Edirne'nin fethinden sonra ilk saray Sultan 1. Murat tarafından 1365 yılında şimdiki Muradiye Küçükpazar ile Kırlangıç Bayırı arasında bulunduğu söylenen ve adına Kavak Meydanı denilen alanda yaptırılmıştı.
Cihannüma Kasrı Ancak daha sonra Sultan 2. Murat tarafından Tunca Adasını da içine alan bölgede Tunca'nın batısında bir ikinci saray inşaatı başlatılmış; Fatih Sultan Mehmet geliştirerek büyütmüştür. Bu Saray Saray-ı Cedid-i Amire, diğer ilk saray ise Saray-ı Atik olarak adlandırılır.
Bu saray başşehrin istanbul'a taşınmasından sonra da başta Fatih olmak üzere padişahların ilgi alanında kalmayı sürdürmüş, padişahların çoğu burada ikamet etmişlerdir.
1870'li yıllarda sarayın mahzenleri cephane depolamada kullanılmaya başlanmış; 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sırasında, Ruslar'ın Edirne'ye yaklaşması üzerine, Vali Cemil Paşa ve Müşir Ahmet Eyüp Paşa'nın emirleriyle ateşe verilmiş ve saray havaya uçurulmuştur.
Savaş sonrasında ise Vali Rauf Paşa'nın izniyle sağlam kalan yerlerden sökülen çiniler ve değerli eşyalar, yabancı ülke yöneticilerine hediye edilmiştir.
Bunların içinde ingiliz Kraliçesine 27 sandıkla hediye olarak gönderilenler büyük önem arz eder.
Günümüzde Kırkpınar güreşlerinin de yapıldığı bu saray alanına Edirneliler Sarayiçi adını vermişlerdir.
Bölgeye yakın olan mahallelerde yaşayanlar ise buraya Sarayiçi yerine; kısaca, Saray derler.
Fatih Köprüsü'nden kuzeye bakıldığında Saray'dan geriye kalan son parçaları şu şekilde sıralayabiliriz.
Solda Saray Mutfakları, ortalarda Babüssade (Saray'ın Saadet Kapısı) Babüssade'nin sağ yanında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan ve Cem Sultan'ın doğduğu yer olan Cihannüma (Has Oda) Kasrı.
Bu Kasr (Köşk) yedi katlı olarak yapılmıştır. En üstte Cihannüma Odası bulunur. Edirne Saray'ının en büyük Kasrıdır ve en geniş alana yayılanıdır.
Cihannüma'nın sağ tarafında Kum Kasrı Hamamı bulunur.
Kum Kasrı'nın bu adını, bulunduğu yerin sarı renkli kumundan aldığı rivayet edilir.