türk basketboluna adını altın harflerle yazdırmış ve aynı zamanda bu aralar saçma sapan bir kanunla kapatılmak istenen klüp. tütün ve içki markalarının hiçbir spor dalına sponsor olamayacağını anlatan bu bozuk zihniyetli yasanın hangi sapık zihniyetli partiden çıktığını tahmin etmek aslında zor değil.
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
pazar günü beşiktaş'a karşı oynadıkları playoff ilk maçı sonrası charles smith ve bootsy thornton adlı iki oyuncusu doping kontrolüne en az yirmi dakika geç giden ve artık dopingi kurumsallaştırdığı kesin olan takım. wada yetkilileri tarafından da rapor edilen bu olay sonrası bakalım federasyon ne yapacak? efes cephesi ile herhangi bir artniyet aranmaması gerektiğini söylemiş. ulan önce kerem gönlüm, şimdi bu. hep size mi denk geliyor bu kötü tesadüfler?
kazandığı müthiş başarılara ve sağlam geçmişine rağmen türk basketboluna geçen sezon dopingi sokmuştur. 2-0 geriden gelip 4-2'ye taşıdıkları seri sonunda yapılan kontrollerde rastgele seçilen 2 oyuncusundada yasaklı madde tespit edilmiştir. keşke bu tip oyunlara girmeden alsalardı geçen sezonki şampiyonluğu. zira böyle önemli bir geçmişe ve sayısız şampiyonluğa sahip bir takıma yakışmadı bu olay...
yaz günleri evdeysen bir de haftasonu, bu saatlerde odanda müzik dinlerken eski kaşarla başlayan, akşama doğru evinin balkonunda ailecek yemeğin yanında hep beraber devam eden, gece ise fındık fıstık sigara güzel bir müzik eşliğinde devam eden keyifin adıdır.
euroleague maçlarının yayın hakkını kendisi pazarladığından ve hali hazırda skyturk'le anlaşması bulunduğundan bu sene de euroleague maçlarını skyturk'ün yayınlayacağı takım.
cocukluk kahramanidir; 96 ruhunu yasamayan anlayamaz kolay kolay, neden bu kadar özel ve degerli oldugunu.
ankara'dir; soguktan donarken naumoski'den imza alacagim diye salonun arka kapisinda beklemektir saatlerce. noumoski yerine ufuk ve mirsad'la yetinmeyi ögrenmektir günün sonunda.
tutkudur; okulu asip gidilen maclarda cigerleri yirtarak tezahürat etmektir, bir dakika bile oturmadan. eve sesi kisilmis, kollar bacaklar tutulmus gelmek ve azar isitmektir aileden.
fanatizmdir; ilk kez bir takimin kadrosunu ezbere sayabilmektir. ilk kez bir takimin formasini almaktir. ilk kez bir maca giderken suratini beyaz ve maviye boyamaktir.
aciklama yapmaktir; "yahu sen bjk'li degil misin, nasil baskette baska bir takimi tutabiliyorsun?", "iyi madem baska takim tutacaksin, ankara'lisin ptt neyine yetmiyor?" sorularina yilmadan ve usanmadan ayni cevaplari vermektir.
zafer sarhosu olmaktir; mart 1996'da, heyecandan izleyememektir son bir kac dakikayi, aglamaktir mac bitince kupayi kaldiranlarla beraber. hala saklamaktir ertesi günkü gazetelerin sararmis sayfalarini.
su bir kac cümleyi yazarken bile gözlerinin dolmasidir, gecmise dogru bir kac adim atildiktan sonra...
bir nesil efes'le büyüdük biz. bir nesil efes'le sevdik basketbolu. bir nesil icin cok büyük bir tutkuydu efes, özellikle anadolu'da kapali gise oynanan maclardaki kahramanlarimizdi oyuncular.