e. e. cummings, 20. yüzyılın en yenilikçi ve etkili şairleri arasında yer alır.
kendi amaçları ölçüsünde dil kurallarını yeniden revize eden bir şairdir.
dilde dinamik bir kullanım yaratmak adına geleneksel noktalama ve sözdizimlerini görmezden gelir.
ve böylece kişisel stilini yaratmıştır.
geleneksel olmayan bir üslupla yazmış olduğu şiirlerine rağmen, cummings o dönemlerde büyük bir popülerlik kazanmayı da başarabilmiştir.
evet, stili her ne kadar yenilikçi olsa da; eserlerinde aşk, çocukluk, doğa temalı konulara ağırlık vermesi gelenekselci bir tutum takındığını da gösteriyor aslında.
eleştirmen randall jarrell, cummings dışında hiç kimsenin genel okuyucu kitlelerini cezbeden deneysel şiirler yazamadığını ve yenilikçiliğin simgesi olamadığını dile getirmiştir.
e. e. cummings aynı zamanda başarılı bir ressamdır. anlayacağınız sanat tarihine de damgasını vurmuştur. ama şairliğiyle daha çok ün saldığı için ressamlığı arka planda kalmıştır ne yazık ki.
E. E. Cummings ismini kullanan Amerikalı şair, ressam, deneme ve oyun yazarıdır.
Kendisi kesinlikle küçük harf kullanırdı şiirlerinde. şimdi sözlüğün tamamen küçük harflerden oluştuğunu görebilseydi rahmetli, ne kadar sevinirdi kim bilir.
Hayatı boyunca dokuz yüzden fazla şiir, iki roman, birkaç tane de tiyatro oyunu ve deneme kitabının yazarı olan Cummings'in, bunların yanında birçok tablosu bulunmaktadır. 20. yüzyıl şiirinin en önde gelen ve popüler yüzlerinden biridir.
Kendisini Ahmet mithat efendiye benzetiyorum.ikiside çok fazla eser üretti hayatları boyunca.
Bugün ölüm yıl dönümü büyük yazarın.
" Seni diğerlerinden farksız kılmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş başladı mı artık hiç bitmez..."(E.E.Cummings)
şairlerin ressam olduğu yerde yaşamak isteyen şairdir.[belki romancı belki de bir oyun yazarı, ressamlığı belki de ön plana çıkarmak istiyor]. resim çizer gibi şiir yazması bu nedenledir. aslında yaşamak istediği yer çin'dir. yalnızlığı anlatan şu şiiri kesinlikle okunmalıdır;
''birisi, kadınlı erkekli kimsenin kendisinden hoşlanmadığı bir kasabada yaşamaktaydı. meşgul ahali kendi sıkıcı yaşamlarındaki olumsuzlukları ekmişlerdi. sadece kasabadaki çocukların bir kısımı haberdardı birinin de yaşadığından ve onu hiçbiri adında bir kadının sevdiğinden. çocuklar bir yandan büyürlerken bu gerçeği unutmuşlar, erişkinliğe geçişle birlikte diğer insanların saflarına ve sıradanlığa katılmışlardı. tüm bunlara rağmen hiçbirisi birisini sevmeye devam etmişti, öyle ki onun herhangi bir şeyi onun için herşeyi oluvermişti. yaşam sürdükçe kasaba halkı kendi sıradan hayatına dalmış, birileri kendi her biriyle evlenmiş, çocuklar büyümüş ve birisi ile hiçbirisi de yaşlanmıştı artık. sonunda bir gün birisi ölmüş ve yalnızca hiçbiri eğilip öpmüştü yüzünü. sonunda hiçbiri de ölmüş ve meşgul ahali onları yan yana gömmüştü. insanlar yaptıklarını yinelemeyi sürdürmüşlerdi, doğan ve batan güneşin, ayın ve yıldızların altında, tüm hava koşullarında''
kendinden
b-aşka ben o-
lmamak içi[n]
savaşanbirbüyük
usta[dır]kendisi.
düşünmüştür:birkadına
birçocuk[la] vur-abilirmisiniz
ya da çocuk-[lu]bir kadı-
na vurabilir misini.z
kimi lirik dize ve şiirleri günümüz şiiriyle kıyaslandığında biraz eskimiş de olsa, şiir yazarken akıl ve bilinç alanını tamamen terk edip esrik bir ruh hali ve şair sezgileriyle kainatın ruhuna sızıp baş döndürücü güzellikte şarkılar söyleyen, dünya savaşı sırasında ambulans şoförlüğü yapmış, casuslukla suçlanmış, borges tarafından kaçık olmakla itham edilmiş, ironi konusunda çok az ozanın eline su dökebileceği, isimlerinin baş harflerini küçük yazmayanın şiirden anlamadığı kabul edilen, çiçekler ve kuşlarla dost, arkadaş dev ozan.
`bilmiyorum nedir o şu sende olan bir kapanan
bir açılan; yalnızca içimdeki birşey anlar
gözlerinin sesi daha derindir tüm güllerden
hiçkimsede,yağmurda bile,yok böyle küçük eller`
kalbini yanımda taşıyorum
seni kalbimde taşıyorum
ve hiç şüphem yok ki nereye gidersem gideyim
sen de benimle geliyorsun
ve bir başıma yaptığım herşeyi aslında
sen de benimle yapıyorsun
kaderden korkmuyorum
çünkü sen benim kaderimsin tatlım
dünyayı istemem
çünkü güzelim
benim dünyam sensin
gerçeğimsin...
işte kimsenin bilmediği derin sırrım
işte köklerin kökü, göklerin göğü
ve hayat denen gökler ve kökler
ruhun alabileceğinden daha çok büyüyebilen
aklın saklayabileceğinden
bu yıldızları birbirinden ayrı tutan mucize
kalbini yanımda taşıyorum
ve seni kalbimde taşıyorum..