interview with the vampire filmini izleyen erkekler tarafından iplenmeyen kişi. 90ların ergen kızlarının, genç kızlarının damak tadı cidden iyiydi 2000lerin sonuna göre.
ee her geçen yıl gençlikte zeka özürlülüğü almış başını gitmekte. kalite, sanat, oyunculuk nedir bilmeleri gerek.
kimine göre ruh hastası psikopat saplantılı moruk bir aşık, kimini ise gün boyu leyla modunda gezdirip hayaller dünyasına itekleyen über yakışıklı bir vampir.
hiç öyle "türk erkekleri gitsin yerine edward gelsin"e falan girmiycem. zira türk kızları ile rus kızlarını takas etmeyi düşleyen bi grup insanı sinir bozucu olarak gördüğümden aynı sikko durumun içine ben de düşmek istemiyorum. zaten desem nolacak ki anasını satayım. çözüm üretmek lazım onun yerine.
neymiş bu edward'da böylesine kızları uçuş moduna sokan? bi incelemek gerekirse :
yakışıklılık: Allah vergisidir, vermeyince olmuyo işte. çok zorlamamak lazım. fekat olaya mantıklı bakmak gerekirse, her malın bi alıcısı vardır. bi ton jöle sürüp antin kuntin şekil yapmaya, tiki tiki dolaşmaya hiç lüzum yok anlıcağın. o değil de mal diyince kendimden tiksindim bi an. neyse siz anladınız onu.
romantizm: olayın kopuş noktasıdır kanımca. şahsen edward "ışıkları kapatalım, mumları yakalım, havada romantizm olsun" tarzının dışında çalışıyor biraz. onun yerine sevdiğinin gözlerine, ona hayatının anlamı olduğunu hissettirecek şekilde bakıyor, hem de saatlerce. evet lan bu romantizmdir işte. mal gibi saatlerce bak demiyorum. ama öyle bi bak ki karşındaki senin "o" olduğunu anlasın. bi de mağlum o iki sözcüğü de ekledin mi kız uçuş moduna geçer, geçecektir.
kültürlü olmak: e bunu zaten sevgilin için değil kendin için yapıver bi zahmet. odun olma. entel de olma, o da çekilmiyor. arası ol sadece.
başka çağdan gelmiş gibi konuşmak: kibar ol. bi de edebiyatla ilgilen biraz. her saniye romeo modunda dolaşman elbette saçma olur, ama güzel bir an yakaladığın anda da karşındakinin aklını alacak bir alıntı yap. fakat içten söyle. destan yazıp ezberlemeye gerek yok, tek cümle yeterli. hem edebiyat iyidir, ufkunu genişletip açıklayamadığın duyguları açığa çıkarmana yardımcı olur. valla bak.
piyano çalmak: tamam bu yetenek işidir, kabul. her yerden mantar gibi fazıl say bitmesini elbette bekleyemeyiz. ama ilgin varsa müziğe, en azından dene yani. piyano şart değil (ama tercihtir genelde). obua mı seviyosun, bir başla bakalım. virtüöz olmana gerek yok ki. kaliteli müziğe ilgisi olan erkek her daim ilgi görür, beğeni toplar bunu da söyleyeyim burada. hele bir de ona beste yaparsan, neredeyse oldun demektir sevgili okur.
hızlı olmak, ağaca tırmanmak (bilimum olağandışı hareket): tamam biz kızlar hayal dünyasında yaşıyoruz kimi zaman, kabul. ama düşünsene, sevgilin yıldırım gibi hareket ediyor yanında sürekli. hık diye gider insan korkudan lan. biz onu hayal dünyamızda seviyoruz yani, öyle bir şey istemeyecek kadar aklımız var hala çok şükür. yok sevgilin "ayy edward ağaca tırmanıyo sen neden yapamıyosuaan" derse, bir kezliğe mahsus tut kızı kolundan çıkar bi şekilde ağaca. "indir beni hayvan heriiif" diye bağırmazsa ne olayım. e hak etti ama..
korumacılık: sizden istenen hayat kurtarmak falan değildir, yaparsanız süpersiniz zaten. ama sevgiliniz düştüğünde veyahut bir yere çarptığında afedersiniz öküz öküz gülüp dalga geçmekle olmuyor işte. o acı çekerken aynı acıyı sen de çekiyorsan ve acı çekmemesi için elinden geleni yapıyorsan olayı çözdün demektir. yoksa tek elinle araba durdurmanı falan istemiyoruz. onun yanında güçlü durup kendini güvende hissetmesini sağla. fakat bunu yaparken body guard ya da "onu yapma bunu etme hööt" abisi moduna girme lütfen. hoş olmuyor.
daha yazılır mı, yazılır aslında. ama işin özü basit: içten sevmek ve bunu hissettirmek için özveride bulunmak. yok ben odun olmaya devam edicem niyetinde olanlar, bir hayal kahramanıyla daha çok karşılaştırılacaktır, yazıktır.
bütün kızların hayran olduğu sevgilim dahil fakat benim bir türlü ısınamadığım hatta iğrendiğim (ki bu sözümden dolayı kızlardan eksi alacağım) gay olduğu haberleri çıkan oyuncu. (bkz: yıldıramazsın susturamazsın beni)
oynayan kişinin tipsizliğine rağmen, filmde, makyaj olsun, o olsun, bu olsun allah için çekici olan tatlı vampir..
fakat edward cullen ne kadar mükemmelliğin tesilcisi olsa da; bella swan adında ki o tipsiz kişiliğe tutularak bizleri şoka sokmuştur..
edward cullen; twilight sinemalar da gösterime girildiği anda -ki kız lisesinde bu durum çok çekilmez olabiliyor- sınıflarda, sokaklarda, telefonlarda sürekli konuşulan yeni erkek arkadaş idolü olmuştur..
bu vatandaşın sevilmesinin asıl nedeni bella swan'dır. neden? çünkü aslında edward normal bir vampirdir, yani vejeteryan olmasının dışında. edward'ı böylesine büyüleyici kılan, bella'nın ona olan aşkıdır. bella günlüğünde, yani kitapta edward'ı mükemmel bir şekilde anlatmaktadır. bu yuzdendir ki edward muhteşemdir. aslında her kadının gerçekten aşık olduğu bir adamı anlatılması istense ve sonra da filmi yapılsa yine o karekter muhteşem olurdu.
bir çok yerde * edward hatalıyken; bella suçu kendisine almaktadır. yani hayatını edward yüzünden kaybedecekken bile edward'dan özür dilemektedir, bu da bunun göstergesidir.
aslında biz edward'a değil, bella'nın gözündeki edward'a hayran oluyoruz.
üstelik uçuyor bu adam ve saçları da bozulmuyor, bu da bir etken olabilir.
kitaptaki edward cullen büyüleyici, 'adım bella olsun benim, edward da sevgilim olsun' diye düşündürtüyor insana, ancak filmde tipsiz bi eleman görünce hayal kırıklığı yaratıyor bünyede.
Hiç bir insanın sahip olamayacağı mükemmelliğe, tutkuya sahip vampir twilight karakteri.Hepsi onun gibiyse bende vampir sevgili istiyorum dedirtmiştir.Kitaptan sonra filmdeki edward hayal kırıklığı olmuştur.
facebook da -beni de ısır edward!- grubunu açtıran; kitap ve film karakteridir. *
karakterin, filmde beni en güldüren kısmı ise; güneşden kaçması ve kıza* güneşe çıktığımda benden korkma deyip güneşte edward'ın daha da güzelleşmesi, adeta bir kristal gibi parlaması. **
sözlük yazarıdır akıllıdır beyin adına bişey taşıyor diye düşündüğüm kızların bile ağız sularını akıtan film karakteridir. filmdeki edward cullen kitaptakinin 3 ay tuvalette kesintisiz sıçıp kurumuş hali gibidir. adamı body ye gönderseydiniz şişirseydiniz biraz. kürdan gibi vücud koca bi kafa. olmamış.
genç kızların yeni gözdesi. facebookta, msnde vs. sürekli karşıma çıkıyo. harry potterda cedric i oynarken niye bu kadar ilgi görmemişti onu da anlayabilmiş degilim. sanırım hemcinslerimin mazoşist duyguları kabardı bu filmi izledikten sonra ve hasta oldular elemana. hayır soluk tenli, psikopatlar gibi sessiz ve derinden hesabı davranarak gizemli/karizma görünmeye çalışan, hasta ruhlular gibi alttan alttan bakan birine neden bu kadar ilgi gösteriliyor anlayamıyorum. **
yemeyen içmeyen sıçmayan uyumayan ve sürekli sevgilisinin başında bekleyen bir örnek olarak kızların beklentilerini yükselten, bu yüzden erkekler tarafından her daim orospu çocuğu olarak hatırlanacak karakterdir. *