edip cansever

entry920 galeri57 video7
    735.
  1. "Kısaca söyleyeyim; anlamak yordu beni."
    4 ...
  2. 734.
  3. Herşeyin fazlası zararlıdır ya
    Fazla şiirden öldü edip cansever.
    2 ...
  4. 733.
  5. Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
    Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
    Mendilimde kan sesleri.
    7 ...
  6. 732.
  7. ikinci yeni* akımının şairidir.

    Binlerce, ama binlerce yıldır yaşıyorum
    Bunu göklerden anlıyorum, kendimden anlıyorum biraz
    insan, insan, insandan; ne iyi ne de kötü
    Kolumu sallıyorum yürürken, kötüysem yüzümü buruşturuyorum
    Çok eski bir yerimdeyim, çürüyen bir yerimden geliyorum
    Öldüklerimi sayıyorum, yeniden doğduklarımı
    Anlıyorum, ama yepyeni anlıyorum bıktığımı
    Evlerde, köşebaşlarında değişmek diyorlar buna
    Değişmek
    Biri mi öldü, biri mi sevindi, değişmek koyuyorlar adını
    Bana kızıyorlar sonra, anısızın bana
    Kimi ellerini sürüyor, kimi gözlerini kapıyor yaşadıklarıma
    Oysa ben düz insan, bazı insan, karanlık insan
    Ve geçilmiyor ki benim
    Duvarlar, evler, sokaklar gibi yapılmışlığımdan.

    Bilmezler, kızmıyorum, bunu onlardan anlıyorum biraz
    Erimek, bir olmak ve unutulmak içindeki onlardan
    Ya da bir başkaca şey: ben kendimi ayırıyorum
    O yapayalnız olmaktaki kendimi
    Böyleyken akıp gidiyorum bir nehir gerçeği gibi
    Sanki ben upuzun bir hikâye
    En okunmadık yerlerimle
    Yok artık sıkılıyorum.
    4 ...
  8. 731.
  9. Yüzümü size çeviriyorum, siz misiniz?
    Elimi suya uzatıyorum, siz misiniz?
    Siz misiniz, belki de hiç konuşmuyorum.
    Belki de kim diye sorsalar beni
    Güneşe, çarşıya, kadehe uzatacağım ellerimi
    Belki de alıp başımı gideceğim
    Biliyorsunuz ya bir ağrısı vardır gitmenin
    Nereye, ama nereye olursa gitmenin
    Hüzünle karışık bir ağrısı.
    25 ...
  10. 730.
  11. 729.
  12. "Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler
    Doğrusu en çok korktuğumuz şeylerdir gerçekte
    içimizde kahverengi bir dağ ölüsü yatar
    Bir yarasa ayaklanır. Aç gözlü bir kuş
    Varır kocaman bir şey olmanın bilincine
    Birden bir ses biçiminde, radyomuzun içinde
    Duyurur iki caz parçası arasından biri
    Ya gülünç bir yas töreni
    Ya toptan bir öldürme.

    Belki de
    Soğumaya yüz tutmuş bir fincan sütlü kahve
    Dönüşür ellerimizde kanlı, kırbaçlı
    Bastırılmış bir greve, yırtılmış dövizlere
    Örneğin üç yüz ölü, bir o kadar yaralı
    Ve sömürge şapkalı ve sten tabancalı
    Gözü dönmüş biriyle
    O güvenlik manşetleri birtakım gazetelerde.

    Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler
    Belki en çok korktuğumuz şeylerdir gerçekte
    Ki bütün işkenceler, ezinler ve kırımlar
    Damlayan bir musluktur yerine göre
    Yoksa bir enkaz altında bir ölüm
    Ya da puslu bir havada, bir cinayette
    Bir ölüm
    Ölümün anlamı ne?"

    (Tragedyalar)
    5 ...
  13. 728.
  14. Tomris uyar'a en güzel aşık kalabilen adamdır kendisi..şairliği zaten kutsanır o ayrı bir mevzu bahistir....
    4 ...
  15. 728.
  16. 727.
  17. Kimsenin öldüğü yok, yaşadığı da
    herkes biraz var, o kadar…
    3 ...
  18. 726.
  19. farklılıkları öğreten farkındalık yaratan ebedi kişilik.

    "ve bilirler, insanlar yalnız kaldıkça
    konuştukları dil de değişir"
    -edip cansever, 'tragedyalar: V/III'.
    1 ...
  20. 725.
  21. 724.
  22. Sonrası Kalır

    On Kalır benden geriye dokuzdan önceki on
    Dokuz değil on kalır
    On çiçek, on güneş, on haziran
    On eylül, on haziran
    On adam kalır benden, onu da
    Bal gibi parlayan, kekik gibi bunalan
    On adam kalır.

    Ne kalır ne kalır
    Tuz gibi susayan, nane gibi yayılan
    Dokuzu unutulmuş on yüz mu kalır
    Onu da unutulmuş bir şiir belki kalır
    On çizik, on çentik, on dudak izi
    Bir çay bardağında on dudak izi
    Aşklardan sevgilerden
    Suya yeni indirilmiş bir kayık gibi
    Akıp geçmişsem, gidip gelmişsem
    Bir de bu kalır.

    Ne Kalır benden geriye, benden sonrası kalır
    Asıl bu kalır.

    On yerde adam geçse geçmese
    Dağlardan tepelerden inen bir düzlüktüm,
    anlaşılır.

    Aksam olur bir günden dibe çökerim
    Su içer dibe çökerim
    iyimser bir duvarcıyım her gün bir tuğla
    düşürürüm elimden
    Bu yüzden gecikirim
    Size bu sıkıntı kalır.

    Ne Kalır

    Kahvelere de kalın kalın kayısı vakti
    Dişleri kesmeyenin en az kayısı vakti
    Dişleri hiç kesmeyenden
    Gün geçer kendi kalır
    Kahvelerde kayısı.

    Gezginim, açık denizlerden yanayım
    Biraz da Akdenizliyim, bu işte böyle kalır
    Akdenizli herkes konuşur duyarlığını
    Başka ne Kalır
    Biz ki bir konuşuruz geriye on şey kalır.

    Ben buyum, dersin, arkadaş
    Sevgilim ben buyum
    Yüreğim vurgun, dişlerim altın
    Ceketim sol omsuzumda
    Vakit vakit incelen vakit.
    1 ...
  23. 723.
  24. Ya sizler ya sizler
    Ey sırasını beklemeden gelen aksamüstleri.

    edip cansever.
    2 ...
  25. 722.
  26. Bir papatya ne kadar uzağı gorebiliyorsa o kadar yakın kalplerimiz birbirine.

    Edip cansever.
    5 ...
  27. 721.
  28. Derin, sessiz, iyi böylece
    Güz, ölülerini bırakan kuşlar
    Yer kalmadı acıya ülkemizde
    Derin, sessiz, iyi böylece
    Gün ortası alacakaranlık bakışlar.

    Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz
    Biz o renksiz, o yalnız, o sürgün meduzalar
    Asar söylediklerimizi çeker gideriz
    Ülkemiz, toprağımız, her şeyimiz
    Kıyısında camların bozbulanık rakılar.

    Çizeriz yeryüzünü kaygısız ayaklarla
    Yüzümüzdür bir yağmur ağırlığınca düşer
    Sonra pek anlamadan içkiler ne çabuk biter
    Ne kadar konuşursak o kadar bir sessizlik olur
    Adımızı sorarız birine, o bize adını söyler.

    Edip Cansever- meduza
    4 ...
  29. 720.
  30. kendisinin ismet özel e yazdığı mektubu okudum bugün. ilginç geldi, ilgilenenler bakabilir. reis diye başlıyor mektuba:
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1185922/+
    1 ...
  31. 718.
  32. "Gece herşeyin iki katıdır" demiş.
    1 ...
  33. 717.
  34. herkes biraz olsun gecikirdi.
    evine,
    sevgilisine,
    yalnızlığına.
    2 ...
  35. 716.
  36. ...
    Bana sorarsanız ters çevirin uykuları
    Alın şu adını "ben" koyduğunuz geceyi
    Bakınca göreceksiniz, daha bakınca bir ötekini
    Geceler, işte gündüzler
    Beyaza siyah penguen sürüleri gibi
    Ama elinizden ne gelir ki
    Siz dolgun yaşamaya bakın günleri.
    5 ...
  37. 715.
  38. iÇiNDEN DOĞRU SEVDiM SENi

    içinden doğru sevdim seni
    Bakışlarından doğru sevdim de
    Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
    Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
    Beni sevdiğin gibi sevdim seni
    Kar bırakılmış karanlığından.
    Yerleştir bu sevdayı her yerine
    Yüzünde ter olan su damlacıklarının
    Kaynağına yerleştir
    Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına
    Gül taşıyan cocuğuna yerleştir
    Ve omuzlarına daracık omuzlarına
    Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın
    Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten
    Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir
    Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde
    Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe
    Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran
    Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun
    Kar taneleri gibi uçuşan
    Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine
    Yerleştir bu sevdayı her yerine.
    Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
    Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
    Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen
    Sevdayı
    Ve köpüklendir
    Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
    Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
    Öğrenmez ama öğretir mutluluğu
    Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi
    Biraz da herkes içindir. Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli
    Var eden kendini birincisinden
    Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.
    Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
    Tanımadığın bir ülke gibi
    içinde yaşamadığın bir zaman gibi
    Tam kendisi gibi mutluluğun
    Beni bekliyorsun
    Ve onu bekliyorsun beni beklerken.
    6 ...
  39. 714.
  40. ikinci yenicilerin en baba şairlerinden.Bugün 88. doğum günü.Toprağı bol olsun.

    Seni günlere böldüm, seni aylara
    Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
    Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla
    Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi
    Minesi çatlamış bir diş gibi durduracağım karşısında.

    Şiirler söylenir, şiirler biter
    Biz bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da
    Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin
    Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa.

    Bütün günler yenileşir her bekleyişte
    Ve bütün dünler, bütün geçmişler
    Kapını açarsın ki bir de, hiç kimseler yok
    Çaresiz, benim sana gelişim de hep böyle.

    Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti
    Sonra bütün bulutlar hep birden geçti
    Anılar, anılar, belki hepsi bir kelime
    2 ...
  41. 713.
  42. doğum günün kutlu olsun edip abi!

    "ve yürürlükten kalkmış bir sözü tekrarlıyorum:
    sevin ki her şey olur.
    sevin ki her şey olur.
    olmuyor.
    biliyorum..."
    4 ...
  43. 712.
  44. Beklide başımı alıp gideceğim
    Biliyorsunuz ya bir ağrısı vardır gitmenin
    Nereye, ama nereye olursa gitmenin
    Hüzünle karışık bir ağrısı.
    3 ...
  45. 711.
  46. Değilsek de yakın, birbirimize uzak da sayılmayız büsbütün.

    Edip cansever 88 yaşında.

    Rahmetle anıyoruz.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük