hayranı olduğum yönetmen tarafından çekilen ve hayranı olduğum oyuncunun başrolü oynamasıyla benim için bir şölene dönüşen modern bir masal. tim burton filmdeki edward karakteriyle kendini anlatmaktadır aslında.
tim burton ve johnny depp ikilisinin harikalar yarattığı film.
ayrıca tim burton ve johnny depp'in buluştuğu ilk film.
izlediğim en duygusal ve etkileyici iki filmden biridir. edward* kim'e* aşıktır ve dokunmak ister ona ama dokunduğunda kanatır elleri.hissetmektir sadece amacı canını acıtmak değil kim'in. ama dokunmazsa hissedemez ki.
tim burton'ın en kişisel filmim diye adlandırdığı filmi. niye mi?
çünkü kendisi de tıpkı filmdeki gibi evlerin , arabaların, hatta insanların bile aynı olduğu bir banliyoda büyümüştür.
edward gibi yetenekli ellere sahiptir. tim burton'ın çizimlerini takdir etmemek mümkün değil.
aynı zamanda tim burton da edward gibi hep yalnız olmuştur.
bunları öğrendikten sonra izleyince daha da bir iç burkuyor edward'ın hikayesi.
Benim için harika bir trajeDiydi.
Konuyu bir yana bırakın,çocuğun ellerinin olmaması ve kızın ona umutsuz bir şekilde bağlanması...
Acıklıydı kızın çocuğa sarılması..
mucidinin takma ellerle ed'e geldiği sahne, akabinde aniden ölmesi, olanlara bir anlam veremeyen edward, mucidine dokunmak isterken onu yaralaması, aynı şeyi sevdiği kıza da yapamaması.....gibi saymakla bitmeyecek bomba oyunculuklarla dolu sahneleri olan süper film.
masal tadında, ama bir o kadar da gerçekçi tim burton filmi. bana biraz sait faik abasıyanık'ın dülger balığı'nı hatırlattı.
toplumun ilginç bir özelliğiyle öne çıkan insanlara tepkilerini anlatır. hani biri anormal bir özellikle yaşamak zorundadır, bu özellik insanların yararına kullanılabilir. insanlar işlerine yaradığı sürece o insandan yararlanırlar, onu bir şekilde yüceltirler. sonra bir şeyler ters gitmeye başlar, o özellik birileri tarafından sömürülmeye başlar, bu sömürülmenin sonuçları insanların hoşuna gitmemeye başlar. bu sefer o insanın yaptığı güzel şeyler unutulur, hatta insan olarak bile görülmemeye başlar, "engelli" diye nitelendirilir. o kişinin niyetleri değil, eylemlerinin sonuçları önem kazanır, hatta o kadar ki, insanlar sonuçların güzel olanlarını bile görememeye başlarlar. bu farklı kişilik, toplumdan izole bir şekilde yaşamaya mahkum edilir, nitekim burası "normal"lerin dünyasıdır.
çocuk yaşta izlemiş olmama rağmen unutmadığım sayılı filmlerden bir tanesi, insan psikolojisi üzerinde izler bıraktığı kesindir. başrolde oynayan oyuncunun johnny deep olduğunu biraz önce tesadüfen öğrenmiş bulunduktan sonra "vay anasını" dediğim film olmuştur aynı zamanda. nerden baksan 15 yıl kadar önce izlediğim bir filmin son sahnesi halen gözlerimin önündeyken kocaman bir helal olsun diyorum johnny deep'e.
Büyüklere hikayeler tadında yumuşak keyifli bir film. Filmin genel özeti fantastik bir karakteri canlandıran depp sırf o yelloz karıya kaymadı diye, sırf aşk nedir? E yaklaştı diye başına gelenleri anlatıyor. Hadi bırak aşkı depp o karıya kaysaydı işler bu noktaya gelmezdi. Güzel film, naif film, çok şey vaad etmemesine rağmen depp'in döktürdüğü film.
Filme attığım bok= Son sahnedeki ilk heykel çok plastik duruyor…
Ne zaman ortalik sogumaya baslasa, hafiften kar yagmaya baslasa aklima ilk dusen filmidir. Filmin geneline hakim olan kasvetten midir yoksa insani huzunlendiren o muhtesem danny elfman harikasi sountrack'ten dolayi midir bilinmez kesinlikle kisin gokten karlar duserken izlenmesi gerekir. Herseyiyle ama herseyiyle harika olan bir filmdir. Muzigin, senaryonun, oyunculugun cok guzel bir bicimde harmanlanmis halinin en guzel orneklerinden bir film bu. Ve bir Johnny Depp var ki oynamis diyorsun adam. Oyunculugu karsisinda saygi ile tekrar tekrar egiliyorum.
Iste oylesine guzel bir film bu. Turlu turlu duygulari ayni anda yasatiyor adama. Kalbini isitirken bedenini usutebiliyor, gulumserken huzunlendiriyor. Tam bir masal aleminde buldugun an kendini, gercekler yuzune carpiliyor. Gercekler acitiyor icimizi, edward'in acisini iliklerimizde hissediyoruz. Edward kucuk seylerden mutlu olabilen bir karakterken, bizler insan olarak neden hicbirsey ile yetinmedigimizi sorguluyoruz. Dusunuyoruz sonra tekrar edward'a hayran oluyoruz. Gozlerimizden bir iki damla suzuluyor kendimize mi agliyoruz edward'a mi bilemiyoruz..
Evet asla sadece bir ask filmi denilerek gecilmemeli cunku kesinlikle ondan fazlasi. Oyle sık sık izlenmemeli sirf o sahip oldugu buyuyu kaybetmemesi icin.
* Edward scissorhands karakteri icin Jim Carrey, Tom Cruise ve Robert Downey Jr adi gecmis ama sonunda rol Jonnny abimize verilmis.
* Danny Elfman bu filmin muziginin simdiye kadar yaptigi film muzikleri icersinde en sevdigi film muzigi oldugunu belirtmis.
* Tim Burton filmin ortaya cikis fikrini kendisinin cocukluk zamaninda yaptigi bir cizimden almis.
* Edward scissorhands filmi Tim Burton'un su ana kadar yaptigi tum filmler icinde en favori filmi imis.
* Edward'in evine donerken olan kacis sahnesinde Johnny Depp uzerinde ki deri kostum ve degiskenlik gosteren hava sicakliklari sebebiyle bayginlik gecirmis.
* Johnny Depp bu filmde sadece 169 kelime konusuyor.
* Film ilk etapta bir muzikal olarak dusunulmus.
* Johnny Depp bu film icin 11 kilo vermis.
kim demişti hatırlamıyorum ama; tam olarak gözümde beliren senaryo şu, danny elfman'ın iç ısıtan melodileri eşliğinde: gaz lambasının ışığında çocuğuna okunacak masal bu film.
ellerinin yerinde makas olması fikri nasıl bir anda ortaya çıkmıştır merak ettiren film. ayrıca johnny depp'in solgun yüzü makyajla yapılmış olsa da gözlerindeki hüzün harika bir oyunculuğun kanıtıdır. kesinlikle izlenmesi geren bir film.
insanın yüreğinde minik bir sızlama ile biten filmdir. alışılmadık şekilde zarif ve hassas bir adamın öyküsüdür.
ayrıca Johnny depp ve tim burton tarafından yaratılan işlerin muhteşemliğine bir kez daha inanmamı sağlamıştır.
kim'in edward'a seni seviyorum demesi üzerine edward'ın gözlerini bir kapatışı var ki.. yaşadığımı hissettim.
çok mu sulugöz bir insanım bilmiyorum ama bir güzel ağladım ben bunun sonunda. kendime de kızdım bir yandan nasıl bunca zaman keşfedemedim ve izlemedim diye. filmi izlerken "şunları şunları yazayım." dedim ama şimdi hiç birşey yazamıyorum hepsi uçtu gitti aklımdan. o yüzden siz sadece izleyin.
ben bu gece edward isimli bir aşıkla tanıştım siz benim gibi geç kalmayın ve bir an önce edward'la tanışın.. aşk diye bir şey gerçekten varmış diyeceksiniz..