Edirne'de memleket toprağı diye Avel avel gezinip Bulgaristan'a girdikten sonra da "aaa buralar da aynıymış yaa" diyerek aynı avelliği sergilemeyi, adamı çoraplarını kadar soyarlar.
Özellikle dolandırıcı ve kaçakçıların Şanzelize cafesi olan kaptan andreu'dan uzak durun...
bu güzide şehirimizin trakyanın diğer bölgelerine göre neden bu kadar soğuk olduğunu bu yaşıma kadar anlamış değilim. dümdüz sazlıklar var şehirin etrafında, hani dağlık bir bölge olsa anlarım.
o muhabbetler insanın kurduğu arkadaş ortamıyla alakalıdır. gereksiz insanlarla muhattap olursanız böyle muhabbetler açılır tabii. öyle muhabbetler dönüyorsa müsaade ister kalkarsın. liseli ergen değilsiniz ya o nasıl muhabbet öyle.
Küçük ancak huzru ve mutluluğu içinde barındıran nadide şehrimizdir. Gezmek için gidilir, büyük şehirde büyüdüyseniz yaşamak için zorlanacağınız bir yer.
dunya savaslarina kadar dunyada ugruna en cok buyuk savas verilen sehir kendisi, adrianople. bilinen tam 15 tane kusatma ve meydan savasina sahne olmus sehir. cografi konumu sebebiyle stratejik acidan her gecenin kusattigi bir sehir.
''Rumeli insanının yeryüzünde yaşamadığı acı, çekmediği çile kalmamıştır"
19. Yüzyıl sonunda Edirne'nin bilinen en eski fotoğrafçılarından Basile Kargopoulo'nun objektifinden 93 Harbi diye bilinen 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı'nda dudakları, burunları kesilen Edirneli hemşehrilerimizi görüyoruz.