856, Islahat Fermanı'nın ilanı
    1859, italya'nın Kont Cavour'un çabalarıyla birleştirilmesi
    1859, Darwin'in canlıların evrimi kuramını ortaya atması
    1861-1865, Amerikan iç savaşı
    1863, ABD'de köleliğin kaldırılması
    1869, Süveyş Kanalı'nın açılışı
    1870-1871, Prusya'nın Fransa'yı yenilgiye uğratması
    1871, Almanya'nın, Bimarck'ın çabalarıyla birleştirilmesi
    1878-1908, Abdülhamid II'nin iktidarı dönemi
    1885, Hindistan Ulusal Kongresi'nin (Kongre Partisi'nin) kurulması
    1888, köleliğin Brezilya'da kaldırılması
    1889, ikinci Enternasyonal'in kuruluşu
    1889, Japon imparatoru Meiji'nin Bismarck Almanyasını örnek alan bir Anayasa çıkarması; Diyet'in kurulması
    1893, Havai Adaları'nın ABD topraklarına katılması
    --------------------------------------------------------------------------------
    1900, Batılı devletlerin gönderdikleri uluslararası birliğin Pekin'i ele geçirmesi
    1901, Avusturya'nın ingiliz Uluslar Topluluğu'nun kendi kendini yöneten dominyonu olması
    1903, Sibirya'yı aşan demiryolunun tamamlanması
    1904-1905, Rus-Japon savaşı beklenmeyen sonuçla Japonların yenmesi
    1905, Hindistan Müslüman Birliği'nin kurulması
    1906, Rusya'nın, parlamenter organa sahip olması
    1908, Jön Türkler'in iktidara ortak olmak isteğiyle, Abdülhamid'i deviren darbeyi gerçekleştirmeleri
    1910, Japonların Kore kralını indirip, Kore Yarımadası'nı ülkelerine katmaları
    1912, Mançu hanedanının yakılıp, Çin Cumhuriyetinin kurulması
    1912-1913, Balkan Savaşları ile Balkanlardaki toprakların kaptırılması
    1914, Berlin-Bağdat demiryolunun başlaması
    1914, Panama Kanalı'nın açılması
    1914-1919, Birinci Dünya Savaşı
    1915, Japonlar'ın, Çin'deki özel ayrıcalıklarını, öne sürdükleri "Yirmi Beş istek" ile artırmaya kalkmaları.
    1917, 6 Nisan, ABD Kongresi'nin Almanya'ya savaş ilanı
    1917, Kasım, ikinci bir devrimci hükümet darbesinin Sosyal Demokrat seçilmesi
    1918, Ekim, Alman ve Avusturya hükümetlerinin Başkan Wilson'un barışın dayandırılacağı "On Dört Nokta"sını kabul etmeleri
    1918-1920, Rusya'da ve Rusya'nın sınır ülkelerde iç savaş
    1919, Paris Barış Konferansı'nın Rusya'daki durumu ele almaya kalkmayıp, savaşı yitiren Almanya, Avusturya ve Osmanlı hükümetlerine barış koşullarını zorla kabul ettirmeleri
    1919, Barış antlaşmasının, Arap dünyasının zengin ve kalabalık bölgelerini Fransız ve ingiliz koloni yönetimlerine bırakması
    1921, Çin Komünist Partisi'nin kurulması
    1922, Faşizmi italya'da iktidara getiren hükümet darbesi
    1922, Lenin'in "Yeni Ekonomik Politikası"nı (NEP) ilan etmesi
    --------------------------------------------------------------------------------
    1923, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması
    1925, Rıza Pehlevi'nin iran'da iktidarı ele geçirip, Mustafa Kemal'inkine benzer bir laik reform hareketini başlatması
    1925, Abdülaziz ibni Suud'un Arabistan Yarımadası'nı fethedip, Mekke'nin ve Medine'nin denetimini eline geçirmesi
    1929, New York borsasının çökmesiyle ABD'de 1920'lerin hızlı ekonomik gelişmesinin sona ermesi
    1930'lar, Japon yayılmasının yeniden canlanışı
    1030'lar, Amerikan Başkanı Franklin D. Roosevelt'in New Deal politikası
    1931, Japonların Mançurya'yı istila etmesi
    1932, Irak'ın formal olarak bağımsızlığını kazanması
    1933, New Deal politikasının başlatılması
    1933, Haziran, Hitler'in iktidara gelmesiyle Almanya'nın köklü bir rejim değişikliği geçirmesi
    1934, Etiyopya'nın 1896 yenilgisinin öcünü almak isteyen italya'nın saldırısına uğrayıp, uçakların ve zehirli gazların yardımıyla italya emperyalizmi altına sokuluşu
    1938 Eylül, Çekoslovakya'nın Almanların yaşadığı bölgelerinin Almanya'ya geçirilmesi
    1939, 1 Eylül, Hitler'in Polonya'ya saldırması
    1939-1945, ikinci Dünya Savaşı
    1940 ilkbaharı, Almanların Danimarka'yı ve Norveç'i ele geçirmeleri
    1941, 22 Haziran, Hitler'in savaş duyurusunda bulunmadan Rusya'ya saldırması
    1942, Kasım'ı 1943 Şubat'ı, Ruslar'ın Almanlar'ı geri püskürtmeleri
    1943, Temmuz'u, Mussolini'nin, ingiliz-Amerikan birliklerinin italya'ya çıkmasıyla iktidardan düşmesi, italya'nın savaştan çekilmesi
    1944, 6 Haziran, ingiliz-Amerikan birliklerinin Normandiya çıkartması
    1945, 1 Mayıs, Hitler'in kendini öldürmesi, Alman başkomutanlığının teslim belgesini imzalamaları
    1945, Hiroşima'ya ve Nagazaki'ye atom bombalarının atılması
    1946, Türkiye'de çok partili hayata geçiş
    1947, israil Yahudi devletinin kurulması
    1947, Hindistan'ın ingiltere'den çekilmesi
    1947, Birleşmiş Milletler'in Filistin'in Araplar ve Yahudiler arasında bölüştürülmesi, kararı
    1947, Truman Doktrini
    1948, Ghandi'nin öldürülmesi
    1948 (ve 1956, 1967, 1973) Yahudi-Arap savaşları
    1949, NATO'nun kurulması
    1949, komünistlerin, Kuomingtang'a karşı kesin zafer kazanıp Çin'in yönetimini ele geçirmeleri
    1949, ilk Rus atombombası denemesi
    1950, Kuzey Kore komünist yönetiminin Güney Kore'ye saldırmasıyla Kore Savaşı'nın çıkışı
    1953, Kore Savaşı'nda ateşkes
    1953-1954, Rusların, Amerika'dan birkaç ay sonra hidrojen bombalarını patlatmaları
    1954, Vietnam'ın Fransız egemenliğinden kurtulması
    1956, Macarların ülkelerindeki komünist rejime başkaldırmaları
    1956, Süveyş bunalımı
    1957, Gana'nın bağımsızlığını kazanan ilk Afrika kolonisi olması
    1957, Rusya'nın uzaya uydu gönderen ilk ülke oluşu
    1957, Roma Andlaşması ile AET'nin kurulması
    1958, Suriye ile Mısır'ın birleşmesi
    1961, Suriye'nin Birleşik Arap Cumhuriyeti'nden ayrılması
    1962, Fransa'da halkoyu yoklamasının Cezayir'e bağımsızlıktan yana sonuç vermesi
    1962, ABD Küba'daki füzelerin çekmesini istediğinde SSCB'nin üçüncü dünya savaşı korkusuylabu isteğe uyuşu
    1964, Vietnam'da Amerikan askeri etkinliklerinin başlayışı
    1966, De Gaulle Fransası'nın NATO'dan çekilerek mutlak egemenlik hakkını elinde tutmayı seçmesi
    1967, israil ile Arap devletleri arasında Ekim Savaşı
    1969, ABD uzay gemilerinin ay'a inip dönmeyi başarmaları
    1970, Sovyetler Birliği'nin ticaret ve yatırım olanakları yolunda Federal Almanya ile görüşmelere başlaması
    1973, Ocak, ingiltere, irlanda ve Danimarka'nın Avrupa Topluluğu'na tam üye olmaları
    1973, israil ile Arap devletleri arasında Ramazan Savaşı; petrol ambargosu ve ardından petrol fiyatlarının yükselmesi
    1975, Yumuşamanın göstergesi olan Helsinki Anlaşması
    1978, Çin Halk Cumhuriyeti'nde Deng Şaoping'in önderliğinde ekonomik reformların başlaması
    1979, Mısır ile israil arasında Camp David Andlaşması'nın imzalanması
    1979, iran'da Ayetullah Humeyni önderliğindeki islamcıların bir devrimle yönetimi ele geçirmesi
    1979, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal etmesi
    1980, 1988, iran-Irak savaşı
    1981, Ocak, Yunanistan'ın AT'ye tam üye olması
    1985, 1991, Ülkesinde glasnost ve perestroika'yı uygulamaya çalışacak olan Michael Gorbachev'in başkanlık süresi
    1986, Ocak, ispanya ve Portekiz'in AT'ye tam üye olması
    1987, Temmuz, Avrupa Tek Senedi'nin (Single Act) kabul edilmesi
    1988, Nisan, Türkiye'nin AT'ye tam üyelik başvurusunda bulunması
    1989, Doğu Avrupa'da marksist ekonomilerin çökmesi
    1989, Kasım, Berlin Duvarının yıkılması
    1990, Sovyetlerin dağılması ve Soğuk Savaş'ın sona ermesi
    1990, Ağustos, Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesi
    1990, Ekim, Almanyaların birleşmesi
    1991, Aralık, Bağımsızlık Devletler Topluluğu'nun kurulması
    1995, Ocak, isveç, Finlandiya ve Avusturya'nın Avrupa Birliğine tam üye olmaları
    1996, Ocak, Dayton Barış Andlaşması ile Bosna Savaşı'nın sona ermesi...
    2003, ABD’nin Irak’ı işgali
    3 ...
  35. 3.
  36. Eski dönemlerdeki insanlar doğa olayları karşısında oldukça korkulu günler yaşıyorlardı.Günlük yaşamı etkileyen bu tip olaylar onlar için olağanüstü nitelik kazanırdı.Bu nedenle garip yaratıklar insanın çevresindeki güçlerin ona verdiği korku yüzünden mitlerde önemli rol oynadılar.Ağzından ateş üfleyen canavar Khimaira,içinde yaşadığı volkanların gücüdür.Mitlerde adı geçen yaratıklar ve meydana gelen olaylar,gerçek olaylara benzetilmiştir..Örneğin Heraklesin bataklık canavarı Hydra ile mücadelesi,eski bir kralın bataklıkları kurutuşunu yansıtıyor olabilir.Belki de yarı at yarı insan olan Kentuarlar bir bölgenin çok ünlü binicilerini simgeliyordu.
    Çok rastlanan bir örnek te kendi kuyruğunu yiyen yılan mitolojisidir.Kendi kuyruğunu yiyen yılan,evrende her şeyin çevrimsel yapısını gösteren bir çemberdir.Eski dönemlerden kalan bir belgeye göre,Japonyada kuyruğunu yiyen yılan yeraltında kımıldadıkça deprem olmaktadır.
    *
    Yeryüzündeki dağlar,eski dönemlerin insanı için ulaşılmaz yerlerdir.Aynı zamanda heybetli ve korkutucu görünüşleri vardır.Elbette Yunan tanrılarının yeri Olympos dağı olacaktır.Gök gürlemesi ve yıldırım tanrıların öfkesidir,Zeus kızmış olmalıdır.Yunanlılar mitlerinde insan biçiminde tanrılar yaratmışlardı.insanlar, kendilerine özgü olan güzellik,öfke ve sevgi gibi özelliklerini ölçüyü aşırı hale getirerek kendi biçimlerindeki tanrılara yansıttılar.Hermes tanrıların habercisi,Apollon müziğin koruyucusu,Demeter bereketin tanrısıydı.Tanrılar biçim ve özellik olarak insana benzerler ama ne de olsa tanrıdırlar,onun için insandan fazla olan yanları olmalıdır.Örneğin ölümsüzdürler,korkunç güçleri vardır.Ama zaman zaman insana ait olan özelliklerini göstermekten kendilerini alamazlar.Kıskanırlar,aşık olurlar,bazen de Zeusun yaptığı gibi ölümlü kadınlarla sevişirler.
    *
    Mitler,insanın ve içinde yaşadığı dünyanın niçin böyle olduğunu açıklarlar.Ancak işlevleri bu kadarla kalmaz.insanlar yaşamları boyunca birçok olaylar karşısında umutsuz halde kalırlar,diğer insanlarla giriştikleri mücadelelerde galip gelirler veya mağlup olurlar,doğum ve ölüm zaten herkesin bildiği olgulardır.Buna uygun olarak hemen hemen her ruhsal durum ve her soruyu yanıtlayacak bir mit vardır.Mitler dış dünyaya ait gerçeklerle insanların düşlerine ait umut,istek ve korkuları arasında bir köprü kurmuşlardı.

    KAYNAK:
    The Joy of Knowledge Encyclopaedia
    2 ...
  37. 2.
  38. mitler
    insanlar evrende kendi yerlerini,yaşadıkları toplumun yapısını,kendileri ile algıladıkları dünya arasındaki ilişkileri ve doğal olayların anlamını sürekli sorgulamışlardır.Bu konular için yaptıkları bazı açıklamalar masal veya gelenekler içinde değerlendirilmiştir.Bunların hepsi Mitleri oluşturur.Yaşamakta olduğumuz bu dönemde bilimsel olarak kanıtlanmış gerçeklerin yanısıra kanıtı olmayan inanç ve düşünceler de vardır.Bu ikisi arasında kesin bir ayrım yapma bugünkü dünyamızda başvurulan bir yöntemdir.Bugün için bir düş ürünü olarak nitelediğimiz mitler bir zamanlar insanların yaşamlarını yönlendiren olgulardı.

    Mitlere dünyanın her yerinde rastlanmıştır.Çok çeşitli olmalarına rağmen aralarında bir takım ortak noktalar bulunur.Böyle benzerliklerin oluşu çok normaldir.Zira insanlar her yerde aynı sorunlarla karşılaşmışlar ve aynı soruları sormuşlardı.Geçmiş dönemlerde bilimin henüz emekleme süreci bile başlamamışken,herkesin kendisinin ne olduğunu sorgulaması,doğanın niye acımasız davrandığını merak etmesi ve olayların nedenleri ile sonuçları arasındaki ilişkileri öğrenmek istemeleri her yerde aynıydı.

    Bugünden geriye doğru baktığımızda mitlerle o dönemlere ait dinler arasında ortak yanlar görürüz.Her ikisi de nedenleri ve gerekçeleri içerir,yani her ikisi de evrenle ilgili olayların hem nasıl olduğunu hem de niçin böyle olduğunu açıklarlar.Ancak mitler dinlere oranla insanlara yaşantılarının doğru yönünü göstermeye daha az yer verirler.Mitler kendi yapıları içinde ahlak dersi bulundururlar ama amaçları bunu insanlara kabul ettirmek değildir.Mitler,evrendeki varlıkların sayısız olan özellikleriyle olduğu gibi insanların doğal yaşantılarıyla ilgili öykülerdir.Doğaüstü olaylar ise bu öykülerin vazgeçilmez bölümleridir.
    1 ...
  39. 1.
  40. uzun araştırmalar yapılarak emek verilmiş ve hepsine saygı duyduğumuz yazarların aktarmış olduğu bilgilerin
    internetten yada kitaplardan veya bilgi dağarcığımızdan sözlükte bulunan arkadaşlara başlıkta yazan bilgilerin paylaşımdır.

    peşin edit: kaynak gösterilmeyen tüm yazılar, yazının tamamında belirtilen efsanevi canavarlar, mitolojik tanrılar vs
    tarih ve din tarafından cezalandırılacaktır.

    peşin edit 2 : gerçekten değerli bir yazı dizisi olsun istiyorum, tarih bilgisi geniş, tarih bölümünde okuyan veya tarihe
    meraklı arkadaşlardan destek bekleyen bir başlık ve destan olabilecek bir bilgidir.

    şimdiden teşekkürler.

    Giriş :Mitoloji

    Mitoloji nedir?
    Mitoloji bir din veya bir halkın kültüründe tanrılar, kahramanlar, evren ve insanın yaratılışına dair tüm sözlü ve yazılı efsane birikiminin ve bu efsanelerin doğuşlarını, anlamlarını yorumlayıp, inceleyen ve sınıflandıran çalışmalar bütünüdür.

    Kaynak: http://mitoloji.nedir.com/#ixzz2Kyae3VXB

    Konu : yaratılış?

    Sümer mitolojisine göre yaratılış:

    başlangıçta gök ile yer birdi.Daha sonra gök ile yer tanrılar tarafından ayrılmıştır.Sümer inanışında evrenin kökeni şu şekilde açıklanır:

    1-Başlangıçta ilksel deniz vardı; kökeni veya doğuşu konusunda bir şey söylenmemektedir, Sümerliler onu her zaman varmış gibi düşünmüş olabilirler.

    2-ilksel deniz gök ile yerin birliğinden oluşan kozmik dağı vücuda getirdi.

    3-Tanrılar insan biçiminde kişileştirildiğinde, Anu (gök) eril, Ki (yer) dişildi. Onların birleşmesinden hava tanrısı Enlil doğdu.

    4-Hava tanrısı Enlil yerden göğü ayırdı ve babası Anu göğü ele geçirirken, Enlil annesi Ki'yi, yeri, ele geçirdi. Enlil ile annesi Ki'nin birleşmesi- tarihsel devirlerde Ninmah, "yüce kraliçe", Ninhursag, ("kozmik dağın kraliçesi"; Nintu, "doğurgan kraliçe" gibi çeşitli adlar verilen tanrıçayla özdeşleştirilmiş olabilir- evrenin düzenlenmesini, insanın yaratılışı ve uygarlığın kuruluşunu başlattı.(Kramer, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, s.83)

    Bu konu aşağıdaki "Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı" adlı Sümer şiirinin giriş bölümünde şöyle anlatılmaktadır:

    Gök yerden uzaklaştıktan sonra, Yer gökten ayrıldıktan sonra, insanın adı konduktan sonra,
    Anu göğü ele geçirdikten sonra, Enlil yeri ele geçirdikten sonra, Ereşkigal Kur'un ödülü olarak ele geçirilip ***ürüldükten sonra,

    O denize açıldıktan sonra, Baba Kur'a doğru denize açıldıktan sonra, Enki Kur'a doğru denize açıldıktan sonra; (Kur) krala ufak taşlar fırlattı, Enki'ye koca taşlar fırlattı; Onun küçük taşları, el kadar taşlar, Onun koca taşları,... kamışların taşları, Enki'nin gemisinin omurgası, Saldıran kasırgaya benzeyen savaşta yenildi;

    Krala karşı, geminin serenindeki sular, Kurt gibi yutuyordu, Enki'ye karşı, geminin ardındaki sular, Aslan gibi vuruyordu' (Kramer, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, s.80)
    Şiiirden anlaşıldığı üzere başlangıçta bütün olan gök ve yer birbirlerinden ayrıldı ve böylece insanın yaratılışı buyuruldu. Ardından gök tanrısı Anu göğün, yer tanrısı Enlil de yerin hakimi oldular.
    insanın Yaratılışı

    Sümer mitolojisinde insanın tanrılara hizmet etmesi için yaratıldığı anlatılır.Hava tanrısı Enlil tanrılara hizmet etmeleri maksadıyla Enki'nin tavsiyesiyle tahıl tanrıçası Aşnan ile sığır tanrı Lahar'ı yaratmıştır. Ancak bu iki tanrı bir gün öyle bir kavgaya tutuşmuşlar ki tüm işleri yapmaz olmuşlar. Kendilerine hizmet edilmeyen tanrılar bu konuya Enki'ye ***ürüp şikayette bulunmuşlar. Uyuduğu için olan bitenden haberi olmayan Enki, tanrıça Nammu ve doğum tanrısı Ninmah'a insanı yaratması emrini vermiştir. Ninmah ve Nammu "derin suların üzerindeki" balçığı kararak insanı yaratmışlar.insanın yaratılışı şerefine verilen şölende bütün tanrılar içerek sarhoş olmuşlar. Sarhoşluğun tesiriyle Ninmah'ın yarattığı altı insanın hepsi kusurlu olmuş.Ardından Enki'nin yarattığı insan da akli ve fiziksel bakımdan kusurlu olmuş. Hatasını düzeltmesi için Ninmah'tan yardım isteyen Enlil'i tanrı Ninmah yaptığı hatadan dolayı lanetlemiş.

    kaynak: samuel noah kramer ,tarih sümer' de başlar ,yaratılış bölümü.

    (bkz: tarih sümer de başlar)

    (bkz: sümer dini)

    (bkz: sümer tanrıları)

    (bkz: sümer kralları)

    bu hikayeyi bir de inandığınız din kitaplarını açınız ve karşılaştırınız.

    (bkz: Bahailik), (bkz: Budizm), (bkz: Hıristiyanlık), (bkz: Hinduizm), (bkz: islamiyet), (bkz: Musevilik)/ (bkz: Yahudilik), (bkz: Sihizm), (bkz: Şinto), (bkz: Tengricilik), (bkz: Zerdüştlük)
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük