(#5151967)insanı da bu şekilde delirttiklerinin de olduğu bi konudur:
beğeni ve hayranlığın doğal olduğu zaten ortada bunu başka şeyle örtmeye çalışan yok düzgün okuyana sadece. o komik güruh bunu yapan erkekler(hadise vs. örneği) kendi yaptıklarıyla aynıymış gibi yazanlar ve olmaması gerekirmiş gibi gerzekçe hakaret edenler. bunu görmeyen çok daha komik, hele bi de çok bilmiş çok bilmiş bi halt anlamış gibi yazmıyolar mı!! tavsiyem önce okuyun sonra anlamaya çalışın sonra da cevap yazın. varsa tabi ki .madem doğal o zaman da sorun yoktur çelişmeyin ki çeldirmeyin!!!!
bu kızlar zamanında daniel radcliffe denen herife aşık olmuşlardır ama o sakal bırakmaya karar verince daha makul bir seçenek olan robert'a kaymışlardır. ben olsam ben de öyle yapardım moruk.
not: yazarın sevgilisi yazar üzerinde "robert'a hayran olacağına jude'a ol da karizmamız çizilmesin" temalı konuşmalar yaptığından mütevellit jude law seçilmiştir. yoksa ben de bilirdim bir rabırt'a ağzımın suyunu akıtmayı.
ağızlarının suyunun akmasını, hadise denince ağızlarının suyu akan erkeklerle örtmeye çalışan, rezilliklerini daha da gün yüzüne vuran komik güruhtur. efendim bir insana hayranlık duymak normaldir, yakışıklı dersin, adamın filmlerini takip edersin, sıçtığı bokun santimetresine kadar bilirsin, ama 18 yaşını geçtikten sonra "edvord oşkom bonom!" demek ayıp oluyor, komik oluyor, iğrençsiniz lan!
ünlü bir hatunun başlığında "dibim düşüyo lan bu karıya of anuna goyim!" temalı bir entrymi gören olursa bana da haber versin, bunu da belirteyim bak ben şimdi.
buyrun?sadece bi beğenidir ayrıca kızlarda bu. erkeklerde hasara bile sebep olur ama kompleksli olanları da gelir ha böle başlıklara atlar hakaret etmeye çalışır.
ayrıca
(bkz: anjelina, adriana, hadise...vb deyince beyni akışkanlaşarak dibinden düşen erkek)
bir edward ile hayatının bir anını, paylaşmış kız davranışıdır.
genele şamil degildir, edward ına, agzına, suyuna ve kızına göre degişkenlikleri olan 4 bilinmeyenli denklemdir kendisi.
not: genel a degil % 10 bile dogru olsa, üniversiteli erkeklerin en az yarısının ismi edward olur, üniversiteli kızlarında en az o kadar oranda orospu olması gerekirdi.
meşhur olmadan önce "ay ne de tipsiz edward'mış buuuu" diyen, fakat meşhur olduktan sonra "edward edward illaki edward olsun" diyen kız tipidir.
(bkz: illaki pınar sucuk)
(bkz: goodboy goodboy)
popmundo isimli online rpg oyununda, can sıkıntısıyla kendileri hakkında bir blog döşemiş bulunduğum güruhtur. sözlüğe uyarlamayı düşündüm fakat gerek görmedim, alınız okuyunuz efendim,
***
popmundo'ya fazla kaptırmış olacağım ki, milliyet'te sevgili ilanı verebileceğim bir bölüm aradım. tek şartım vardı, sevgilim edward cullen denen dallamaya aşık olmayacak, onu gördüğünde çığlık atmayacaktı. beğenebilirdi, ona bir şey diyemeyiz tabi ki; fakat bu, "yakışıklı çocuk vesselam" ile sınırlı kalmalıydı. dünyaca ünlü, yanından geçemeyeceğin adamla evlenip mutlu yuva kurma hayallerinin tam orta yerine sıçayım ben senin. abicim, edward'a da kızamıyorsun şimdi. cedric diggory rolünde az izlemedik, o zaman ufak tefek şirin bir adamdın, ailecek severek izlerdik. fekat şimdi kızkaçırana dönmüşsün.
yediremiyorum bir de ben, edward aka robert pattinson'dan daha karizmatik birisi olduğum halde, onun benden fazla hayranı olmasını. sokakta beni gören kızların "ayh lars senin büllüğünü koparırım canım ya!" diye çığlık atmalarını bekliyorum, ama yapmıyorlar. mahzun mahzun geçiyorum oradan, başım önüme düşüyor; önümde taş olduğunu görüp biraz sağa seyirtiyorum, çotank diye direğe giriyor kafam. "ayh lars senin kafanı zkiyim ahaha" diye çığlık atıyor kızlar, güneş sistemi girmiş götüme, kafamda yıldızlar dolaşıyor, ben bilmiyorum. bir kola kutusunu tekmeliyorum, taş çıkıyor içinden. hemen sonra, karga ceviz fırlatıyor kafama, terliği çıkarıp fırlatamıyorum beyninin orta yerine.
hak ettiğim ilgiyi göremiyorum, edward allah belanı versin, seninle uğraşmak istemiyorum ben. stephanie'ye de iki çift sözüm var. modem kablosuyla boğayım seni, adam mı yoktu başka? niye yazdın lan böyle vampirli gubidik hikaye? bilimkurgu yapma bana, indir o eli. böyle böyle abazan oluyor kızlarınız, böyle böyle aptallaşıyor evde kalmış, hiçbir bok olamamış kibirli uzun saçlı yaratıklar.
ben hayatın kendisine karşıyım lan aslında. senin kızın salaksa edward'ın suçu ne? kızlar benim için çığlık atmıyorsa benim suçum ne? aa bi' dakka lan, karıştı.
beni de sevin, ben daha gakışıklıyım. aslında tek derdim, edward'a aşık olmayacak akıllı bir kızdı, benim derdim kendimle.
birinci gruba giren* hanımlar hayatında hiç mutlu olamamış, yakışıklı erkek nedir bilememiş, kıllı kırolardan, arabalı oğlanlardan hoşlanan buna rağmen kendini beğenmiş tiplerdir.
bunlardan fazla şey beklemeyiniz. zaten yeteri kadar donanımsız olduklarını cümleleriyle ve tercihleriyle belli ederler.
ikinci modeller ise erkek düşkünü, hangi ünlü erkeğin neresinde daha fazla kas varmış gibi saçma şeylerle oyalanan, libidosu tavanda gezen ezik psikolojili hanımefendilerdir.
bunlar içinse söylenecek söz dahi bulunmaz. hep ulaşamayacağı erkeklerin hayaliyle, saçma sapan bir şekilde gözüyle kaşıyla ilgili konuşan bu kızlar bu ezikliği hiç kabul edemez.
bize bu iki grubu birleştirip, ıslatıp, kızılcık sopasıyla dövmek düşer.
bahsedilen edward, edward norton ise doğruluk payı olabilecek önerme. nasıl erkekler angelina jolie' ye, adriana lima' ya uzaktan uzaktan ağızlarıın suyunu akıtarak bakıyorsa kızlar da edwardlara aynen öyle bakar. nasıl ki her erkeğin yanında bir adriana yoksa, her kızın yanında da bir edward olması beklenemez.
hepsi şüphesiz, dimdirekt gerzek olan; ancak edward'ın hayaliyle yaşayabilen kızlardır. yakışıklı erkek arkadaşları yoktur, yakışıklı bir erkekle ilişkide bulunmayı akıllarının ucundan geçiremezler. gerçekten bir vampir zannettikleri, yiyip içip sıçan, tek suçu yakışıklı olmak olan robert pattinson'ın bir gün kendilerini gelip alacağına inanarak yaşarlar.
eksilemeden önce ağzını falan bi' sil, mausa yabışıyo, sonra çoluk çocuk oynuyo falan. bir vampir tarafından ıstırıldınız, öpüyon.
akıttıkları suyun nedeni norton* olanı olsa gam yemeyeceğim kızlardır. hayır, beğenme konusundaki argünamlarının temelinde abaza kızların "ohmş, süt gibi" tabir ettikleri ten rengi olabilir. e herkesin esmer, yanık ten olduğu bir memlekette doğaldır, kuzeyin bu konuda o kadar takıntılı olmadığını biliyorum.
şimdi bunlar siz de "angelina jolie" diye ağzınızın suyunu akıtıyorsunuz diyecekler, haklılar. ancak farkında olmadıkları ise, biz "angelina" diyerek ağzımızın suyunu akıtmaktayız, "lara*" diyerek değil.
"robert*" diyerek sevenlerin gözlerinden öperim.