bir ayak sesi duymayayım kapıya koşuyorum
gelen sen misin diye
bir sarı saç görmeyeyim yüreğim burkuluyor
ağlamaklı oluyorum
her şey bana seni hatırlatıyor
gökyüzüne baksam gözlerinin binlercesini görürüm
bir rüzgar deyse yüzüme
ellerini düşünmeden edemem
yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
tadı senden gelir yediğim yemişlerin, içtiğim içkilerin
ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı, bu emsalsiz hüzün
seni beklediğim içindir
resmine bakamaz oldum
uykulardan korkuyorum artık
utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
şu sedir, hala gelip oturmanı bekliyor
şu ayna, karşısında güzelliğini seyretmeni
şu kadeh, dudaklarına dokunabilmek için duruyor masada
ve şu saat...
geldiğin anda durabilir sevincinden
zaman çıldırabilir...
çünkü benim dünyamda ölümsüzlük
seni sevmek demektir
metalci adama müslüm baba dinletecek çılgınlıkta yoğun hüzün hali.
bi' de jiletler bu adamlar kendilerini... kanı siyah olan metalcidir, ele verir kimliğini. punk'çıların kanı da pembe akar derler, çok kıskanırım misal.
öyle kıskanırım ki rap dinleyecek kadar efkar basar.
gerekli gereksiz bastıran insanın başını dumanlı kılan duygusal anıların kıpraşma ve su yuzune çıkarken buzdan kabukları kırması ile oluşan boktanlık halidir.
bu gün öyle efkarlıyım ki dostlar, yeminle tek dikişte içerim koca akdeniz'i.. lakin tonlarca tuz götümden nasıl çıkar onu gözüm kesmiyor diye düşündüren başlık.
Fikirler, düşünceler anlamında kullanılmıştır. Bu anlamıyla 19. yy’ın ikinci yarısında kullanılmaya başlayan bu kelime birçok deyimde görülmektedir:
Efkâr-ı Bâbıâli: Sadrâzam ve çevresindeki nazırların ortak siyasal düşünceleri, hükümet görüşü. Ayrıca, Bâbıâli’nin kurulduğundan beri güttüğü çalışma düzeni. (Mahmud Nedim Paşa'nın bu düzeni çok iyi bildiği ileri sürülmüştür.)
Efkâr-ı Cedide: Yeni Osmanlılar'ın savundukları ilerici görüşler ve demokrasi istekleri.
Efkâr-ı Hümayun: Padişahın düşünce ve taşanları.
Efkâr-ı Hürriyet: Fransa ihtilali'nin dünyaya yaydığı özgürlük düşüncesi.